Kara gün
Bugün köşemizde "üç önemli haber" sunacağız... Birinci "önemli" haber: Almanya yeniden "göç almaya başladı."
İkinci "önemli" haber:
Almanya'nın alacağı "yabancılar" içinde Türkler olmayacak.
Ve "üçüncü" önemli haber:
Türkiye "bu gelişmelerden" habersiz.
***
Almanya 1950'li yıllarda "yüzde 15/18 kalkınma hızını" yakalayınca...
"Göç almak" zorunda kaldı. (1954)
1973'e kadar da "göç aldı."
Tam "25 milyon yabancı" Almanya'ya gitti.
Almanya 1973'te "göçü durdurdu."
Gidenlerin de "çoğu" geri döndü.
Almanya'da şu anda "yedi buçuk milyon" yabancı yaşıyor.
***
Almanya 1973'te göçü durdurunca...
Hatta, Türkler'i "geri döndermenin yollarını" arayınca...
"O dönemin hükümetleri" sessiz kalmadılar.
Vatandaşımızın "hakkına, hukukuna" sahip çıktılar.
Ve "Avrupa ile sözleşme" imzaladılar.
Sözleşmenin "sekizinci maddesi" şöyle:
- Yeniden "göç alma" başlayınca... Öncelik, Türkler'e verilecektir.
***
Tam 27 yıl geçti aradan.
Ve Almanya "göç alacağım" dedi.
İlk planda "yirmi bin kişi" alacak.
Hindistan'dan "alacak."
Pakistan'dan "alacak."
Polonya'dan, Çek Cumhuriyeti'nden "alacak."
Macaristan'dan "alacak".
Bulgaristan'dan "alacak."
Ama "Türkiye'den almayacak."
***
Avrupa Birliği Genişleme Sorumlusu Gunther Verheugen geldi ve bize "ödevlerimizi" hatırlattı.
Ama bir yetkilimiz de çıkıp demedi ki:
- İyi de... Siz de ödevinizi unutmayın... "Sözleşmenin sekizinci maddesini" rafa kaldırmayın.
***
Pazar günü Almanya'da "önemli bir tören" vardı.
"Yeni göç dalgasının" başlama töreni.
Almanya'ya "ilk olarak" bir Endonezyalı geldi.
Alman Çalışma Bakanı Riester tarafından "törenle" karşılandı.
Bu olay "Alman TV'lerinde ilk haber."
Bizim ise...
Ne "göçten" haberimiz var, ne de "Endonezyalı'ya yapılan törenden."
***
Almanya'ya göç "hızla devam edecek."
Her yıl "üç yüz bin kişilik" göç.
Almanya göç almaya "ne kadar mecbursa..."
Biz de "göç vermeye" o kadar mecburuz.
Zira "insanlarımız işsiz."
Eğer Almanya'nın ihtiyaç duyduğu insanları yetiştiremiyorsak "üniversitelerden hesap soralım."
Yetiştiriyor ve buna rağmen Avrupa'ya gönderemiyorsak...
"Uluslararası sözleşmelere uymayanlardan" hesap soralım.
***
Yeni göç dalgasının başladığı 31 Ağustos Pazar günü Hindistan için... Pakistan için... Doğu Avrupa ülkeleri için "en mutlu gün."
Bizim için ise... "Kara gün."
Mutlu ülkeler "mutlu gün kutlamaları" yaptılar.
Türkiye "bir şey" yapmadı.
Zira Türkiye'nin "bir şeyden haberi yok."
***
Üniversite "bilime... Araştırmaya" kucak açmazsa...
Siyaset, toplumun önüne "büyük hedefler" koymazsa...
İşte "böyle" olur.
Biz "rektörlük koltuğuna kim oturacak" diye saç saça, baş başa dövüşürken...
Endonezyalı Almanya'da "törenle" karşılanır...
Türk de "ağzı açık... Bakakalır."