Bir üniversitede Doçent ünvanına sahip bir öğretim üyesi, eşi de bir kamu kuruluşunda çalışan Doktora yapmış bir mühendis, babalarına ait bir evde oturuyorlar. 20 yılda edindikleri bir kooperatif evinden, küçük bir miktar kira alıyorlar. Yani sözün kısası, her ikisi de en üst düzeyde eğitim görmüş ve herşeye rağmen maddi açıdan Türkiye ortalamalarına göre, iyi durumdalar. "Pekiyi dertleri ne diyeceksiniz" değil mi?... Bana yazdıkları faksı okuyunca onları çok iyi anlayacaksınız. İsim vermiyorum, zira ikisi de devlet memuru...
"Sayın Vardar,
Bir tek çocuğumuz var ve bu yıl okula başlayacak. Bundan sonra yatırım yapmayı düşünmediğimiz için bu tek çocuğumuzu, özel bir okulda okutmak istedik ve bir de baktık ki, bu yıl okulun (Yüce Koleji) ücretine yaptığı zam oranı %5... Bu okulun (ki farklı bir özelliği olan okul değil ve diğerlerinin de fiyatları hemen hemen bu ayarda) yıllık eğitim ücreti (servis ve öğle yemeği dahil) 3.15 milyon TL. Yukarıda belirttiğim mali durumda olman biz, ne yazık ki çocuğumuzu özel okulda okutamayacağız. Zira okulun aylık taksiti 262.5 milyon TL'ye geliyor. Buna karşın eşimin maaşı 250 milyon, benim ki 370 milyon TL. (Her ikimizin maaşında da yabancı dil tazminatı dahildir)
Sayın Vardar, deyibilirsiniz ki, "Herkes çocuğunu özel okulda okutmak zorunda değil" Haklısınız. Zaten isyan ettiğim nokta başka; devlet benim maaşıma %5 zam yaptı ve aldığım kiraya da Kasım ayında en çok %5 zam yapabileceğim, yani devlet benim gelirimi ciddi şekilde sınırlıyor, oysa bu özel okul işletmecilerine kimse birşey sormuyor. Oturup birlikte zam oranını saptıyorlar. Anti-tekel yasaları nerede?... Çocuğuna iyi bir eğitim aldırmak yalnızca çok zenginlerin harcı olmasın. İyi eğitilmiş insan en başta bu ülkenin menfaati demektir."
Görüldüğü gibi, evlenmek, yuva kurmak, çocuk yapmak, onları büyütüp, okutmak hiç de kolay değil... Arada bir böyle konulara girerek, meseleleri sizlerle paylaşmak zorundayım. Çünkü sizler benim ailemin bir fertleri gibisiniz.