Siyasi istikrar, yalnız uyumlu ve uzun ömürlü bir hükümetle gelmez. O hükümetin doğru adımları cesaretle atması gerekir.
Ecevit hükümeti cesur bir hükümet..
Enflasyonla mücadeleyi temel alan istikrar programını yürütüyor..
Devlet kurumlarına sızmış ırkçı ve şeriatçı unsurları temizlemek amacıyla sevk ettiği KHK'nin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasını bekliyor..
Mafya lojmanı ve terör kampı haline gelen cezaevlerini zaptı rapta alacak yeni tip cezaevlerini devreye sokmaya uğraşıyor.
Fakat istikrarın altyapısını oluşturacak bu tedbirlerin hepsine yönelik direniş var. Ve bu direnişin, yaygın bir toplumsal muhalefete dönüştürülmesi için kışkırtmalar var..
İtirazların tümünü "devlet düşmanlığı" saymak mantıklı değildir.
İktidarın, rejim karşıtlarını ikna etme şansı yoktur. Ama hukuk devletini savunan aydınların, siyasi iktidarlara beslediği güvensizliği giderme imkânı her zaman vardır.
İcraatın İçinden..
Ecevit hükümeti bu imkânı kullanmıyor.
O yüzden hukukun üstünlüğünü savunan aydınlarla rejim karşıtlarının aynı cephede birleştikleri görüntüsü çıkıyor.
Ve işler zorlaşıyor.
Özal böyle büyük adımları TV'de "İcraatın İçinden" programları ile anlatır, halkta uyandırdığı umut ve heyecanı reformların motoru gibi kullanırdı.
Mevcut cezaevi rejimi insanlık dışıdır.
Yetmiş kişilik koğuşlarda savunmasız insanlar, ırzlarını, paralarını, istikballerini kaybediyor. O koşullarda hiçbir mahkum vicdanı ile baş başa kalıp nedamet getirme hakkını kullanamaz. Hükümet bu alanda cesaretini kaybetmemelidir.
Memurlarla ilgili kararnameye gelince..
Bu KHK veto edilirse, devleti zaafa düşürenlerin cüreti artacaktır. Irkçı ve şeriatçı memurlara Anayasal düzen içinde bir şey yapılamayacağının ilanı, hukuka, demokrasiye ve istikrara hizmet mi edecek?
Cumhurbaşkanı, hukukçu kimliğini "Böyle olmaz" demek için değil, hiç değilse "Böyle olmaz, şöyle olur" yönünde kullanmalıdır.
Paranın babaları..
Ecevit'in "Söylentileri havadan para kazanmaya alışmış kesimler çıkarıyor" sözlerinde büyük haklılık payı var.
Çünkü faizler düştü. Devletin sadece bu yüzden bir yılda sağlayacağı tasarruf 20 milyar dolar olacaktır. Bu parayı devlet birilerine ödeyecekken şimdi ödemeyecek.
Yani enflasyonla mücadelenin asıl faturasını faizden kazananlar ödüyorlar.
Öyleyse Demirel niçin "İşçi, köylü, memur, sanayici, esnaf kan ağlıyor" diyor?
Onlara mı "baba"lık yapıyor?. Hayır.
Kime yapıyor?.
O meşhur "aile fotoğrafı"nı hatırlayın, cevabını kendiniz bulun!
İstikrar misyonunu sırtlamış bu hükümetin kararlılığı ve cesareti var. Eksik olan halkın desteğidir. O desteği de bilinçlenmek getirir.
Ecevit, Özal'ın silahını kullanmalı..
