Yunanistan'da seçimler yapıldı bitti.. Şimdi sıra, Ankara ile Atina'nın oturup zor kararlar almasında..
Sadece Ege değil, Kıbrıs konusunda da zor kararlar almaları gerekiyor.. Kıbrıs deyince aklımıza, NTV'nin orada yapması planlanan açık oturumu, Kıbrıs Türklerinin gerçekleri duymasından korkan Eroğlu ve adamlarının nasıl ve de tehdit ederek engellediği geldi.. Demokrasiyi içine sindiremeyenlerin yaptıkları davranışlar yüzünden, Nuri Çolakoğlu bu programını iptal etmek zorunda kaldı..
Şimdi yine dönelim Ankara ile Atina arasında yeni dönemde yapılması beklenen girişimlere..
Ankara ve Atina, artık, zor konular olarak nitelenen konularda masaya önerilerini getirmek zorundalar.. Bu işin kaçarı, göçeri yok..
Zaferlerin biraz da hasar istediği gerçeğinden yola çıkarsak, iki başkentteki güçlü hükümetlerin, bu cesaret isteyen adımları atabileceğini düşünüyoruz.. Çünkü görüyoruz ki, her iki ülkenin halkları, artık, aradaki sorunların çözülmesini yürekten izliyor.. Yeni krizler istemiyor..
Hem bunu sadece iki ülkenin halkları değil, adeta neredeyse bütün dünya bekliyor.. 2000 yılında, Türk-Yunan ilişkilerinde tam anlamı ile yeni bir dönem başlamasını istiyor ve diliyor..
1974 yılındaki askeri harekat emrini veren, o cesareti gösteren Ecevit'in, İsmail Cem ile Papandreu arasında yaşanan barış sürecini daha ileri götürebileceğini düşünüyoruz..
Belki de silahların azaltılması bunun ilk adımını oluşturabilir.. Çünkü karşılıklı güvenin tesis edilmesi için yeni adımlar atılması gerekiyor..
Veya bir başka alanda işbirliği yapılabilir.. Mesela, Yunanlıların Ege adalarını silahsızlandırması, buna karşılık bizim de Ege Ordusu'nu lağvetmemiz veya çok sembolik hale getirmemiz gündeme getirilebilir..
İki ülkenin ordusu daha sıkı işbirliği yapabilecekleri alanları bulabilirler.. Bu sayede de güven artar..
Kıbrıs'ta yeni bir süreç açılabilir.. Denktaş ve Klerides'e, iki ülkenin başbakanları da katılabilir.. Yani 4'lü bir zirve olabilir.. Niye olmasın? Bunun korkulacak bir yanı olmaz ki.. İsrail ile Filistin arasındaki süreci hatırlayın.. Liderleri, inişli çıkışlı barış yolunda yürümeyi inatla sürdürüyorlar.. Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi, ülkemizin AB sürecini de hızlandıracaktır.. Bu da işin bir başka yüzü..
2000 yılında iki ülke arasındaki pürüzlerin temizlenmesi dileğiyle..