Bu kadar komik hataların yapıldığı bir maçın Avrupa Futbol Şampiyonası'nın başlangıcı olması üzüntü verici. İki takım da fizik olarak çok koştular, çalıştılar ama kimya olarak son derece zayıflardı. İlk 20 dakika maç sanki bir voleybol müsabakası gibi geçti. Sonradan top biraz yere iner gibi olduysa da, biraz sonra bir daha havalandı. Havadan dolduruyorlar, tabiri caizse minareden minareye şahin uçurdum misali. 90 dakikalık mücadelenin geneli havada oldu. Top yere en fazla 10 dakika indi. Ne bir bindirme, ne verkaç, ne de kenar kombinezonu.
İsveç müdaafası özellikle ilk yarıda inanılmaz ferdi hatalar yaptı. Nitekim böyle bir pozisyonda ilk golü kalelerinde gördüler. İkinci yarı da farklı değildi. Bu sefer de Belçika kalecisi De Wilde'in inanılmaz hatası vardı. Ama bu kaleci goldeki hatasının dışında hava toplarında kusursuzdu ve yaptığı kurtarışlarla 3 puanı getiren isimlerden biri oldu.
İsveçli Patrik Andersson finallere yakışmayacak bir hareketle kırmızı kart gördü. Böyle basit pozisyonlarda sarı kart görürsen iyi bir profesyonel değilsin. İsveç'in hücum organizasyonu belli. Topu Kennet Andersson'un kafasına havalandıracaklar, yanında seken toplara Petersson girecek. Ama Belçika defansı buna müsaade etmedi.
Türkiye Milli Takımı için bu maçın berabere bitmesi daha iyi olurdu. Şimdi İsveç, ne var ne yok üzerimize gelecek. Belçika dün gece evsahibi olmanın avantajını iyi kullandı.
Hakem iki avantaj kuralı hariç genelde güzel maç yönetti. Kartlarını zamanında ve hatasız çıkarttı. Belçika İsveç'e göre oyunun direksiyonunu daha fazla elinde tuttu. Ama eğer kontrollü oynanırsa ve büyük defans hatalarını biz yapmazsak, bu iki takımı da zorlarız.