Futbol geceleri
Avrupa kupası...
Yani futbol dolu geceler başladı.
Televizyon başına geçerken, önce kadınlardan özür dileyelim. Müsaade isteyelim.
Gerçi bizim en modern erkekler bile futbol olmasa da ya siyaset ya da ekonomi sohbetleri için her gece haremlik-selâmlık olurlar.
Salonu mutlaka ikiye bölerler.
Evin canına okurlar.
Sofrayı mofrayı dağıtırlar. Kadınların burnundan getirirler.
Şimdi bunu bari izin alarak yapalım diyorum. Bir değişiklik olsun.
Kadınlar da fazla uzatmasın.
Nasılsa çaresi yok.
10-15 günlük bir çile bu...
*
Büyük restoranlar, oteller ve müzikholler bile futbol şampiyonası'na göre organize oldular.
Birer dev ekran kurdular.
Mahalle aralarındaki kahvehaneler, sahildeki meyhaneler, balıkçılar ve meşhur kebapçılar, şu 10-15 gün için müşteriye verecekleri hizmetin bir parçası olarak görüyorlar futbolu.
Gazetelere ilân verenleri bile var.
Gençlik oraları tercih ediyor.
Hem programını bozmamış oluyor, arkadaşlarından kopmuyor, hem de toplu seyir'in keyfine varıyor.
*
Fakir semtlerde, açıkgözler türemiş. Boş buldukları bir arsanın en uygun köşesine bir dev ekran kurmuş, yazlık sinema bahçesi gibi, içeriye parayla adam alıyor...
Çevre yollarına bakın.
Sadece TEM üzerinde 3 tane dev ekran ilânı gördüm.
Varoşlardan gelerek çoluk-çocuk, belki de anne-baba, gazoz içerek, leblebi çekirdek yiyerek, maç seyredecekler.
Halı sahalar, daha da organize. Ekranın çevresine bir kaç tane de reklam panosu asılmış.
Yani bu futbol, öyle bereketli bir sektör ki, taa Hollanda-Belçika'da düzenlenen bir şampiyona'nın yan ürünleri, Türkiye'nin meydanlarına ve arsalarına kadar yansıyor.
Başka ülkelerde böyle midir bilmiyorum ama Türk zekâsı muazzam... Ekmeğini taştan çıkarıyor.
*
Futbol tuhaf bir oyun.
Sıcakta oynanıyor, soğukta oynanıyor, yağmurda karda oynanıyor, gündüz oynanıyor, gece oynanıyor.
Ama seyir keyfi'ni, insanlar mutlaka paylaşmak istiyor. Tribünleri dolduranlar kadar, ekran karşısında oturanlar da seyrederken çocuk gibidirler.
En ciddi en ağırbaşlı adamlar bile, o anda bağırırlar çağırırlar, hiç ummadığınız biçimde küfür bile savururlar. Dua edenler mi istersiniz, ya da kahretsin türünden tatlı beddualar mı, hepsi var.
*
Avrupa Şampiyonası'nda elbet favorilerden biri değiliz. Hele dünkü İtalya mağlubiyeti, tur şansımızı bile tehlikeye soktu.
Ama en çok çekinilen ve korkulan takım Türkiye.
Ne yapalım?
Bırakınız şimdilik çekinsinler, bırakınız şimdilik korksunlar.
Bir gün gelir, belki severler ve sayarlar.