kapat

24.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Uyanın artık!

Halimiz, umut yolculuğunda fırtınaya yakalanmış, kaptan köprüsünde kavga çıkmış bir gemiyi andırıyor..

Hedeflerimiz mükemmel ama huyumuz kötü. Büyük seferlerin hazırlığını iyi yapamıyor, bu yüzden yolda kalıyoruz.

Uzlaşma ile kurulan bu hükümetin uyandırdığı umut ve heyecan, küçük hesaplar yüzünden sönmeye başladı. Başbakan "Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak" diyor.

Nasıl söz bu?.

Siyaset her kötü tecrübeden ders alarak yeniden strateji üretmektir. Hiç bir hayal kırıklığı davayı feda etmenin sebebi olamaz. Bu ülkenin böyle insanlara harcayacak zamanı yok.

Şu üç-dört yılda Türkiye ya Başkan Clinton'ın lâyık gördüğü büyük devlet rolünü hak edecek veya içinden çürüye çürüye küçülen hastalıklı bir ülke haline düşecek.

Ülkenin ve toplumun cevherini israf eden siyaset ve siyasetçi istemiyoruz.

Akıl, cesaret ve basiret.. Bunların bereketini arttıran uzlaşma ve özveri kültürü..

İhtiyacımız olan bunlardır..

Mafya egemenliği
Siyasetçiler oy avcılığı uğruna birbirlerinin altını oyacak saray entrikalarının çamurunda itişecek yerde başlarını kaldırıp Türkiye'ye ve dünyaya baksınlar.

Enflasyonla mücadele bir ulusal savaştır.

Buna zarar verecek çıkar amaçlı günahları işleyenler "savaş suçlusu" sayılırlar.

Asayiş ve adalet devletin temelidir.

İstanbul, mafyanın av sahası haline geldi.

Meclis, seçimin birinci yılında seçim hesaplarına sürüklenecek yerde keşke suç örgütlerine karşı devleti ve toplumu nasıl koruruz sorusunun etrafında birleşebilseydi.

Yine de fırsat kaçmış değildir.

1998 Eylül'ünde Mesut Yılmaz başbakanken "Devleti teslim almaya cüret eden çeteler tüm uzantılarıyla birlikte ortadan kaldırılmadan ülkenin diğer meselelerini çözmek mümkün değil" demişti.

"Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası" bu amaçla çıktı. Çıktı da ne oldu?

Hak önceliği kime?
Yurt dışında yakalanan mafya babaları, uyuşturucu kaçakçıları, tetikçiler Türkiye'ye iade edilmeleri için yalvardılar ve geldiler.

Niye?. Çünkü İtalya'da 22 yıl hapis olan mafya suçu Türkiye'de 6 yıl.. Orada cezalarını sonuna kadar çekiyorlar, burada "meşruten tahliye" var; 2 yılda kurtuluyorlar.

Orada ceza infaz sistemi taviz vermiyor, burada telefon, uyuşturucu, ofis-lojman tipi yer veriyor. Baba, devlet güvencesinde işlerini oradan idare edebiliyor.

Reform gereği çanlarını çalıyor.

Cezaların arttırılması, meşruten tahliye maskaralığının kaldırılması, cezaların sonuna kadar çektirilmesi lâzım..

Hakimlerin, polislerin, cezaevi yöneticilerinin korkusuz çalışmasını sağlayacak güvencelerin sağlanması lâzım..

Yeni cezaevlerine yönelik yalancı propagandaya teslim olmamak lâzım..

Çünkü insan hakları öncelikle bu ülkenin namusu ile çalışan ve güven içinde yaşamaya hakkı olan insanlarına ve masum çocuklarımıza lâzım.

Siyasetçiler saflarını tayin etsinler.

Kavgayı bunun için yapsınlar.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır