Küreselleşme

Geri kalmış coğrafyaların en geri kalmış odakları, İstanbul'da bir toplantı yaptılar.

İP'in ev sahipliğinde...

Toplantı boyunca, emperyalizme ana avrat düz gittiler.

Son karar metninde de, Irak'ın katili Saddam'a arka çıktılar.

Çünkü dünyaya "isli cam"ın arkasından bakıyorlar.

Yabancı sermayeye, uluslararası bilgi ve teknoloji paylaşımına, kolektif üretim yükselişine, "emparyalizm" diye karşı çıkanlar...

2000'li yılların "çağdaş" mürtecileridir.

Bunlar göremiyorlar ki...

Sabah akşam küfür ettikleri Amerika'ya bile yılda 450 milyar dolar yabancı sermaye girmekte...

Bize 1 milyar dolar girerken..

Bakınız, 93-97 döneminde...

Filipinler, Arjantin, Macaristan, Çin, Polonya, Singapur, Portekiz, İtalya, Yeni Zelanda, Amerika, İrlanda, İngiltere, Güney Afrika, Brezilya, Hindistan, İsrail, Güney Kore, İspanya, Fransa ve Japonya...

Küreselleşmede başarı gösterirken...

Malezya, Endonezya, Türkiye ve Mısır sınıfta kaldılar.

Ama bizim geri kalmışlara bakarsanız... Küreselleşen ülkeler aptal, kendileri akıllı...

Bunları iyi tanımalıyız.

Onlar, ulusal yükselişin önündeki en büyük tehlikedir.

Bunlar dünyanın "köylüsü" olmayı tercih etmişlerdir.

Türkiye'ye de "köylü kalmayı" önermektedirler.

Tabloid savaşı

Holigan cinayeti, İngiliz tabloidlerini ayağa kaldırdı.

Tam aradıklarını buldular.

Tabloid gazete, bildiğiniz gibi...

Şeklen büyük gazetenin yarısı ebadında...

Kitap gibi açılan...

Daha çok metro, tren ve otobüslerde rahat okunmak için o şekli almış gazetelere denir.

İçerik olarak da...

Kültürsüz, saldırgan, şoven ve çapsız duyguları...

"Gıdıklayan" gazetelerdir.

Bu tür spor, aşk, cinsellik ve benzeri rezaletler tabloidler için bulunmaz fırsatlardır.

İngiliz tabloidleri, ki dünyaca ünlüdür...

Ortalama olarak 60-70 IQ'ya hitap ederler...

Bütün maharetleri, hafif embesil, algılaması kıt, duyguları zayıf, itilmiş kakılmış, kişilik sorunlu, başarısız kitleleri "gıdıklamaktır."

Türkiye'de de buna meraklı gazeteler türemeye çalışıyor ama...

İngilizler'in eline su dökemezler.

Hem İngilizler daha profesyoneldir.

Hem de, Türkiye'de tabloid müşterisi olacağı sanılan kitle, aslında gazete okumaz...

Sonuç şudur:

Türk basını, bir istisna dışında, holigan rezaletinde doğru tavır almıştır.

İngiliz tabloidleri bu işi sömürecekler ama biz onlara muhatap olmayacağız...

Kilo
Çok su içenler kilo almıyormuş... Su aygırlarına ne buyurulur?..

Dagıç
Başkentte dalgıçlık okulu açılmış. Ankara'ya deniz ne zaman gitti?..

Meclis
Türkiye'de demokrasinin tek engeli Meclis'miş... Meclis engelli ülke!..

Rekabet
Taksim'de holiganların öldürülmesi, evet çok korkunç, kötü oldu. Ama Türkiye gerçekten bir yönüyle çok korkunç... Önceki gün İstanbul Sultanbeyli'de, karşılıklı kuş yemi satan iki esnaf bıçaklarla birbirine girdi. Kavgaya tutuşanlardan biri öldü diğeri cezaevini boyladı.

Ne yazık ki, Türkiye'de bıçakla öldürülmek için holigan olmak gerekmiyor!..

Korucular
Diyarbakır Bismil'e bağlı Güzelköy korucuları, Mardin Savur'a bağlı Sinse köyü korucuları tarafından pusuya düşürüldü. Sinseli korucular, minibüsteki Güzelköylü korucuları yaylım ateşe tuttular, iki kişi öldü, 11 kişi yaralandı.

Bu sütunda birkaç kez yazdım.

Biz bu korucularla mı koruduk Türkiye'yi?..

Bu koruculara mı emanet ettik, toplumun huzur ve güvenliğini?..

Sibel'in tazminatı
Sibal Can eski kocası Hakan Ural'a...

200 milyar lira boşanma tazminatı ödemeye mahkum olmuştu.

Ben de, Hakan Ural ne yaptı da bu parayı hak etti diye sormuştum...

Sabah yazarı Şükrü Kızılot bir noktayı daha aydınlattı.

Bu 200 milyarın vergisinin sıfır olduğunu yazdı.

Şükrü Kızılot vergi uzmanı...

Bunu soruyorsa bir bildiği vardır.

Belki bu 200 milyar, Sibel Can'a kazanç yazılırken vergilendirilmiş olduğu için ikinci vergi alınmıyordur, bilemem...

Beni rahatsız eden...

Yan gelip yatmış...

Hiçbir şey üretmemiş bir erkeğin...

Karısının sırtından zengin olmasıdır...