kapat

18.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Başkalarına hayat verecek
11 yaşındaki İsmet, Esenyurt'ta bir ekmek kamyonunun altında kalıp can verdi. Ancak babası organlarını bağışlayarak başka İsmetler'in yaşamasını sağladı...

ÖYLE mutluydu ki evden çıkarken. Bahar güneşinin altında pırıl pırıl parlıyordu bisikleti. Gıcır gıcırdı daha. Babası yeni almıştı. Ilık bir rüzgar gibi süzülüyordu sokaklarda. Ara sıra tanıdıklarla rastlaştığında neşe içinde selam veriyordu onlara, "Bisikletimi farkettiniz mi?" dercesine gülümsüyordu gözlerine takılıp kalan gururu gizlemeye çalışarak...

Babaannesinin elbisesini değiştirmeye gidiyordu çarşıya. Babaannesi ben götürürüm demişti ama o ısrar etmişti. Yeni bisikletiyle şöyle bir dolanması hiç de fena olmayacaktı.

DAHA 11 YAŞINDAYDI
Yenikent İlköğretim Okulu dördüncü sınıf öğrencisiydi İsmet. Okulu oturduğu yere yakındı. Çarşıya giderken okulun önünden geçip oradakilere de hava atabilirdi. İşte bu duygularla ayrılmıştı evden. Bir daha hiç geri dönemeyeceğini bilmeden...

Evet bir daha hiç geri dönemeyecekti İsmet. Azrail o kuş gibi uçtuğu cadde üzerinde kurmuştu tuzağını. Rahmi Demir adlı şoför kullandığı ekmek kamyonuyla çarpıp İsmet'i bir uca, bisikletini başka bir uca savurmuştu. Çevreden yetişenlerin çağırdığı bir ambulansla bir özel hastaneye kaldırıldı hemen. Ama durumu ağırdı. Hastane onu hiç vakit kaybetmeden Çapa Tıp Fakültesi'ne sevketti.

Özellikle acil vakalarda uzman olan Çapa Tıp Fakültesi Acil Servisi'nin doktorları hemen yoğun bakıma aldılar İsmet'i. Çok ama çok ağırdı durumu. Vücudunun bir çok organı fonksiyonlarını yitirmiş, kırılmadık kemiği kalmamış, kafası şiddetli bir darbe almıştı. Yine de bağladılar kullanabilecekleri tüm cihazlara.

Ancak çok geçmeden beyin ölümü de gerçekleşti. Bu yolun sonu demekti...

Babasını çağırıp anlattılar durumu. Yıkıldı koca adam. Hayattaki tek varlığıydı İsmet. Gözyaşlarına boğulup konuşamadı bir süre. Sonra güçlükle konuştu. "Organlarını bari kurtarın. Oğlum başkalarında yaşasın, başkalarına hayat versin..."

Hemen işlemler başlatıldı. Kasım Taşdemir'in izniyle oğlu İsmet'in organlarının özellikleri bilgisayara yüklendi. Sonra Türkiye'nin dört bir yanındaki hastanelerle irtibata geçildi. Yapılacak tek şey kalmıştı. Gelecek hastaları beklemek.

Hastane yetkilileri hastaları bekleyedursun İsmet'in cenazesi de dün alındı hastaneden. Esenyurt'ta evlerine en yakın mezarlıkta verildi toprağa. Babası öyle istemişti. Oğlunu sık sık görmeye gidecekti. Yanıbaşında olmalıydı mezarı.

BİTMEYEN UĞURSUZLUK
Sonra evine kapanıp kaderine ağladı genç adam. Dört yıl önce ilk sinyalini vermişti uğursuzluklar. Bir akşam yorgun argın eve geldiğinde eşini, İsmet'in annesini başka bir adamla birlikte yakalamış, çekip silahı vurmuştu onu. Eşini öldürdüğü gerekçesiyle yargılanmış, ancak suçu ağır tahrik altında işlediği için kısa sürede tahliyesiyle sonuçlanmıştı mahkeme. Az bir ceza ile kapanmıştı olay. Ama o hiç unutmamıştı. Ve şimdi yine, bu kez çok daha büyük bir acıyla kavruluyordu yüreği.

ÜNAL AKDEMİR


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır