kapat

04.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CENGİZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


Sezer ve Selçuk...

Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı'nı bulmasına 24 saat kaldı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez, 21. yüzyılın hemen başında Türkiye'nin ilk "hukukçu" Cumhurbaşkanı olacak Ahmet Necdet Sezer...

Tarih bu ismi kaydederken, ona yolu açan asıl büyük hukukçuyu unutulmaya terkedemeyiz, gözden kaçıramayız, ona sırtımızı dönemeyiz. Çünkü, Ahmet Necdet Sezer'i Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı olarak seçtiren, ne ismi bulduğu iddia edilen Bülent Ecevit'tir, ne "5 lider uzlaşması"dır, ne de başka bir şey... Ahmet Necdet Sezer, kamuoyundan esen kuvvetli rüzgârın etkisiyle, gücünü elde etmenin keyfini yaşamakta olan TBMM'nin kendi içinden birini çıkarmak yerine, "dışarı"dan birini kabullenmesi sayesinde seçilecek. Ve, kamuoyunda esen o kuvvetli rüzgâr, kim ne derse desin, Yargıtay Başkanı Dr.Sami Selçuk sayesinde öylesine kuvvetle esmiştir.

Evet, Sami Selçuk... O unutulmaz ve "Türkiye'nin Magna Carta'sı" denilebilecek yapıdaki heyecan verici, o muhteşem konuşmasıyla Sami Selçuk, bir meslektaşına Sezer'e yolu döşemiştir. Unutmayın, Sami Selçuk'un o konuşmasıyla, Sezer'in daha önceki konuşmalarından bazı bölümler hatırlanır olmuş ve Selçuk ve Sezer'in isimleri birlikte anılmaya başlanmıştır.

Ne ilginçtir ki, her ikisi de, kendi camialarındaki iki ismin "antitez"i haline gelmişlerdir. Yargıtay Başkanı Sami Selçuk ile Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş nasıl bir zıtlığı temsil ediyorlarsa; Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer ile eski başkan Yekta Güngör Özden de öylesine belirgin kişilikleri yansıtıyorlar.

Dördü de hukukçu. Ancak, bu dörtlüden ikisi "zorba devletin hukuku"nun temsilcileri. Diğer ikisinin isimleri ise "hukukun üstünlüğü" ve "hukuk devleti" kavramları ile birlikte anılıyorlar.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik rotasında en ciddi engeli teşkil eden "Kopenhag Kriterleri"ne uyumun, "hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistem" inşa edilmesi olduğunu anlamayan kalmadı. Böyle bir gerekliliğin öne çıktığı bir sürecin başlangıç noktasında, bir "hukukçu"nun, üstelik "Vural Savaş-Yekta Güngör Özden" türünden olmayan bir hukukçunun, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı seçilmesinin, çok çarpıcı bir "simgesel" anlamı bulunduğu bellidir.

Ecevit'in pek sevdiği Rabindranath Tagore'un o ünlü dizeleri misali, gerek yarın Türkiye'nin 10. ve ilk hukukçu Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecek Ahmet Necdet Sezer'in, gerekse tüm toplumun; adalet ihtiyacının en ön plâna çıktığı bir dönemde, hukuk ve hukukçuya itibarını iade eden Sami Selçuk'a özel teşekkür borçları vardır. Yargıtay Başkanı'nın, amansız bir depremin darbesini yemiş, depremle devlete yönelik duyguları daha da sarsılmış bir ülkeye, hukukun ve adalet duygusunun en gür sesini duyuran Adl” Yıl Açış Konuşması'nın, toplum vicdanında yarattığı "sismik titreşimler", aradan 8 ay geçtikten sonra, bir meslektaşını Çankaya'ya taşıyor.

Ahmet Necdet Sezer, siyas” eğilimleri bilinmeyen birisi. Konuşmuyor. Kendisini pek de açığa vurmuyor. Hiç susmayan, mütemadiyen konuşan, bir dediği bir dediğini tutmayan, inandırıcılığını yitirmiş bir Cumhurbaşkanı'yla yorgun düşmüş bir ülkeye, şu dönemde böylesi gerekiyor.

Hiç kimse, ona ilişkin tercihi hararetle desteklemiş her kimse, Sezer'den temel atma törenlerine katılmasını beklemiyor. Konuşmasın, ortalıkta gösterişli biçimde salınmasın ama bu toplum bilsin ki, Çankaya'da bir hukukçu Cumhurbaşkanı oturmaktadır ve "hukuk dışı fauller"e bu ülkede izin verilmeyecektir. Bilsin ki, Çankaya, artık bir "yolsuzluklar paratoneri" gibi gözükmeyecek, yolsuzluk şaibesi çıktığında Devlet Denetleme Kurulu'nu çalıştıracak bir Cumhurbaşkanı, Çankaya'da oturmaktadır.

Ayyuka çıkmış yolsuzluklar kadar, bir toplumda adalet duygusunu yaralayacak hiçbir şey olamaz. Adalet cihazından gelen bir Cumhurbaşkanı'nın, bu duyguyu yeniden tesis etmesini beklemekten tabi” bir şey de olamaz.

Ahmet Necdet Sezer'in siyas” görüşlerini hiç merak etmiyoruz. Tüm siyas” partilere eşit mesafede, hukuka değer veren bir Cumhurbaşkanı olsun, bu yeter, diyoruz.

Sezer'e şimdiden başarılar diliyoruz. Ve, teşekkürler Sami Selçuk...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır