YENİ ASIR yazarlarından Erkin Usman, 'Pota' adlı köşesinde İzmir'de geçen bir çapkınlık ve yakalanma olayını yazdı:

İZMİR'İN kıştan bahara geçiş günleriydi. Soğuk günler artık geride kalmıştı...

İşte böyle bahar başlangıcında, bir akşamüstüydü. Sarışın bir kadın, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ni, İkinci Kordon'a bağlayan yollardan birine hızla yöneldi.

Yolun sonunda park etmiş bir BMW'nin kapısını açtı. Arabanın arkasında tanımadığı bir kadın vardı. O da gençti, o da güzeldi. Bir esmer güzeliydi Z.T.

Olayın buraya kadar olan kısmında bir fevkaladelik yoktu. Genç kadınlardan esmer olanı, inmek istedi; ama öteki mani oldu. Lüks BMW'nin içinde çıldırtıcı bir suskunluk başlamıştı. Çok geçmeden, genç bir adam arabanın kapısı açıp direksiyonu başına geçmek istedi.

Gördüğü manzara karşısında paniğe kapıldı.

"Şey..." dedi. "Sen ne arıyorsun burada?..

Sarışın, mavi gözlü kadının yanıtı şöyle oldu:

"Seni..."

Sonra devam etti:

"Seni ve sevgilini..."

Genç kadın, sonra kapıyı vurdu ve çekip gitti.

Olayın kahramanı, İzmir'in önemli bir sağlık kurumunun başhekimiydi.

Arabasındaki esmer güzeli Z.T. ise, sekreteriydi ve aralarında o sağlık kurumunda herkesin bildiği ve gördüğü "gönül ilişkisi" vardı.

Lüks BMW'nin kapısını açıp giren sarışın mavi gözlü kadın ise, olayın kahramanı olan doktorumuz eşiydi.

Bu önemli hastanenin başhekimi, pasta almak için arabasını Kıbrıs Şehitleri Caddesini İkinci Kordon'a bağlayan yolda park etmiş, tesadüfen oradan geçmekte olan karısına yakalanmıştı.

Bu bir suçüstüydü...

Olayın inkar edilecek yönü yoktu...

Ve, sekiz yıllık yuva bir mahkemede hakim kararıyla yıkılacaktı.

Asliye Hukuk Mahkemesi hakiminin kararı:

"Tarafların şiddetli geçimsizlik yüzünden, bir arada olmalarının imkansızlığı gözönüne alınarak..." diye başladı ve devam etti.

Bu evlilik böyle sona erdi, doktorumuz eşinden boşandı, sevgilisi de bir başka sağlık kurumuna gönderildi. İzmir şimdi bu "acemi çapkın"ın tedbirsizliğini konuşuyor.