Yaman bir çelişki
Hububat fiyatları IMF'in istediği noktada tutuldu.
Memur zamları zaten malum...
Piyasa ölmeyecek kadar hareketli...
İşçiler, zaten yıllardır kıt kanaat...
Fakat, ülkede esen genel hava ekonominin olumluya gittiği yönünde...
Yeni BinYıl'ın dediği gibi:
İşçi, çiftçi, memur ve esnaf hariç herkes memnun!..
Veya benim ifademle...
Ekonomi şahane ama halk sürünüyor!..
Çünkü hükümet enflasyonla mücadele ediyor.
Milletin canını yakıyor, can yakmadan enflasyon düşmez.
Bizim çelişkimiz nerede peki?..
Gazeteler, iki arada bir derede kaldı. Halkın sıkıntısını dile getirsen, popülizmi körükleyip, hükümetin enflasyon mücadelesine ket vuracaksın...
Hükümetin "acı reçetesini" desteklesen halkı unutmuş olacaksın...
Ya ne halt edeceksin?..
Tıpkı şu anda olduğu gibi ne halt ettiğini bilemeyeceksin...
Hayat bazen yaman çelişkiler içine sokuyor, gazeteleri de...
Bu çelişkiye dayanmanın bir tek formülü var:
Namuslu bir yatırım çizgisi tutturmak...
Elde avuçta ne varsa, çar çur etmeden yatırıma yöneltmek, istihdamı ve üretimi yükseltmek...
Halkın "stratejik" kurtuluşunun zeminini yaratmak...
Bugünkü acı reçeteyi hafifletecek yegane yol budur.
Jet
"Jet" lakaplı işadamı Fadıl Akgündüz, 5 trilyon vergi kaçırmış... İsmiyle müsemma, Jet Fadıl!
Patlama
Cep telefonlarında patlama olmuş... Gerçi cep delik cepken delik ama cep telefonları kekâ!..
Zam
Memura artı "4.1" zam geliyor. "4"ünü tasarruf edin; "0.1"le krallar gibi geçinin!..
Sanatsal geçimsizlik
Levent Kırca ile Oya Başar, boşanmışlar.
Yetenekli iki sanatçının boşanması ile literatüre yeni bir kavram girdi. Sanatsal geçimsizlik!
Sosyal geçimsizlik değil sanatsal geçimsizlik.
Böyle bir gerekçeyi boşanma nedeni sayan asliye hukuk hakimini kutlarım.
Fakat merak etmeden de duramam:
Kırca ile Başar, "sanatsal geçimsizlik" sebebiyle boşandıklarına göre...
Sanatsal birlikteliklerini sürdürecekler mi, sürdürmeyecekler mi?..
Umarız bu yararlı birliktelik sürer...
Yoksa kullanılan o şık kavrama yazık olur.
Haydi Türkiye
Bugün İtalya ile oynuyoruz.
Ayyıldızlı formamız, uzun zaman sonra dünya çapında bir turnuvada dalgalanacak...
Bir büyük başarı daha istiyoruz. Yapabiliriz.
Eleştirilecek, değiştirilecek çok eksikliğimiz var, biliyoruz.
En iyi meziyetlerimiz ve en yüksek hasletlerimiz yıllarca kötü yöneticiler yüzünden arka plana itildi.
Ama halâ ayaktayız.
Enflasyon yenilecek, demokratik reformlar yapılacak, ülke düze çıkacak...
Sporda da özlediğimiz Türkiye'nin işaretlerini vermeye devam edeceğiz.
Haydi çocuklar, bir işaret daha verin... 65 milyon sizinledir.
Konuşma
Tantan, "önüne gelen konuşuyor" demiş...
Konuşuruz devamlı bizi kimse tutamaz.
Gazeteler
"Milliyet ve demokrasi eş anlamlı iki sözcük"müş... Evet, bütün gazete ve demokrasi öyledir.
Loto
Loto'da 2 trilyon çekildi. Size çıkmadığına üzülmeyin, o kadar para ile şok olmak da var.
Umudumu koruyorum
UMUT operasyonu önce yüreklere su serpti.
Uğur Mumcu cinayeti, "derin devlet" kuşkularının, sembolü haline geldiği için, bu cinayetin çözümlenmesi bir "milat" olabilecekti.
Fakat şimdi "ben öldürdüm" diyenlerin yalan söyledikleri "ortaya çıkıyor"
Belki bu da bir söylenti...
Ortaya çıkan ne, gerçek hangisi, söylenti hangisi?..
Ben, Sadettin Tantan ve ekibinden şüphe etmek istemiyorum.
Kuşkucuyum ama bu noktada kuşku duymak istemiyorum.
Eğer Tantan'dan da kuşku duymaya başlarsam, duygu ve düşüncelerimin bir daha tamir edilmesi çok zor olacak, biliyorum.
UMUT operasyonu hakkında hemen, kaleme sarılıp "analiz" ve "yargılama" yapmadım.
Bekledim ve bekliyorum.
Polisteki ifadelere ve uçurulan haberlere rağbet etmedim.
Mahkeme kararlarını bekliyorum.
İçimden bir ses, bu yolda mesafe alındığını söylüyor.
Tantan'ın da direnci kırılsın istemiyorum.
Bu karanlık badireyi yoksa nasıl aşarız?..
Tantan'a halâ güveniyorum.
