GÖZÜNÜ sevdiğimin İstanbul'u... Koca bir devlet gibi bitip tükenmek bilmiyor... Ve her kim İstanbul'u bildiğini iddia ederse, en hafif sözcüğüyle, yanılıyor...
Geçen aylarda Sabah'ın bir daveti vardı, Yıldız Sarayı'nın bir bölümünde... Bu sarayı ve köşklerini çok iyi bildiğimi sanırdım. Ama o güne dek hiç görmediğim bir bölümdü bu... Şaşırıp kalmıştım.
Geçen Perşembe Şakir Eczacıbaşı ve İKSV yetkilileri bizlere Ayazağa'daki Kültür Sarayı inşaatını gezdirirken de aynı hayrete düştüm. Son derece yoğun bir orman arazisi içinde, öncelikle hiç bilmediğim üç görkemli Osmanlı köşkü.. 1850-60'lardan kalma... Ayazağa kasrı, Süvari Birliği Köşkü ve Çinili Köşk. Birini uzaktan gördük, onarılmakta olan ikincisini gezdik, toplantı ise üçüncüsünün, onarımı bitmiş çok sevimli Çinili Köşk'ün içinde oldu.
Ve İstanbul'un bizlere daha ne sürprizleri olduğunu kendi kendime sordum.
Kültür Merkezi'ne gelince... Bu konuda özetle yazayım. Tahminlerimin ötesinde görkemli bir merkez bu... 2500 kişilik ana konser salonu, 1000 kişilik çok amaçlı salon, 500 kişilik açık hava tiyatrosu, 750 metrekarelik sergi salonu... Ve daha sayısız irili-ufaklı salonlar...
Şakir bey birkaç önemli konuda Bakan'ın söylediklerini tekzip ediyor. İnşaatın metrekare birim fiyatının 500 dolar olması gerektiğini söyleyen İstemihan Talay'a karşı, böyle bir inşaatın uluslararası ölçülere göre birim fiyatının 2000 dolar olduğunu, kendilerinin ise bunu yaklaşık 1200 dolara mal ettiklerini söylüyor. "40 milyon dolar verdik niye bitmedi" diyen bakana, inşaat toplam bedelinin baştan beri 80 milyon dolar civarında olduğunu belirtiyor.
Bakan'ın "kaçak" diye nitelediği ek bölümlerin, inşaat sırasında danışmanlık yapan tam altı adet uluslararası uzman danışman kurulunun tavsiyeleriyle, merkezi daha çağdaş hale getirmek için yapılan ekler olduğunu, böylesine bir yapının 10 yıl önceki bir master plana bağlı olarak yapılamayacağını vurguluyor.
Ve nihayet Bakan'ın sözkonusu ettiği, üç tarihi köşkün onarımı için İstanbul Borsası'ndan alınan üç milyon doların, bu yapıları Borsa'ya hibe etmek anlamına gelmediğini, Borsa'ya bunların sadece boş oldukları günlerde sınırlı biçimde kullanma hakkı verdiğini söylüyor.
Tüm bunlardan çıkan sonuç şu: Bakan bu konuda haksız. İstanbul için çok önemli bir inşaat, bu inatlaşma yüzünden gecikiyor. Kaybeden ise yine halk, böyle bir merkezden çok yararlanacak olan İstanbullu sanatseverler oluyor.
Ben gidemedim. Ama karım kızımla birlikte gitti. Ve uzak, egzotik, gelişmişlikle yoksulluğu birarada yaşayan ve halkın çoğu Müslüman olan ülkeden pek memnun kaldılar.
Swiss Otel'de bir Malezya yemekleri haftasının açılışı için çağrı aldığımızda kaçırmadık. Otelin çok sevdiğim Oasis Restoranı'nda gerçek bir Malezyalı aşçının elinden çıktığı belli olan değişik ve lezzetli şeyler yedik. Körili piliç, karides pane, acı soslu çok lezzetli bir balık, hindistan cevizli kalamar... Küçük şişlerde ızgara etler. Ve bizimkilerden çok farklı hamurişi tatlılar... Tipik Malezya müziği eşliğinde...
Eğer egzotik mutfaklardan hoşlanıyorsanız, Kuala Lumpur'daki İstana Hotel, Malezya Havayolları ve Doluca sponsorluğuyla düzenlenen bu geceleri kaçırmayın. 6 Ağustos'a dek sürecek. (326 11 00)