Barışın yükselişi

Galatasaray-Antalyaspor maçının oynandığı Diyarbakır "sarı-kırmızı". Polis halkla bütünleşmiş. Karşılıklı güven oluşmuş.

DİYARBAKIR- Çarşamba, sabah saat 09.15.. Diyarbakır günlük, güneşlik... Yemyeşil.

Emniyet Müdürü Gaffar Okan'a "Diyarbakır nasıl?" diyoruz.

Dememizle birlikte...

"Kent turu" başlıyor.

Bağlar... Koşuyolu... Yenişehir... Suriçi... Ofis. Kent sakin.

Ve kent "Sarı Kırmızı."

Polis, halkla bütünleşmiş.

Polis, Diyarbakırlı ile "iç içe."

Karşılıklı güven oluşmuş.

Kentin "yöneticileri de" halktan kopuk değil. Vali Cemil Serhadlı, çoğu zaman "makam aracını" kullanmıyor.

Halkın içine karışıyor.

Kenti dolaşırken...

Bir "çocuk" bağırdı:

- Gaffar abey!

Sonra bir başka çocuk:

- Gaffar babey.

Çocuklar... Gençler "Gaffar Abi... Gaffar baba" diye koşuyorlar.

Emniyet Müdürü:

- Söyleyin... Ne var?.. Ne istiyorsunuz?

Yanıt:

- Gaffar abey... Ne istirek, sen iyi bilersin.

Müdür Bey "isteneni" biliyor.

Ama "bir kez daha söylemelerini" istiyor.

Çocuklar... Gençler... Esnaf... "Bir ağızdan" bağırıyor:

- Diyarbakırspor'u birinci ligde görmek istirek.

***

Diyarbakır "kitlenmiş."

Kitlendiği konu "birinci lig."

Geçtiğimiz yıllarda bölgede "terör" konuşuluyordu.

Şimdi "futbol" konuşuluyor.

***

"Diğer konulara" gelince...

"Ters göç" az da olsa sürüyor.

Özellikle "yaşlılar... Emekliler" Batı'dan, Diyarbakır'a göçüyor.

Kentte yaşam "canlı."

Lokantalar... İnternet kafeler tıklım tıklım.

"Son gelişte" Diyarbakırlı'yı birbiriyle... Askerle, Polisle "barışık" bulmuştuk.

Dün "daha da barışık... Kol kola" gördük.

DİYARBAKIR "SAĞLAM"

ŞİŞLİ Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül... Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara... Ve biz.

Diyarbakır'da dolaşıyoruz.

Diyarbakırlı bağırıyor:

- Hocam, Diyarbakır sağlam mı?

Işıkara gülüyor:

- Sağlam olmasa gelir miydim?

***

Prof. Işıkara geçenlerde, eşiyle birlikte "on günlüğüne" evden ayrılmış. Kütahya, Eskişehir, Adana, Mersin... Dolaşmış.

Hoca'nın "kepenklerini" kapalı görenler, hemen Belediye Başkanı Sarıgül'e koşmuşlar:

- Başkan... Hoca evde yok. Acaba... Bizim bölge tehlikede mi?

Şimdi Hoca, "nereye gidecek olsa..." Mustafa Sarıgül'e "haber veriyor."

***

Türkiye, deprem konusunda "yeni bir yapılanmaya" gidiyor.

"Modern... Çağdaş" bir yapılanma. Başbakan Ecevit "bunu" bir yazı ile Prof. Işıkara'ya "önceki gün" resmen bildirdi.

Mevcut organizasyonların dışında bir "AFET YÖNETİM MODELİ" oluşturuluyor.

"Yerinde" bir önlem.

***

Prof. Işıkara:

- Yarın deprem olacakmış gibi hazırlıklı olalım... Hiç olmayacakmış gibi de, günlük yaşantımızı sürdürelim.

***

Yemekte herkes etrafımızı sarıyor.

"Hocam" diyoruz:

- Ya Galatasaray depremi?

Işıkara "7.4 şiddetinde" diye gülünce...

Bir alkış kopuyor ki...

Sanırsınız "deprem oluyor."

OTOBÜS GELDİ
"SON gelişimiz" 2 Şubat'taydı.

Vilayeti... Emniyeti... DGM'yi... Çarşı, pazarı dolaşmış...

Ve "Diyarbakırspor Lokali"ne de uğramıştık.

Diyarbakırspor Başkanı Adnan Öktüren bizden bir "ricada" bulunmuştu:

- Otobüs.

Başbakan'a da söylemişler.

Otobüs "acil ihtiyaç."

Takım "deplasmana gidecek."

Ama "otobüsü yok."

Başkan rica etmişti:

- Cumhurbaşkanı'na... Başbakan'a söyleyin... Yazın... Otobüs istiyoruz.

Demirel'e de söyledik, Ecevit'e de.

Ayrıca...

"Birkaç kez" TV'de de dile getirdik.

Köşemizde yazdık.

Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü ile her karşılaşmamızda "otobüsü" hatırlattık.

***

Dün sabah Diyarbakır'a inince...

"Müjdeyi" aldık.

"Otobüs yola çıkmış."

"Akşama Diyarbakır'da olur" dediler.

Teşekkürler Ankara...

Otobüsün hayırlı olsun Diyarbakırspor.

ASAYİŞ RAPORU

DİYARBAKIR'DA... İl ve ilçe merkezlerinde 28 Nisan ile 1 Mayıs arasında meydana gelen olayların dökümü...

Damdan düşerek yaralanma.....	2
İntihara teşebbüs.......................	4
Zehirlenme................................	2
Otodan teyp çalma...................	2
İşyerinden hırsızlık.....................	4
Kavga.......................................	4
Kap-kaç suretiyle hırsızlık...........	1
Oto hırsızlığı..............................	1
Evden hırsızlık...........................	2

***

"Yakalanan sanık" sayısı ise 31.

Yani "yapan, yakalanıyor."

Yani "yapanın, yanına kâr kalmıyor."

***

"Yukarıdaki tablo" Diyarbakır'daki barışın, huzurun göstergesi.