Türkiye'nin AB adaylığının açıklandığı Helsinki Zirvesi'den sonra geçen 6 ayı aşkın sürede Avrupa Birliği ile ilgili gereken çalışmaların yapılmaması, tedirginlik yaratmıştı. İşin sahibinin belli olmaması ve uyum yasalarının Meclis'te adının bile anılmaması, endişeleri daha da artırmıştı. Önceki gün daha önce Dışişleri Bakanlığı yapmış olan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın AB'den Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak atanması, başta iş dünyası olmak üzere birçok çevrede olumlu karşılandı.

Helsinki'den sonra AB'ye yönelik yükümlülükler yerine getirilmedi. AB ilişkilerinin Mesut Yılmaz'la yürütülmesi, konuya sahiplenme süreci getirecek. Fakat Dışişleri Bakanlığı ile Mesut Yılmaz arasında koordinasyonunun sağlanması gerekiyor. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarının desteği de alınmalı.

Fevkalede faydalı bir tayin. AB ile ilişkilerimizi hükümet içinde kuracak bu atama, uyum yasalarının daha çabuk çıkmasına yarayacak. Daha iyi bir çalışma temposu ortaya çıkacak. Mesut Bey'in Dışişleri Bakanlığı tecrübesi ve başbakanken konuya yakınlığı önemli kazanımlar. TBMM açıldığında uyum yasaları bu sayede Meclis'ten süratle geçirilecek.

Mesut Yılmaz hükümet içinde en doğru kişidir. Türkiye AB'ne tam üye olarak çağrılmasının ardından yeterli çalışmalar yapılmıyor. Mesut Yılmaz'ın tecrübeleri sayesinde konuyu iyi bilmesi AB ile diyalog kurabilmesine neden olacak. Fakat bürokrasi içinde AB'nin tüm bölümleri ona bağlanarak yetki kargaşasına son verilmeli.

ANAP Parti olarak konuyu sahiplenmişti. Mesut Bey'in liderliğinde işler daha kolay yürüyecek. Bakanlık ihdas edilmesi, deneyimleri ve AB ülkelerinde tanınması büyük referans. Siyasi iradenin ortaya konulması açısından Mesut Yılmaz'ın koordinasyonunda işin sahibi belli oldu.

Hükümet içersinden birinin olması olumlu bir gelişme. Dışişleri'ndeki tecrübesi önemli bir faktör. Bu sayede AB konusunda gecikmiş düzenlemelerin yapılacağı gibi hükümet içinde takibi de mümkün olabilecek. Uyum çalışmalarının hızla geçebilmesi için Meclis'in göreve bir ay erken başlmamasını arzu ediyorum.

Çok gecikmiş ama doğru bir karar. Özel sektörün heyecanı devlet katına nihayet ulaştı. Kaybedilmiş zamanı kazanacak hızlı bir program dahilinde 2004 yılında Avrupa'nın bir üyesi olmaya çalışalım. Volkan Vural'a da Mesut Yılmaz kadar güveniyoruz. Bir taraftan teknisyenlerle çalışmalar yapılırken bir taraftan da Türk Toplumu'nu Avrupalı hale getirecek bir kampanya başlatılmalı.

Nur ÖZTÜRK İLK