kapat

05.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Fazilet davası

Hiç bir hukuk devleti, Anayasaya karşı işlenen suçların odağı haline gelmiş bir partinin devamına izin vermez.

Erbakan'ın kurduğu partiler hep bu yüzden kapatıldı. Şimdi Fazilet topun ağzında..

Anayasa Mahkemesi raportörü, Fazilet davası ile ilgili görüşünü mahkeme başkanlığına sundu. Çözülmesi gereken bir kaç teknik ayrıntı hariç tutulursa raportörün, kapatılma talebini haklı bulduğu anlaşılıyor.

Yani yakında duyacağımız "Fazilet kapatıldı" haberi kimse için sürpriz olmayacaktır.

Burada asıl düşünmemiz gereken şu:

Kapatma kararları, demokrasimizin gelişmesine ne kadar yararlı oluyor?

Kapatılan partinin yerine kurulan partinin de kısa zamanda aynı kadere mahkum olmasından belli ki bu cezaların düne kadar hiç bir terbiye edici etkisi görülmedi.

Ama Fazilet Partisi'nde bir ilk yaşandı.

"Yenilikçiler" diye anılan grup, Erbakan hegemonyasına son verecek bir güç haline gelmeye başladı. Yeni bir kongre, partiyi Erbakan'dan kurtarabilirdi.

Kapatma kararı çıkarsa bu en çok Erbakan'a yarayacaktır. Zaten Erbakancılar da son kongrede partiyi kapattıracak delilleri adeta kasıtlı olarak sunmuşlardır.

Erbakan şimdi yeni bir parti daha kurduracak, kendi adamlarını içeri alıp "asi" dediği yenilikçileri dışarda bırakacaktır.

Tek umut, dışlanan yenilikçilerin, demokratik değerlere dayalı ayrı bir parti kurmaları ve rejimle kavga eden Erbakan'ın peşine takılmaktan vazgeçecek kitleleri örgütleyerek "Müslüman Demokrat" parti geleneğini ülkede kurumlaştırmalarıdır.

Parti kapatma kararları düne kadar hep demokrasimize zarar verdi.

Belki "Yenilikçiler" sayesinde ilk kez yararını göreceğiz..

IMF ne ki?

Enflasyonla mücadele ulusal çaplı bir kurtuluş savaşıdır, özveri ister.

Şimdi ilaçlar acı gelmeye başladıkça IMF'ye karşı eskiden bildiğimiz hücumlar artmaya başladı. Oysa hep söylediğimiz gibi IMF emperyalizmin mali polisi filân değildir.

IMF'yi olsa olsa hastalanan ekonomilerin başvurdukları bir kliniğe benzetebiliriz..

Orada reçete yazılır, ilâç yardımı da yapılır ama hastadan uyacağı "gıda rejimi" için taahhüt alınır.

Altı ay geçmeden ilâçları tartışmaya, kilo yapıcı ağır yemekleri ucundan, kıyısından yemeğe başladık. Önümüzdeki günlerde tarımda reform sayılan kararları almakta hükümetin göstereceği cesaret, programın akibeti hakkında fikir verecek.

Fakat hükümetin off-shore'zedelerin bankalarda batan paralarını ödeme kararı cesaret kırıcıdır. Yüksek faiz hırsıyla paralarını kumara yatıran 5 bin kişiyi kurtaran hükümet, milyonlarca çiftçiyle kötü olmayı nasıl göze alacak?

Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan haklı bir eleştiri yaptı:

"O halde devlet, kumarda kaybedenlerin parasını da ödesin!"

Asıl kumar, hükümetin off-shore'zedeleri kurtarmasıdır. Enflasyonla mücadele morali kaybedilecektir.

Hükümet yeni buğday fiyatlarını açıklamadan önce bu kararı yeniden değerlendirmelidir.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır