SİLAHA "DUR"
Birkaç yıl önce de Türkiye, İran'dan gelip Suriye'ye gitmekte olan TIR'ları durdurmuş ve içlerinde ağır silahların da bulunduğu çok sayıda silah ve cephaneye el koymuştu.Türkiye'nin bu yeni tavrında, İsrail'in Lübnan'dan çekilmesinin ardından Washington'un, Hizbullah'a silah akışının durması için başlattığı politikanın etkili olduğu kaydediliyor.

İsrailli diplomatik kaynaklar Ankara'nın İran uçuşlarına yönelik yeni tavrını doğruladı. "Washington'da Beltway'in altında yaşayanlar" olarak tanımlanan ve ABD başkentinde olup biten hemen herşeyi çok yakından izleyen yetkililer de aynı şeyleri söylüyor.

Aynı kaynaklar; Türkiye'nin, İran'dan Suriye'ye silah sevkiyatını kontrol altına alıp durduramaması durumunda, konunun Amerikan Kongresi ve yönetiminin dikkatine getirileceğini ve Ankara'nın son derece müşkül durumlara düşeceğini açık bir biçimde anlatmışlardı. Aynı kaynaklar Ermeni lobisinin de bunu Türkiye aleyhine kullanacağını kaydettiler.

İsrail Başbakanı Barak'ın Ecevit'e gönderdiği mektupta, açıkça olmasa bile, bu istek satır aralarında gözüküyordu.

AJAN, ABD YOLCUSU
İsrail'in Lübnan'dan tamamen çekilerek, BM'nin 425 numaralı kararını uygulaması da, Hizbullah'ı da, silahları bırakıp, güçlü olduğu Güney Lübnan'da yeni bir siyasi kimliğe, örneğin bir siyasi partiye bürünme noktasına hızla taşımaya başladı.

Türkiye'ye sığınan Behbahani isimli İranlı ajanın, önümüzdeki 15 gün içinde Amerika'ya gönderileceği de gelen haberler arasında.

Türkiye için önemli olmayan Behbahani'nin bir İran ajanı olduğu kesinleşti.

Ancak kendisinin, anlattığı kadar önemli bir isim olmadığı da belirlendi. Buna rağmen, CIA'nın Behbahani'yi niye bu kadar ısrarla istediği sorularımıza ise henüz bir cevap alamadık.

Bu konuda Ankara'nın önümüzdeki hafta ayrıntılı bir açıklama yaparak, ülkemize gelirken beraberinde bazı gizli belgeler de getirdiği öne sürülen Behbahani konusuna açıklık getirmesi bekleniyor.

SEDAT SERTOĞLU