Euro 2000'e 96 Avrupa Şampiyonası'ndan daha iyi bir sonuç almak için gelmiştik. Oyuncu kalitemiz, tecrübemiz bunun için yeterli diye düşünüyorduk. Belçika-İsveç maçını seyrettikten sonra bu düşüncemiz daha da netleşmeye başlamıştı.
İyi bir başlangıç finaller için çok önemliydi. Sertlik ve mücadelecilikleri dışında kalitesi eski günlerinden uzak olan İtalya karşısında bu şansı yakalayabilirdik. Ancak iyi başlangıç için hazır olmak gerekir. Ne yazık ki milli takımımız, şampiyona öncesi hazırlıklarını iyi yapamamış.
Milli Takımımız 3-4 oyuncu dışında fizik olarak İtalyanlar karşısında çok kötü bir görüntü sergilediler. Rüştü hiç hazır değildi. Yan toplara boş çıkışlar yaptı. Aut atışlarında dahi topu orta sahadan ileriye geçirecek gücü yoktu.
Solda Abdullah sanki hayalet gibi. Oyunun başında İtalya'yı 2 oyuncu sürüklüyordu. Fatih'in tuttuğu Inzaghi ve Alpay'ın marke ettiği Totti pratikte hep boş kaldılar.
Ama Denizli memnun olmalı ki ikinci yarıya da oyuncu değişikliği yapmadan başladı. Neticesinde kalemizde golü gördük. Ama şansımız vardı Okan'la golü bulduk. Denizli, bu dakikada gerekli önlemleri alabilse golün şaşkınlığını yaşayan İtalyanlar'dan daha da fazlasını alabilirdik.
Hakem de şansımızın yardım etmesine engel oldu ve birçok pozisyonda çalmadığı faulü, Ogün'ün yaptığı harekete çalarak İtalya'nın galibiyet golüne yol açtı. Aslında 1 puan alabileceğimiz bir maçtı ancak iyi hazırlanamamanın ve kenardan iyi yönetilememenin sonuçlarına katlanarak finalleri yakalama yolunda büyük bir yara aldık. Tek tesellimiz 96'da yakalayamadığımız golü bulmaktı.