TAKSİCİLERİN protesto eylemi konusunda yazdığım yazı üzerine birkaç faks aldım. Bunlardan bazılarında küfür sınırlarını zorlayan ağır sözler var. Sahipleri altlarına imzalarını koymamışlar. Bir tanesinin içeriği ise sitem boyutunda kalıyor; üslubu kibar. Altında hem imza hem telefon numarası var. Taksi sahibi olduğunu sandığım Sayın Engin Yakut, şunları yazmış;
"İKİ yıl öncesine kadar benzin zamları taksicinin belini büküyordu. O zaman, benzin zamlarının taksiciyi mağdur ettiğini yazan çıkmıyordu. Taksi sahipleri sizin sandığınız gibi ahım şahım paralar kazanmıyor.
NE kadar vergi ödediğimizi hiç araştırdınız mı? Emin olun hiçbir minibüsçü, özel halk otobüsçüsü bizim kadar vergi ödemiyor. 250 milyarlık minibüsleriyle adamlar günde yüz milyonlar kazanıyor. Kazandıklarında gözümüz yok. Ama bırakın, taksiciler de LPG ile biraz rahat etsinler.
BENCE bu konuyu bu kadar kurcalamaya gerek de yok. Türkiye'de hangi kişi şoför esnafı hakkında olumlu bir yazı yazmış ki? Siz de hakkımızda olumlu yazmamışsınız tabii ki.
BİZ lüks taşımacılık yapıyoruz. Otobüs veya minibüs yolcusu taşımıyoruz. Buna rağmen gelirimiz otobüsçünün, minibüsçünün gelirinin çok altında kalıyor. Çoğumuz ekonomik sıkıntıları yakından hissediyoruz.
BU hizmeti halkımız için yapıyoruz. Almanya'ya ve İngiltere'ye herhalde gitmişsinizdir. Oradaki taksi ücretleriyle bizimkileri kıyasladığınız zaman herhalde bize teşekkür ediyorsunuzdur.
LÜTFEN vurun, ama dinleyin. Saygılarımla."
SAYIN Yakut'un faksını sütunlarıma yorumsuz şekilde, aynen alıyorum.
DUYGULARINI, sitemini belirtirken kullandığı samimi, uygar üslup için kendisine teşekkür ediyorum. Haklı davalarında daima taksici esnafının yanında olacağımızın da altını çiziyorum.