kapat

31.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CAN DÜNDAR(cdundar@sabah.com.tr )


İyimser bir yazı

Gelin "Pazartesi sıkıntısı"nı iyimser bir yazıyla aşmaya çalışalım: Kim ne derse desin ben bu ülkenin geleceğinden umutluyum.

Durumun 3 yıl öncesine göre daha iyi olduğuna ve 3 yıl içinde daha da iyiye gideceğine inanıyorum.

Gidişata biraz gündelik hayhuyun dışından bakınca Türkiye'nin nicedir içine hapsolduğu kapandan çıkışın kapısına dayandığını sezinliyorum.

***

2 hafta sonra 20 yaşına basacak olan 12 Eylül'ün mirası daha yeni yeni sorgulanıyor. Dikkat edin, son dönemde tartıştığımız şeyler hep, darbenin birbirinden "yüksek" tepelere yerleştirdiği kurullar...

"Kurul(l)u düzen" sarsılıyor.

Milli Güvenlik Kurulu'ndaki sivil üye sayısı ile, "Gölge başbakan" olarak tanımlanan ve 1983 tarihli yasayla bir Orgeneral olması şart koşulan MGK Genel Sekreteri'nin sivilleşmesi gereği ilk kez açıkça dillendiriliyor.

Yüksek Askeri Şura kararlarına yargı yolunun açılması talebi de öyle...

12 Eylül'ün "yükselttiği" bir başka kurul, "Yüksek Öğretim Kurulu" (YÖK) tam anlamıyla çatırdıyor. Deprem nasıl Kızılay Başkanı'nı devirdiyse, son rektör atamaları da YÖK başkanını öyle sarstı. Bugüne kadar olduğu gibi "Gönderirim listeyi, alırım onayı" sanan Gürüz, başını Çan-kaya'ya çarptı.

Sırada yine 12 Eylül ucubelerinden "Radyo ve Televizyon Üst Kurulu" ile "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu" var.

***

Kürt sorununa bakalım:

Öcalan yakalandığı zaman ortaya atılan tezler doğru çıkıyor:

Amerika'nın Apo'ya karşılık, Türkiye'den Güneydoğu'da "demokratik adımlar" beklediği yazılmıştı.

Yerel düzeyde HADEP'in önünün açılması ilk adımdı.

Sıra Kürtçe televizyonda... İlk kez bir Türk Dışişleri Bakanı'nın ağzından bu yönde bir talep işitiyoruz. Ardından Olağanüstü Hal'in kalkması ve belki "ana dilde kurs görme hakkı" gelecek.

2 yıl evvel, "Apo yakalanacak, sonra da Türkiye idamı kaldırma hazırlığına başlayacak" deseler inanır mıydınız?

Devlet denilen ağır geminin ne yöne dümen kırdığını, Devlet Bahçeli'nin tavrından izlemek mümkün. Çünkü -bir diplomatın deyişiyle- "MHP bir süredir, MGK'nın siyasi kanadı gibi hareket ediyor". İdam, kültürel haklar gibi konularda en keskin tepkiyi gösteren MHP'de son dönem belirgin bir yumuşama gözleniyor. Bahçeli, özel demeçlerinde tabanını rahatlatacak bir muhalif söylemi korusa da, alttan alta ihtiyatlı bir onayın işaretini de veriyor.

"2010'da Avrupa" hedefi, değişimin motoru olmaya devam ediyor.

Türkiye -çeyrek asırdır ilk kez- Kıbrıs'taki varlığını sorguluyor. 312. Madde'yi, düşünce özgürlüğünü, İslam-demokrasi uzlaşmasını tartışıyor.

Pazarlık "10 adım atalım" diyenlerle "5 yeter" diyenler arasında...

Lakin, 5 ya da 10, ileri yönde adımlar atılacağı kesin.

Güçler dengesini altüst eden çok önemli bir faktör Çankaya'ya yerleşti.

Cumhurbaşkanı Sezer, Köşk'te Demirel'den çok farklı bir portre çiziyor.

Çankaya, önüne gelen her "güvenlik öncelikli karar"ı tereddütsüz imzalayan bir tasdik makamı olmaktan çıkıyor; bir hukuk kalesine dönüşüyor.

Son "Sezer-Gürüz düellosu"na, Gürüz'ün cesaret aldığı mercileri düşünerek bakmak ve "YÖK'ün ricatı"nı bu açıdan değerlendirmek gerek.

Sezer, sessiz sedasız Türkiye'nin geleceğine damgasını vuruyor.

***

Elbette bunlar yetersiz ve gecikmiş adımlar... Zorlayıcı unsur "dışarıda" olduğu için belki yeni sorunlar yaratmaya gebe...

Yine de yarının dünden iyi olacağını müjdeleyen değişim rüzgarlarının kokusunu taşıyor bizlere...

Sizi bilmem; ben Çetin Altan'ın altın öğüdüne uyuyorum:

Enseyi karartmıyorum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır