kapat

22.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Türküm, doğruyum, çalışkanım New York'tayım
Her gün onlarca insan New York'a göç ederek, başarılı bir gelecek arıyor. Kimi batıyor, kimi çıkıyor... Cebinde 5 kuruşu olmayıp, cesareti sermaye yapan Türkler ise bu zorlu sınavdan başarıyla çıkanların başında geliyor...

BAŞLARKEN...
Amerika'nın New York kenti... Rekabetin cangılı. Gözükara girişimciler için bir fırsatlar cenneti. Pek çok kişi içinse son umutların tükendiği bir cehennem. Frank Sinatra'nın mırıldandığı gibi, "Burada başarılı olan, her yerde başarır" cinsinden bir mihenk taşı...

İşte, cebinde 5 kuruşu olmayıp, cesareti sermaye yaparak New York'ta yıldızı parlayan Türkler, bu sınavdan başarıyla çıkanların başında geliyor... Yabancı gazete ve dergilerde sayfa sayfa "Türk girişimci ruhunun farklılığından" boşuna bahsedilmediğini anlamak için New York'u şöyle bir dolaşmak yeterli oluyor. Çamaşırhaneden restorana, faytonculuktan kuaföre pek çok küçük işletmede Türk imzası hemen göze çarpıyor. Kişisel yetenekleri ve birikimleriyle çok uluslu şirketlerin zirvelerini zorlayan pırıl pırıl gençler de cabası...

Hani biz bize "tembeliz" deriz ya, bunun ne denli haksız bir yargı olduğunu kavrıyorsunuz Amerika'nın mega şehrinde... Amerikalılar bizi bizden iyi tanıyor. Türkler'i "Hard worker" (ağır işçi) olarak tanımlıyorlar, ardından da "good neighbor" (iyi komşu) diye ekliyorlar. Yani hem çalışkanlığımız, hem de insanlığımızla seviliyoruz New York'ta.

Eğer kurallara göre oynamayı becerirseniz Amerika, Avrupa'dan daha da kadirşinas... Bu yazı dizisinde, bu kuralları iyi anlayıp, çalışkanlık ve girişim ruhuyla küçük mucizeler yaratan Türkler'den ve onların umut veren öykülerinden söz edeceğiz... Göçmen ruhumuzu körelten "Almanya acı vatan" kötümserliğimizi üstümüzden atalı bir 15 yıl geçmiş, Avrupa'da holdingler kurmuş bir halkın öyküsü bu aslında... Sınır tanımayan, risk almaktan korkmayan, ölümüne çalışmaktan yılmayan Türkler'in New York'taki öyküsü!

Wall Street'in Türk avukatı
Parlak eğitimiyle hukukçuların dikkatini çeken İskender Catto, New York borsasına kabul edilen ilk Türk avukat

TURKCELL'İN New York borsasında işlem görmeye başlaması, Wall Street'in Türkiye'yi gerçek anlamda tanıması açısından bir dönüm noktasıydı. Ancak, Türkiye'yi Turkcell'den önce Wall Street'te tanıtan biri daha vardı: New York borsasına kabul edilen ilk Türk avukat İskender Catto.

Bir rüşvet meselesini çözemeyince avukat olmaya karar veren İskender Catto, Harvard'ın 4 yıllık hukuk bölümünü 3 yılda bitirdi. Eşi ve çocuğuna bakabilmek için Paterson'da televizyon programcılığı yapmaya başladı. FBI ile ortak yürüttüğü bir programla suçluların peşine düştü. "The Most Wanted" yani "En çok aranan" adını verdiği programın reytingi tavana fırlayıp, suç oranını da yüzde 40 azaltınca FBI, Catto'ya maaş bağladı.

HEDEFİ SENATO
Bu arada, Seton Hall Law School'da 3 yıl finans dalında yüksek hukuk eğitimi aldı. Notlarına yetişen olmadı. Bu başarılı Türk genci, Wall Street hukukçularının da dikkatinden kaçmadı. Ve 36 yaşındaki Catto, dünya finans piyasalarının can damarı New York borsasına kabul edilen ilk Türk avukat oldu.

Hawkins Delafield Wood'da çalışan 125 avukat arasında ilk Türk olan Catto, maaşını söylemiyor ama bol sıfırlı bir rakam olduğunun ipuçlarını veriyor. Catto, New York Hükümeti'nin finansman problemlerine çözüm bulmaya çalışacak. Şimdiden 2 büyük iş emanet edilmiş Catto'ya. "Toplam 770 milyon dolar değerinde iki ayrı kağıdın satışı için çalıştım. Biri New York metrosu, diğeri de New Jersey'in altyapı yatırımları içindi... Ben hükümetle şirketleri bir araya getirdim" diyor.

Ama İskender Catto'nun gelecek planları Wall Street'le sınırlı değil. Burada çalışıp, büyük bir ihtimalle 7-8 yıl sonra şirkete ortak olacak, bunun dışında ABD Senatosu'na girip bir adalet savaşçısı olmayı da hedefliyor. İskender Catto her fırsata, Türkler'in bir araya gelip politika yapmalarının şart olduğunu vurguluyor.

Başarıyı kulaçladı!
Ömer İpek, New York limanında gemiden atlayarak yeni bir hayata başladı; kentin rakipsiz

marketler zinciri Amish'i kurdu
BURSA'NIN Orhaneli ilçesine bağlı Yeniköyü'nde hayata merhaba diyeceksin... Sonra bir gemide tayfalık yapacaksın... Gemi, New York limanına demirleyince atlayıvereceksin denize... Bir Türk daha bulup, basamakları sıfırdan tırmanmaya başlayacaksın... Biraz sermaye bulup önce bir manav açacaksın... New York Belediye Başkanı Giuliani de girecek hayatına... Ve bir marketler zincirinin patronu olacaksın... Üstelik dünya başkenti New York'ta...

İşte bu masalın kahramanı ise Ömer İpek. Henüz 39 yaşında ama kurduğu Amish marketler zinciri New York'ta rakipsiz. Sahip olduğu marketler zincirinin adı "Amish". Neden mi Amish? Çünkü İpek inananlara saygı duyan imanlı biri. Amishler ise malum Pennsylvania'da yaşayan kendi halinde dindar küçük bir grup...

"Peki bu masalda New York Belediye Başkanı Giuliani'nin işi ne?" derseniz işte yanıtı. Amish'i o kadar beğeniyor ki Giuliani, belediyeden 300 bin dolar para verip New York'un en yüksek gökdeleni olan 112 katlı Dünya Ticaret Merkezi'nin karşısında bir Amish Market açılmasını istiyor İpek'ten. Amish dekorundan şarküteri ürünlerine kadar benzersiz inşa ediliyor! New York'ta ilk defa bir market açılışı televizyonlardan naklen yayınlanıyor. Sazlı sözlü, dansözlü yapılan açılışı ise bizzat Guiliani yapıyor.

ÜNLÜ MÜŞTERİLER
Amish'in müşterileri New York'un kalburüstü kesimi. Amish marketler zincirinden birinde Robert de Niro'yu alışveriş yaparken ya da Madonna'yı bir şeyler atıştırırken görmek mümkün. New York, Ömer İpek için yanar döner bir sevgili gibi... Bir seviyor, bir bıkıyor... Kent için "Çok stresli ve acımasız" diyor. Bazen çekip gidiyor, Bali'ye ya da Orhangazi'ye. Bali'ye ısınamıyor, Orhangazi'ye geldiğinde Marmara depremi 'hoşgeldin' diyor.

Amish'in 5 ortağından biri Dominikli, diğerleri ise Hasan Uygun, Erhan Bahçeci, Adem Arıca ve Ferişa Aybar adlı Türkler. Aybar dışındaki ortakları birlikte denize atladığı arkadaşları... Her çeşit ürünün bulunduğu Amish'te iğne atsan yere düşmüyor, ünü ise gün geçtikçe artıyor. Ömer İpek bu başarısını inançlı ve çok azimli olmasına bağlıyor.

BAĞDAT CADDESİ'NDEN ÇIKTI YOLA
Bir dönem Bağdat Caddesi'nde kuaförlük yapan Memduh Polat, 'Burada hem daha çok kazanıyorum, hem de yaptığım işe daha fazla önem veriliyor' diyor.

Ucuz röfle yanında bir de demli çay!
NEW YORK'LU kadınlar, her daim bakımlı. Onların görünümlerine gösterdiği özen, kuaförlerin de birer minik servet sahibi olmasını sağlıyor. Sıkıntılı bir rüzgârın New York'a savurduğu Memduh Polat, Bağdat Caddesi'nin kuaförlerinden. New York'a gelip kuaför salonlarının kalabalığını ve fiyat listelerini görünce hemen "bu iş burada yapılmalı" kararını vermiş. Şimdilerde 20 dolardan saç kesiyor, 35 dolara boya yapıyor... Bu fiyatlar minimum! Polat, Türkiye'deki kuaförlüğü ile şimdikini karşılaştırırken "Bağdat Caddesi'nde aldığım bahşiş gibiydi. Yanımda çalıştırdığım arkadaşım 10 ayda altına cip çekti" diyor.

Memduh Polat'ın diğer kuaförlerden farklı bir yanı da var. Müşteriye çay ikram ediyor. "Eh, adam olan zaten ikram eder?" diyorsanız, fena halde yanıldınız. Burası New York, adamlar selamı parayla veriyor. Polat'ın müşterileri de bu içten tavır karşısında duygulanıyor; çok bahşiş ödeyip, bol bol da parasız reklam yapıyorlar.

YARIN
* Amerika'da yapı inşa etmek güç ama Türk müteahitleri bunun da altından kalkıyor. Neler neler yapılıyor...

* 70'li yıllarda Fenerbahçe'nin yıldızı olan Salim şimdi New York'ta hangi başarılara imza atıyor?...


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır