kapat

22.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Laila

Bugün, İstanbul'la Boston arasındaki bir telefon konuşmasından sözedeceğim sizlere.

Yaz tatili için İstanbul'a gelmiş olan Türk hanım, Boston'daki Amerikalı eşiyle konuşuyor.

Oğulları birkaç arkadaşıyla İstanbul'a gelecek.

Türk hanım diyor ki "Burada Laila diye bir yer açılmış. Gençler hep oraya gidiyormuş."

Amerikalı eşi diyor ki "Yanlış söylüyorsun. O Laila değil Leyla olmalı!"

Türk hanım ısrar ediyor: "Hayır Leyla değil, Laila!"

"Yapma!" diyor Amerikalı eş. "Türkçe'de bu isim Leyla'dır."

"Evet ama" diye cevap veriyor eşi "Bugüne kadar ben de Leyla diye biliyordum, şimdi Laila olmuş."

"Peki" diyor Amerikalı eş.

Pek aklı yatmıyor ama daha fazla ısrar etmesi mümkün değil.

***

Oysa Türkiye'ye gelip bir iki gün gezse o da ne kadar geliştiğimizi anlar ve böyle isimlere hayret etmekten vazgeçerdi.

Eskiden lokantalara, mağazalara yabancı isim koymak modaydı ama şimdi Türkçe isimler bile İngiliz imlası ile yazılıyor.

Bir bar görüyorsunuz: Tabelası "Berdush!"

Kimi "Chivi" yazıyor, kimi "Pabuçland".

***

Bunları duyduktan sonra bu köşenin ne kadar geri kaldığını ve "trend" i (treni değil) nasıl kaçırdığını anlayıp epey üzüldüm ve bundan böyle başka türlü yazmaya karar verdim.

Sonra Trans European Motorway'e çıkıp, İkithelli, Guneshli'deki The Sabah Bulding'e geldim.

Tam odama girerken Ahmad Wardar ve Sadad ile karşılaştım. Rauph Thamer'den çıkıp Salah üd din Smoke'a gidiyorlardı.

"What's up guys!" dedim.

"Cool man cool!" dediler.

Sadad USA'den yeni döndüğü için "High five!" deyip elini havaya kaldırdı ve iki kişi birer elimizi kullanarak el çırpmış olduk.

Bu "dear friends" takımıyla Gunghor Menghi'ye uğrayıp, Nishantash bölgesindeki yeni centerimizi konuştuk.

John Atacli "Orası iyi neighborhood!" dedi. "Armani cafe, Downtown, Buzz, Decanter gibi restaurantları var."

Rauph Thamer biraz eski kafalı olduğu için bu bölgede Türk yemeği bulup bulamayacağını sordu.

"Merak etme" dediler. "Tenchere diye cool bir yer açılmış: Turkish cuisin.""

O sırada Salih Memecan'ın çizdiği Bizim City'ye gözüm ilişti ve anladım ki Turkey, koskoca bir Bizim City olmuştu artık.

Salih'in bir an önce Bizim Şehir adıyla bir dizi başlatmasından başka çaremiz kalmamıştı.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır