|
En son kocası öğrendi
Fatma Tırnapoğlu ve Yalçın Urlunç bir yıldır sevişiyor, Urlunç da sevgilisine aşk mektupları yazıyordu. Eşinin cüzdanında sakladığı mektupları bulan Şükrü Tırnapoğlu beyninden vurulmuşa döndü
ŞÜKRÜ Tırnapoğlu evli ve bir erkek çocuk babası genç bir adam. Yıllar önce kaçırarak evlenmiş eşiyle. Duygularına, tutkularına gem vurmayı hiç düşünmeyen, ardına hiç bakmadan kendisine koşan sevdiğiyle yepyeni bir yaşam kurmuş kendine. Bebekleri de doğduktan sonra tam her şey yolunda derken yıkılıvermiş dünyası. Eşinin; Fatma'nın hani o hiç gem vurulamayan duyguları, tutkuları mahvedivermiş her şeyi.
ÖNCE BAKIŞLARINI HİSSETTİ
Üç yıl önce birbirlerini severek evlenmişlerdi. Ailelerinin karşı çıkmasına aldırmadan, aşklarını her şeyden üstün tutarak kaçmışlardı evlerinden. Bir süre sonra da oğulları Fatih doğmuştu. Bir apartmanın ikinci katında oturuyorlardı. Şükrü çalıştığı için evin tüm işleri Fatma'nın başına kalmıştı. Elektrik, su parası yatırmaya, kirayı vermeye, bakkala, manava hep Fatma gidiyordu. Minik oğlunu elinden tutup düşüyordu yollara.
Böyle geliş gidişlerden birinde hissetti üzerindeki bakışları. Sıcak sımsıcak bakışlardı bunlar. Farketmemiş gibi davranmaya çalışarak girdi binadan içeri. İki katı zor çıkmıştı. Heyecandan kalbi duracaktı sanki. O günü zor bitirdi. Ertesi sabah yine dışarı çıkma zamanı geldiğinde farketti. Bugün her zamankinden daha çok özenmişti kendine. Saçını daha dikkatli taramış, üzerindeki kıyafetin renk uyumuna kafa yormuştu dakikalarca. Ve sonra yine o sımsıcak bakışlarla sarıp sarmalanarak dönmüştü eve.
1 YIL MEKTUPLAŞTILAR
Sonra bir gün o bakışların sahibinin dükkanına, alt kattaki komşu mobilyacıya girdi bir bahaneyle. Yalçın'dı mobilyacı gencin adı. Bir şeyler sorup sonra kaçarcasına uzaklaştı oradan.
Artık selamlaşmaya başlamışlardı. Bir gün Yalçın bir şey sıkıştırıverdi eline. Aşkını itiraf ediyordu. Minicik de bir şiir yazmıştı altına. Hoşuna gitti. Sevilmek güzeldi. İçinde kıpırdayan şeyler suçluluk duygusunu bile bastırıvermişti.
Tam bir yıl sürdü bu böyle. Kenarda, köşelerde buluşmaya başladılar bir süre sonra. Mektuplar ise hala yazılıyordu. Yanından ayırmaya kıyamıyor, cüzdanında saklıyordu onları Fatma. Kimbilir belki de Şükrü onları bulsun, bu evlilik bitsin diye düşünüyordu. Öyle özensizce ortalıkta bırakıyordu onları. Ve iddiasına göre Şükrü bir gün mektupları buldu. Bulmasıyla da kıyametin kopması bir olmuştu. Şiddetli bir kavganın ardından genç adam oğlunu yanına alıp kendini sokağa atmıştı.
EŞİNİ VE ÇOCUĞUNU TERKETTİ
Böyle anlattı Fatma Tırnapoğlu, zina suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemede olayı. Şükrü ise böyle bir olaydan haberi olmadığını, oğluyla çıktığı bir akşam gezisinden eve döndüğünde karısını bulamadığını söylüyordu. Mektupları ise hiç görmemişti.
Fatma ile birlikte saklandıkları evde yakalanan ve aşkı uğruna kendini hakim karşısında bulan mobilyacı Yalçın Urlunç ise açıkça anlattı her şeyi: "Fatma ile önce mektuplaştık. Daha sonra görüşmeye başladık. Fatma her görüşmemizde eşiyle geçinemediğini söylüyordu. Sürekli görüşmemiz bizi birbirimize yakınlaştırdı. Birbirimizi sevmeye başladık. Ona mektuplar ve şiirler gönderiyordum. Sonra onları eşi bulmuş. Fatma bir gün yanıma gelip bir daha eve dönmeyeceğini, kendisini zorlarsam intihar edeceğini söyledi biz de kaçtık."
PERİHAN YILDIZ
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|