EKOLOJİK VE BÖLGESEL
Diğer bir iddia da İstanbul'da bulunmayan bölgesel ürünleri satabilmek. Malatya'nın kayısısı, Salihli'nin kirazı, Antep'in pul biberi gibi. Bunun için de yerel üreticilerle ilişki kuracağız. Ürünün nereden alındığını da ambalajının üzerinde mutlaka belirteceğiz.

Reçellerimizin hiç birinde renklendirici ve katkı maddesi olmayacak. Bunu da mutlaka ambalajda belirteceğiz. Naturel şeker kullanacağız. Bu özellikler Avrupa'da çok önemli, Türkiye'de de önem kazanmasına katkıda buhummak istiyoruz.

* Üretime ne zaman başlıyorsunuz? Sabancı Grubu'nun üretim konusunda desteği olacak mı?

Şirketlerle görüşüyoruz, bazı kalemlerde başlamak üzereyiz. Fransa 2000 Fuarı'nda da bu girişimimizi daha yaygın duyurmak için stand açtık. Genelde bir Carrefour ürünü geliştirip reyona getirmek 11 ay sürüyor. 2000 sonundan önce piyasaya çıkmaz. Ortağımız bütün felsefemize destek verdiği gibi buna da veriyor. Ama bu Carrefour'un projesi, CarrefourSA'nın değil.

* Bütün market zincirleri kendi markalarıyla üretime ağırlık vermeye başladı. Mağaza markalarının rekabetin yeni kulvarı olduğu söyleniyor. Sizin girişiminiz de bunun bir sonucu mu?

Bizim yapacağımız farklı bir şey. Diğerlerinin amacı hemen her tür ürünü kendi markalarıyla satabilmek. Biz eğer kendi markamızla bir ürün ekliyorsak mutlaka rakiplerinden farklı bir özelliği olması gerek. Eğer bunu yapamayacaksak o ürüne girmeyeceğiz. Rakiplerimiz kalite açısından bizden aşağıda olacaklar ve zamanla hepsi kalitelerini artırmak zorunda kalacaklar.

* Tüm dünyadaki Carrefour'lara şu anda Türkiye'den ne kadarlık mal gidiyor?

Türkiye'den tekstil, beyaz eşya ve televizyon ihraç ediyoruz. 2000 yılında 700 milyon frank ihracat yapmış olacağız. Bunun üçte ikisi televizyon ve beyaz eşya, kalanı tekstil. Ancak bu rakam bizim hesaplarımızdan geçen ihracatı ifade ediyor. Üreticiler bir de bizim dışımızda başka yollarla Carrefour'a ihracat yapıyor ki onun miktarını bilmiyorum.

* Türkiye'de üretime başladığınızda bu, ihracat için de bir fırsat olacak tabii..

Evet, Carrefour'un Avrupa'da 400 hipermarket, 2 binden fazla da süpermarketi var. 200 milyon frank tekstil ürünü alıyoruz Türkiye'den. Bu üç katına çıkabilir. Türk üreticiler bizi iyi değerlendirsin, Carrefour iyi pazar.

* Türkiye'de perakende zincirlerinin borsaya ilgisi giderek artıyor. Ve borsadaki en hareketli sektör. CarrefourSA halka açılacak mı?

Aslında Carrefour'un felsefesine uygun değil ama ortağımız ile bu konuda görüşüyoruz. Türkiye için özel bir uygulama olabilir. Çabuk gelişmek için bu önemli bir imkan.

* Perakende sektöründeki rekabeti nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangi formatlar daha hızlı gelişecek?

Bir zincirin başarılı olup olmadığını görmek ve verimliliğini ölçmek için açıldıktan sonraki 3 yılı görmek gerek. Bu kolay bir meslek sanılıyor. Aslında çok zor. Para kâr marjından değil miktardan kazanılıyor.

Bence esas rekabet küçük formatlarda olacak. Süpermarketler ve 'hard discaund' denen indirimli küçük mağaza formatı özellikle gelişecek. Bizim de ChampionSA ve Dia mağazalarımız hızlı yayılacak. Continent ile birleşmenin sonucu olarak Türkiye'de 8-9 hipermarkete ulaşmayı hedefliyoruz. Continent'lerin adı CarrefourSA olacak. Bayrampaşa CarrefourSA 2000 sonunda, İzmir CarrefourSA Ağustos 2000'de, Ankara CarrefourSA 2001 yılı başında, Bursa CarrefourSA ise 2001 yılında açılacak.

2000 sonunda CarrefourSA'nın cirosu Türkiye'nin tüm perakende sektörü cirosu içinde yüzde 3'lük bir paya sahip olacak.

'Türkiye'de şampuan pahalı'
* Öncelik hangi ürünlerde?

İlk aşamada 68 ürün geliştirilecek. Bunlar sürümü çok hızlı olan ürünler olacak. Gıdada makarna, pirinç, kuru bakliyat, yağ, çay, yoğurt, peynir. Gıda dışında da deterjan, ve şampuan. Türkiye'de iyi şampuanın çok pahalı olduğunu gördük ve kaliteli şampuanı ucuza satmaya karar verdik. Bir de ambalaj konusunda çok çalışacağız ki taşımak ve saklamak kolay olsun.

KOBİ'lerle çalışılacak

* Üretimi kime yaptıracaksınız?

Özellikle küçük ve orta boy şirketlerle çalışacağız. Onların bizim aracılığımızla büyük miktarlarda satış yapmasını da sağlarken gelişmelerine de yardımcı olacağız. Küçükler, uluslararası şirketlerin olduğu bir piyasada rekabette zorlanıyor. Onlara know how aktaracağız. Ancak bizim hazırladığımız şartnameye uymaları ve üretimin her aşamasında kontrolümüz altında olmaları gerekiyor.