kapat

10.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


90 dakika henüz dolmadı!

Yaptıkları yanlışı maskelemek için; "Cambaza bak... Cambaza bak...." diye dikkatleri ip üzerine çekip, yan cepten parayı götürenler tablosu gibi... Petersburg'dan Moskova'ya oradan İstanbul'a döndük. Ne gördük: Televizyonlarda; "Cambaza bak...." havası... Gazetelerde; "Lens gözlü, porselen kaplama dişli, plastik memeli, gece barlarından çıkmaz ama temiz aile kızıdır..." havası...

Ne oluyoruz?

Fos mu çıkıyor?

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Musa Anter'in katillerine ulaşmak için başlattığı "Umut Operasyonunun" altı boş mu çıkıyor?

TV kanallarında kuşku...

Gazetelerde düş kırıklığı...

Oysa susuz tarlaya verilen su hasretiyle başlamıştı. Kavrulmuş umutları yeşertiyor, rutin dışı, beklenen dışı, sıradan olmayan, alışılmışın dışında bir adalet arayışı için yola çıkılıyordu.

Görüntü buydu...

Tantan'a güven tamdı.

***

Uğur Mumcu'nun öldürülüşünden bu yana 7 yıl geçtikten ve artık "çok derindeler, korunuyorlar yakalanmaz katiller..." diye bir sinameki kabulleniş gelip toplumun tamamına ölü toprağı gibi serpilmişken yeni İçişleri Bakanı Tantan, altın bir ihtimali ateşleyiverdi.

Karmaşık ve kanlı...

Rüşvet ve bataklık...

Çürüme ve yozlaşma...

Kara para ve eroin....

Din ve sömürü...

İnanç ve istismar...

Güç ve iktidar hırsı...

Politika ve yoketme kanlı ilişkilerinin saklandığı bir depo keşfedilmişti. Tantan'ın dürüstlüğü, ülke severliği, temizliği sayesinde keşfedildi bu "kanlı ilişkilerin saklandığı depo..." diye bir toplumsal destek de oluşmuştu.

Polis yakalıyor.

Savcıya teslim ediyor.

Soruşturmayı savcı yürütüyor.

Zanlılara tatbikat yaptırıyor.

Ve iddianame hazırlanıyordu.

Kurallara, yasalara uygundu ve böylelikle "Türk polisinin eline bir maymunu ver, maymun karakoldan ben bir deveyim..." diye çıkar şeklinde anlatılan işkence iddiaları için de hiç bir ihtimal bırakılmıyordu.

Ve toplum inanmaya başlamıştı.

Düğüm çözülüyor...

Vuranı bulunmayan cinayetler düğümü nihayet çözülmeye başladı ve biz de hukuk devleti olmak yönünde ciddi adımlar atmaya yöneliyoruz.

***

Fakat ne oldu?

Başbakan Ecevit'in de "Büyük olasılıkla bunlar...." dediği iki zanlının Mumcu suikastıyla ilgisi olmadığı ortaya atılıverdi. Oysa bu iki katil zanlısı, Mumcu'yu kendilerinin öldürdüğünü üstlenmiş, olay yerinde yapılan tatbikatta da bombalamayı nasıl gerçekleştirdiklerini en ince ayrıntısına kadar anlatmışlardı.

Neredeyse 30 gün dolacak.

Ankara Emmiyet Müdürü Kemal İskender, hem de Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de "Bu iki kişi Mumcu suikastinde yoklar" deyiverdi. Bu bize neyi gösteriyor. Bugüne kadar elde edilmiş başarıların aslında bir aldatmaca, kandırmaca, yalan-dolan olduğunu mu gösterir? Yoksa İstanbul Polisi ile Ankara Polisi arasında Polis ile Savcı arasında dipten derinden giden bir çatışma, çekişme olduğunu mu?

Savcı konuşuyor...

Polis konuşuyor...

Basın yazıyor...

TV'ler ekrana taşıyor.

Yakaladık diye yazılıyor.

Fos çıktı diye değiştiriliyor.

Ateş düştüğü yeri yakar. Ateş en çok onu yakmıştı. Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu, evinin önünde yapılan suikast tatbikatını televizyon ekranından dinledikten sonra "Operasyon tamamlanmadan, dosyayı görmeden umutlanmam, biz gerçeği istiyoruz. İhtiyatlı iyimserim...." demişti.

Demek ki;

Doksan dakika dolmadı.

Biraz daha beklemeli...

ÖZÜR: Moskova'dan, Petersburg'dan otel odalarının daracık masalarına ilişerek yazıları 2500 kilometre öteden yazınca bazı elde olmayan yanlışlıklar, dalgınlıklar oldu. Kelebek Mobilya Rusya Temsilcisi'nin soyadını yanlış yazdım. Orhan Kartal diye yazmam gerekirken Orhan Kartel çıktı. Efes Pilsen Rusya Fabrikası'nın Müdürü'nün adı ise Semih Maviş olacakken Sevim Maviş diye yazıldı ve ENKA'nın Rusya Temsilcisi'nin adı ise Murat Gülmezoğlu olması gerekirken Murat Sökmenoğlu diye çıktı. Oysa Murat Sökmenoğlu, İstanbul Milletvekili ve TBBM Başkan Vekili'dir ve ENKA ile hiç bir ilgisi yoktur. Düzeltir özür dilerim.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır