Öyle bir final

Dün yapılan kupa finalinin çok gollü olduğuna, uzatmaya kaldığına bakıp da yanılmayın. Aslında çok kalitesiz, heyecansız bir final izledik. Oysa maç öncesinde ne kadar büyük bir coşku vardı. Diyarbakır halkı, bu maçı bir bayram havasına dönüştürmüştü. Şehir süslenmiş, UEFA finalisti G.Saray'ı bağırlarına basmışlardı.

Açıkçası G.Saray, Diyarbakır'da karşılaştığı ilginin karşılığını verecek bir futbol oynamadı. Ama bunun için onlara kızamıyorum. Çok yorgun, bıkkın, kadrosunda önemli eksikleri olan, kendine hiçbir şey vermeyecek bir kupaya konsantrasyon zaafı gösteren G.Saray, bunlara aşırı sıcak da eklenince ortaya çok olumlu görüntüler vermedi.

Popescu kötü günündeydi
Sarı kırmızılılar, Antalyaspor'a 3 gol yemelerinin yanında hiçbir maçta olmadığı kadar pozisyon verdiler. Antalya'ya yazık oldu da diyemiyorum. Çünkü bu kötü Galatasaray karşısında 5 gol yediler, bir o kadarını daha yiyebilirlerdi.

Maç, Antalyaspor'un ikinci golünü attığı 72.dakikadan sonra adeta bir mahalle maçına döndü. Özellikle iki takımın defansı inanılmaz hatalar yaptılar. Girilen pozisyonlar, kaçan fırsatlar olayı komedi haline dönüştürdü. Özellikle G.Saray'ın defansında yapılan bu hatalar bu bölgede oynayan oyuncuların gerek birbirleriyle olan iletişimsizliklerinden gerekse yaptıkları kişisel hatalardan kaynaklandı.

Popescu çok kötü bir günündeydi. Kenarda oynayan K.Hakan ve Ümit de kademe konusunda yeterli değillerdi. Ama tabii ki tek suç defansta değil. G.Saray'ın orta sahasının alışılmış görüntüsü yoktu. Birbirlerinden son derece kopuktular. Okan,sanki orta sahada oynamasını unutmuş. O kadar gereksiz toplara o kadar boş hamleler yapıyor ve oyundan düşüyor ki Ahmet ve Ergün de Suat ve Emre'den sonra bu alanda çok yavaş kaldılar.

Hagi ve Hakan Şükür için de pek olumlu sözler söylemek zor. Sadece ilk 15 dakika kendilerini sıkan bu oyuncular sonradan oyundan düştüler. Özellikle Hagi'nin 15.dakikadan sonra oyunu bırakması, arkadaşlarına konuşmaktan başka bir şey yapmaması G.Saray'ı olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biriydi. Terim'in kenarda diri oyuncular varken bu görüntüdeki Hagi'ye sakatlanana kadar dayanmasına anlam veremedim.