SABAH'IN Ek Yayınlar Yönetmeni Deniz Alphan, 1998'de Bağdat Caddesi'nde başına gelen bir olayı hala hayretle anlatıyor:
"Yağışlı bir geceydi. Saat 24:00 gibi. Sinyal verip bir ara sokağa sapmak üzereyken arkadan bir oto çarptı. İndik. Karşımda sarhoşluktan yıkılmak üzere iki delikanlı duruyordu. Askerden dönüşlerini kutlamışlardı. Daha az sarhoş olanı ile konuşurken aniden bir arabanın hızla geldiğini gördüm. Sarhoş delikanlıyı kolundan tutup kaldırıma çektim. Bu sırada gelen oto onların arabasına bindirdi. Onun da direksiyonda sarhoş bir genç vardı. Hemen yanındaki kız arkadaşı ile yer değiştirler. Derken polis geldi. Alkol muayenesi yapıldı. Polise ne çıktığını ısrarla sordum. Bana göstermedi.
Neyse, ertesi gün polise sigortayla ilgili olarak telefon ettim. Bana gençlerin sarhoş olmadıklarını söyledi ve ahizeyi ilk gencin o sırada karakolda olan babasına verdi. Babası bana kızdı; 'Neden oğluma sarhoş diyerek hakaret ediyorsun,' diye çıkıştı. Sonra da gururla şöyle dedi: 'Benim oğlu usta bir şofördür. 13 yaşından beri Cadde'de araba kullanır.' Dondum kaldım.