kapat

10.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Taksim kana bulandı

KOCA Taksim meydanı... Neler gördü geçirdi... Cumhuriyet tarihimizle birlikte modernleşmeye başlayan eski payitahtta açılan bu önemli meydan, yıllar boyu kent yaşamındaki yerini korudu. İyi ve kötü olaylara sahne oldu. Onca mitingi, onca kutlama törenini, onca yılbaşı şölenini, onca konseri, kimbilir kaç kişiye mutluluk getiren talihli Taksim rastlaşmalarını veya -hele o eski saatin gölgesindeki- buluşmaları nasıl anmazsınız?

Ama aynı biçimde meydanı kana bulayan Kanlı Pazar'ı, Refah'ın büyük kent belediye seçimlerini kazandığı gün yapılan ürkütücü gerici mitingi, bu meydanda çeşitli gösterilerde coplanan insanları, işlenen cinayetleri, akan kanı da nasıl unutabilirsiniz?

İşte o Taksim Meydanı şöhretinin kötü yanına parlak bir sayfa daha ekledi. Ne kadar belalı olsalar da sonuç olarak bizim konuğumuz olan, ne denli çılgınlıklar yapsalar da sonuç olarak canları bizim güvencemiz altında olan yabancılar, dayak yemekle kalmadı, insafsızca şişlendi, bıçaklandı ve iki tanesi Taksim Meydanı'nda can verdi.

O akşam orada olan bir tanıdığa rastladım. Bir gün sonra, yine Taksim Meydanı'nda... Gözlerinde hala korku ve ürperti vardı. Oturduğu cafe'nin birkaç adım ötesinde birden çılgınlaşan ve kanlı katillere dönüşen insanları, polisin yetersizliğini, ortalığı saran dehşet duygusunu anlatmakta zorlanıyordu.

Holiganlar, evet, İngiliz toplumunun en dip katıdır. "Lümpen" tartışmalarına meraklı olanlar belki bu İngiliz tarzı lümpenliğe de eğilir. Gerçi çoğunun işi-gücü vardır, normal bir hayatı, çoluğu-çocuğu da vardır. Ama onlar, hayattan zevk almak ve gerçek birer insan olmak için kendilerini yeterince geliştirmemiş bu alt insan gurubu, maçlarda birden değişir ve dolunay görmüş kurt adam gibi birer canavar olurlar. Kişiliklerinin saldırgan, öfkeli ve isyankar yani bir maç boyu kendisini gösterir. Sonra bay Hyde'lik biter, yine uysal birer Doktor Jekyll olarak işlerine-güçlerine dönerler.

Onları bilmek, onları anlamak ve onlara özel bir takip / koruma uygulamak gerekiyordu. Batı'da adı hala kötü anılan, korku ve dehşet duygusu uyandıran, "Terrible Turk"ün mirasıçısı bir toplum olarak daha dikkatli olmamız gerekiyordu. Yapamadık. Ve büyük bir darbe aldık. Belki "Geceyarısı Ekspresi"nin bize kaybettirdiğinden de büyük bir darbe aldık... Yazık oldu. Galatasaray sevincimiz gölgelendi. İnşallah bu ders olur da toplumsal olaylarda biraz daha dikkatli olmayı ve ateşin yanıbaşında hep yeterli suyu bulundurmayı öğreniriz.

Bravo İngiliz dostlarımız
TÜRKİYE'deki The British Counsil'den bir paket geldi. İçinde bir CD... Kurumun çıkardığı aynı türdeki üçüncü CD imiş bu... Elimdekinde, üç ayrı müzik gurubundan parçaları birleşmişti. Poozies adlı bir İngiliz gurubu. Her türden geleneksel folk müziği yapıyorlar ve sürekli dünyayı dolaşıyorlardı. Sonra Burach adlı gurup: İskoçya'da kurulmuş bir folk müziği orkestrası. Ki vokalisti Ali Cherry adlı doğu kökenli bir gençti.

Ve bizden bir isim: İngiltere'de müzik eğitimi alan çok değerli bir genç müzisyen, viyolacı Burak Marlalı...

CD'nin özelliği üç gurubun da Türkiye'de verdiği konserlerin kayıtlarından oluşmasıydı. Söz konusu guruplar İstanbul'dan Ankara'ya, Bursa'dan Adana'ya, Gaziantep'ten Kayseri'ye ülkemizi dolaşmışlar ve konserler vermişlerdi. Marlalı ise Borusan Oda Orkestrası'yla birlikte Bottesini'nin viyola konçertosunu seslendiriyordu.

İşte kültür dostu İngilizler ülkemizde böyle çalışıyorlar. İki ülkeyi sanat yoluyla birleştirmeye, halklar arasında notalar aracılığıyla gönül bağları kurmaya çabalıyorlar. Birkaç kendini bilmezin yaptıkları ne kadar kanlı ve isyan ettirici olsa da bu temel dostluğu bozamaz diye düşünüyorum. Ve bu CD'nin tam zamanında elime geçtiğine seviniyorum.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır