|
ŞÜKRÜ KIZILOT(skizilot@sabah.com.tr
)
|
Maliye Bakanı'nın sırrı
Geçtiğimiz hafta, Maliye Bakanı Sümer Oral, kendi deyimiyle yaz bekarıydı. Çocukları tatile göndermiş kendisi de, zaten yoğun olan çalışma temposunu biraz daha artırmıştı. Bu kadar yoğun çalışmaya, bazen bir akşam teneffüsü de olabiliyor. Sayısı çok az olan bu teneffüslerden biri de, yıllar önce bakanlık yapmış, Türkiye ekonomisinde ve iş dünyasında etkin konumlarda bulunmuş, müşterek bir dostumuzun, Ankara'nın biraz dışındaki çok güzel bahçesi olan, şirin evindeydi.
Bahçedeki çiçekler, havuzdan gelen su sesleri, Maliye Bakanı'nın son günlerde aldığ ıbirkaç kiloyu vermek için yaptığı rejimi zorlayan, hepsi birbirinden nefis yemekler ve havanın sıcaklığını ortadan kaldıran hafif esinti içinde, saatler o kadar hızla geçti ki, hiçbirimiz farkına varmadık.
Daha çok iki bakanın, son 25 yıldaki anılarını anlattıkları, zaman zaman neşelenip, zaman zaman da dalıp gittikleri bu sohbet, en az 20 ayrı yazı konusu olabilecek ilginç olaylar ve zenginlikler doluydu.
Bakanın morali iyi
Yemekde, Türkiye ekonomisinin ve Türk Vergi Sisteminin bazı temel konularını da konuştuğumuzu tahmin edersiniz. Ne yazık ki, ağırlıklı kısmı özel olan bu konuşmaların, çocuğunu yazamayacağız.
Sohbetin bütünü içerisinde, en çok dikkatimi çeken, Maliye Bakanı'nın yüksek moraliydi. İstikrar programının kamu maliyesine, bütçe gelir ve giderlerine ilişkin bölümlerinin, programın diğer bölümleriyle uyumlu olarak, başarılı bir şekilde seyretmesi, Bakanı çok mutlu etmişti.
İlk altı ayda toplanan vergilerin tamamının faize gitmesini ise, geçici bir durum olarak gören Oral, yılın ikinci yarısında bu tablonun değişeceğini, özellikle 2001 yılında, faiz giderleri yönünden çok olumlu sonuçlar ortaya çıkacağını söylerken de, gözlerinin içi gülüyordu.
Gizlenen sır
Konuşmanın akışı içerisinde, konu nasıl oldu ise, Maliye Bakanı'nın önceden bildiği bazı konuları, yasa ya da kararname çıkana kadar gizli tutmasına geldi. Bu konuda Oral, ilginç bir anısını anlattı.
"Belirli görevlerde bulunmak, bazen yakınlarımızla hatta en yakınımızla konuşurken dahi, bildiğimiz bazı konuları gizlemeyi ya da susmayı gerektiriyor. Örneğin, depremle ilgili ek gelirler yaratmaya dönük yasa çıkmadan önce, bir yakınımız aradı ve gayrimenkulünü satıp, hazine bonosu aldığını, hazine bonolarına deprem vergisi geleceği söylentisinin, doğru olup olmadığını sordu, "kesinlikle öyle bir şey yok" dedim. Ardından da, hazine bonolarını faiz vergisi getiren yasayı çıkardık. Mutlaka bana bozulmuştur ama yakınım da olsa, gizlemek zorundaydım ve gizledim de...
Sonradan bu gizleme olayı duyuldu. Evli olan kızım, bana tam olarak kavrayamamış olacak ki, olaydan bir süre sonra telefon etti;
- Baba, yine deprem olacağına dair gizli bir tespit varmış. Nerede ve ne zaman olacağı da belliymiş. Bu doğruysa, sen bizden gizlemez söylersin değil mi?"
Sohbet sonlara doğru ilginç anılarla devam etti; saat 23.00'e yaklaştığında, Maliye Bakanı, neşeli bir şekilde ayağa kalktı;
- Bana müsaade, gitmem gerekiyor. Arkadaşlarla konuştuk. Sat 23'te buluşup, bazı dosyalarla ilgili çalışacağız. Çocuklar tatile gittiler, nasıl olsa zaman bol...
|
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|