kapat

22.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


"Cenaze" ortada kaldı

YÖK Genel Kurulu toplantısı devam ederken... Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu ile konuşuyorduk.

Sorduk:

- Neler oluyor?.. Bundan sonra neler olacak?

Bostancıoğlu:

- Anayasa, rektör atama hakkını Sayın Cumhurbaşkanı'na vermiştir... Ancak, Cumhurbaşkanı'nın, YÖK'ün önerdiği üç kişiden birini atama hak ve görevi vardır.

- İyi de... Ortada bir kriz var... Nasıl aşılacak?

Bostancıoğlu:

- Sistem "iki turlu seçime" dayanıyor... Üniversite altı aday seçiyor... YÖK de, gizli oy açık tasnifle bunu üçe indiriyor... Gizli oy kullanan kişiye, kimsenin bir şey söyleme hakkı yok.

***

Saat 16.05...

"Uzun toplantının ardından" YÖK Başkanı oldukça gergin... "Söylemi" ise çok kısa:

- ...... Varılan sonuç en kısa zaman içinde Cumhurbaşkanlığı Yüce Makamı'na arz edilecektir.

***

Toplantıda bir "karar" alındı:

- Gereken bütün konuşma ve açıklamalar "tek bir kişi" tarafından yapılsın.

"Tek kişi" YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz.

***

"Asıl karara" gelince...

YÖK Genel Kurul üyeleri "konuyu" uzun, uzun konuştular.

"Eski uygulamaların" üzerinde durdular.

Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanı seçilmeden önceki ve sonraki "söylemlerini" masaya yatırdılar.

Rektör atamaları ile ilgili "geri çevirme" gerekçesini de.

"En kısa zaman içinde Cumhurbaşkanlığı Yüksek Makamı'na arz edilecek" yazıda, Sezer'in "söylemlerine de" gönderme yapılacak.

***

YÖK Genel Kurulu'ndaki "uzun müzakereleri" özetleyecek olursak...

Şu "üç husus" söylenebilir.

1. YÖK, eski kararının bir "eksiğinin... Gediğinin... Yanlışının... Hukuk ile bağdaşmayan bir yanının" bulunmadığı düşüncesinde.

2. Cumhurbaşkanı'nın "her üniversite için ayrı yazı yazılsın" talebi, makul bulundu.

3. YÖK, "Çankaya ile inatlaşıyor" görüntüsünden rahatsız... Bu nedenle de, Prof. Gürüz'ün "en kısa zamanda" dediği yazı, Köşk'e "hemen" gönderilmeyecek... "Bir süre" beklenecek.

Beklemeye gerekçe "çalışmaların devam ettiği."

"Asıl amaç" ise...

"Gerilimin... Toplumdaki yüksek tansiyonun" düşmesi.

***

"Sonuç" ne olursa olsun "şu" anlaşıldı:

- Bu sistem artık böyle yürümez.

"Öyleyse" yeni bir sistem gerek.

Bunu "kim" yapacak?

Tabii ki "siyaset kurumu."

Ama siyaset sanki "bana ne" der gibi?

Siyaset "böyle bir durumda... Böyle bir zamanda" inisiyatif almayacaksa... Ne zaman alacak?

***

Türkiye'nin temel sorununun "diyalog noksanlığı" olduğu, bir kez daha ortaya çıktı.

Köşk ile YÖK arasında "yazışma" var... Ama "diyalog" yok.

Hükümetin hemen "devreye... Diyaloğa... Çözüme" yönelmesi lazım.

O da yok.

Ve sorun "bir cenaze gibi" ortada bekliyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır