|
EMİN ÖZTÜRK
|
Hükümet önlem arayışında
Toplam ithalat içindeki payı yüzde 13'ün altında olan tüketim malları ve lüks ürün ithalatını caydırıcı tedbirlerin toplama etkisi sınırlı olacak
Bir önceki hafta açıklanan Nisan ayı cari işlemler dengesi verilerinden sonra geçen hafta da Mayıs ayına ilişkin dış ticaret verileri açıklandı. Dış ticaret açığı rakamının beklentilere paralel ölçüde yüksek olduğu, hatta beklenenden biraz da fazla çıktığı söylenebilir. Bu durum, hükümeti ve bürokrasiyi dış ticaret açığını azaltacak önlemler arayışına yöneltti. Bunun dışındaki önemli gelişmelerden bir tanesi derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından, Türkiye'nin döviz notunun gözden geçirilmekte olduğuna ilişkin bir açıklama yapılması oldu. Ortada not indirimine neden olabilecek bir olumsuzluk olmaması nedeniyle, not değişikliğinin olumlu yönde olması beklenmeli. Ancak, bu konuda ne zaman açıklama yapılacağı henüz kesin olarak belli değil.
VAKIFBANK ÖZELLEŞECEK
Bunlar dışında, hükümet nükleer santral projesini en azından ekonomik program süresince hayata geçirmeme yönünde bir karar aldı. Bu kararın ekonomiyi ilgilendiren yönü, Hazine'nin proje için garanti verme yükümlülüğünden kurtulmuş olması. Son olarak, Vakıfbank'ın özelleştirilmesine yol açmak üzere bir kanun hükmünde kararname geçen hafta Resmi Gazete'de yayımlandı. İlk etapta düşünülen, Vakıfbank'ın yüzde 20'lik hisse senedinin yurtiçinde ve dışında halka arz edilmesi, daha sonra ise çoğunluk hisse senetlerinin blok olarak satılması.
Bu planın aksamadan gerçekleştirilebilmesi, büyük çapta bir bankanın özelleştirilmesinin ilk örneği olacağı ve hükümetin bu alandaki kararlılığının bir göstergesi olacağı için önemli. Ancak, geri kalan üç büyük kamu bankasının özelleştirilmesine yönelik planın gerçekleştirilmesi işin asıl zor tarafı.
Yurtdışına bakıldığında, özellikle ABD verileri mali piyasalar tarafından hafta boyunca dikkatle takip edildi. ABD'de ikinci çeyrek büyüme rakamının beklenenin epeyce üzerinde (yüzde 5.2) çıkması ve ayrıca yatırımlardaki artışın yüzde 20'ye yakın olması Ağustos ayında yapılacak FED toplantısında bir faiz artışına gidilmesi olasılığını güçlendirdi. Ancak, bu hala çok yüksek bir olasılık değil. FED toplantısının yapılmasına daha üç hafta olduğu için arada geçen sürede çıkacak veriler faiz artışı olasılığını artırabilir veya azaltabilir. Bu arada Avrupa Birliği'nde de yılın ikinci çeyreğine ilişkin sanayi üretimi rakamında da yüzde 5'lik bir artış gözlendi.
Haftanın en önemli verisi enflasyon
haftaNIN en önemli veri seti 3 Ağustos'ta açıklanacak olan Temmuz ayı enflasyonu. Reuters tarafından, mali sektördeki 20 kuruluştan toplanan tahminlere göre, aylık toptan eşya enflasyonu beklentileri % 0. ile 1 arasında yoğunlaşıyor. Tüketici fiyatları cinsinden ölçülen enflasyon tahmini ise % ile 1.2 aralığında. Bizim tahminimiz de aynı doğrultuda. Aylık veriler bu şekilde gerçekleşirse hem TEFE hem de TÜFE yıllık bazda yaklaşık dört puan düşecek. Ağustos'tan sonra ise yıllık enflasyonun 40'lı rakamlara inmesini bekliyoruz. Temmuz'da, geçen ay olduğu gibi tarımsal fiyatlardaki gelişmeler TEFE ve TÜFE enflasyonunda sonucun ne olacağını önemli ölçüde belirleyecek. Bu, tarımın enflasyon indekslerindeki payının çok yüksek olmasından değil rakamlarının çok oynak olmasından kaynaklanıyor. Örneğin aylık tarım enflasyonunun Ğ2 veya +2 çıkması işten bile değil. Ancak, ilkinin yol açacağı TEFE enflasyonu % 0.'da olurken ikincisininki % . oluyor. Yani genel eğilimi görebilmek için, oynak tarım fiyatlarının fazlasıyla etkilediği manşet enflasyon rakamından çok, özel imalat sanayii rakamına bakmakta yarar var. Çekirdek enflasyonu yansıttığını düşündüğümüz özel imalat sanayii fiyat artışları geçen ay % . ile beklenenden yüksek çıkmıştı. Bu nedenle bu ayın tahminleri daha temkinli. Tarımda ise aşırı sıcaklar nedeniyle Haziran'dakine benzer bir negatif enflasyon rakamı çıkmaması olasılığı yüksek. Bilindiği üzere, Haziran'da tarımsal fiyatlar yüzde 4.8 düşmüştü.
Dış ticaret açığı 23 milyar dolar olabilir
MayIs ayı dış ticaret açığı 2.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece yılın ilk beş ayındaki açık 9.2 milyar dolara ulaştı. Gerek Mayıs gerekse Ocak-Mayıs dönemi dış ticaret açığı geçen yılın aynı döneminde kaydedilen düzeyin yaklaşık iki katı. Ancak, geçen yıl ekonomideki keskin daralma nedeniyle ithalatın ve dış ticaret açığının çok düşük olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu yıl ile geçen yılın karşılaştırması abartılı bir sonuç yaratıyor. Karşılaştırmayı 1997 ve 1998 yıllarına göre yaptığımızda ise hem ithalatta hem de ticaret açığında yine de belirgin bir artış olduğu görülüyor. Örneğin 1997 yılının ilk beş ayındaki ithalat 18.4 milyar dolar, dış ticaret açığı ise 8.1 milyar dolar olmuş. Bu yılın ithalat ve açık değerleri ise bunların en az yüzde 10 daha fazlası. Dolayısıyla, 2000 yılının sonunda gerçekleşecek dış ticaret açığı tahminini gözden geçirmekte yarar var. Yılın ikinci yarısında ortalama petrol fiyatının 25 dolar civarında olacağı ve ekonominin büyüme hızının düşmeyeceği varsayımları ile mevsimlik etkileri de dikkate alarak bakıldığında, dış ticaret açığının yıl sonunda 23 milyar doları geçmesini beklemek mümkün. Tabii bu rakam gümrük kayıtları bazındaki dış ticaret açığı için. Bavul ticareti ve transit ticaret gibi diğer kalemleri de içeren açığın ise 19 milyar dolar civarında olması beklenebilir (Buna ödemeler dengesi bazlı dış ticaret açığı diyoruz). Son olarak, ithalatla ilgili bir konuya daha dikkat çekelim: Tüketim malları kalemi hem Mayıs'ta hem de Ocak-Mayıs döneminde en hızlı büyüyen kalem olmakla birlikte toplam ithalat içindeki payı hala yüzde 13'ün altında. Bu nedenle, tüketim malları ithalatını hele de bunun bir alt grubu olan lüks ürün ithalatını caydırıcı tedbirler almanın toplam üzerindeki etkisi sınırlı olacaktır. Üzüm yemekle bağcıyı dövmeyi karıştırmamakta yarar var.
|
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|