kapat

11.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Tuz kokmuş!

Et kokmasın diye tuzlarsınız; ama ya tuz da kokmuşsa?. Meclisin yolsuzluklarla ilgili denetim mekanizması buna benziyor.

Meclis denetimi güya "tuz" işlevi yapıyor ama hiç bir işe yaramıyor.

Çünkü tuz kokmuştur..

MHP'nin merkez sağ oyları toplamak amacıyla Yılmaz ve Çiller'i Yüce Divan'a gönderme taktiği uyguladığından şüphe ediliyor.

Salı günü iki soruşturma komisyonu karar toplantılarını yapacak. MHP'nin taktiğini boşa çıkarmak için ANAP ve DYP anlaştılar.

İki partinin komisyondaki üyeleri Mesut Yılmaz ve Çiller'i Yüce Divan'a göndermemek doğrultusunda oy kullanacaklar.

Yılmaz'la ilgili komisyon saat 13.30'da, Çiller'le ilgili "örtülü ödenek yolsuzluğu" komisyonu saat 16.40'ta toplanacaktı.

"Biz Yılmaz'ı kurtardıktan sonra ya ANAP'lılar Çiller aleyhinde oy kullanarak DYP'ye kazık atarsa?."

DYP kurmayları sonuçta Çiller komisyonunun toplantısını saat 11'e almayı başardılar.

Sorun çözüldü mü?. Hayır..

Çünkü aynı oyunlar dosyaların meclis genel kurulunda yapılacak oylaması sırasında daha beteriyle tekrarlanacaktır.

Aklanma kararları meclisten geçse bile hiç biri vicdanlarda aklanmayacaktır.

Siyaseti gerçekten temizlemenin çaresi, başbakanları, bakanları, milletvekillerini koruyan dokunulmazlık kalesini yıkmak, bu alanın denetimini yargıya açmaktır.

Anayasa'nın 83 ve 100'üncü maddelerinin değişmesi gerektiğinde DSP, ANAP ve DYP birleşmiş görünüyor.

Temiz toplum ve temiz siyaset davasına MHP ve FP de gerçekten inanıyorsa onlar da destek vermeye mecburdur.

Liderlerini karşılıklı kurtarmak yolunda uzlaşan ANAP ve DYP, bu hafta amaçlarına ulaştıktan sonra temizliğin temelli güvencesi olan anayasa değişikliklerini unutmasınlar.

Dürüstlüğün ispatı bundan sonra farklı bir alanda istenecek.

Yolsuzlukları adil bir mahkemeye göndermeyi kim istiyor, kim yan çiziyor; ona bakarak karar vereceğiz.

Magazin!

Levent Kırca ile Oya Başar'ın boşanmalarına üzüldüm.

Ama gazetede okuduğum ayrıntılar, mesleğimle ilgili kötü gidişin uyandırdığı elemle birleşerek üzüntümü büyüttü.

"Magazin gazeteciliği" adı verilen bir derebeylik türedi. Olamaz.. Çünkü haberciliğin etiği ortaktır. Hatta konusu doğrudan insan olduğu için bu alanda uzmanlaşan meslekdaşların sorumluluğu daha da ağırdır.

Şeref ve namuslar üzerinde gölgeler yaratmak imtiyazı "magazinci" oldukları için bir kısım meslektadışımıza verilmemiştir.

Biliyorum ki bu evliliği yıkan sorunlar iş ortaklıklarından kaynaklandı. Bundan öteye yazılanlar, ilginçlik uğruna insanların ve meslek ilkelerinin katledilmesidir.

Dedikodu da haber olabilir. Ama en meşum dedikoducular bile "Ben şunun yalancısıyım" derler. Gazeteci de en azından bu kadarcık erdemi göstermek zorundadır.

Bu kadarına bile cesareti yoksa yazamaz.

Mesleğin kıdemli bir üyesi olarak Kırca ve Başar'a yaptığımız haksızlıktan ötürü onlardan özür diliyorum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır