kapat

10.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kredi piyasasında hareketlenme sinyali
Kredi kullanımı artışa geçti. Faizlerdeki hızlı iniş, döviz kredisini gözden düşürdü. TL kredi hacmi ise yılbaşına göre yüzde 20 arttı

Rusya krizinden beri durgunlaşan geçen yılın Aralık ayından itibaren de canlanma sinyalleri veren piyasalarda, kredi kullanımı da hafif hafif artıyor. Merkez Bankası verileri göre mevduat bankalarının verdiği Türk Lirası ticari kredilerin tutarı 24 Mart itibariyle yılbaşına göre yüzde 20 oranında artış kaydetti. Miktar olarak 1.2 katrilyon lirayı aştı.

Buna karşılık döviz kredilerinde hiç artış yok. Bu da kur artışı göz önüne alındığında reel olarak düşüş olduğunu gösteriyor.

Verilere göre 1999 yılı sonunda 6 katrilyon 229 trilyon olan TL cinsinden ticari kredilerin toplamı, 24 Mart itibariyle 7.5 katrilyona yaklaştı.

Ticari döviz kredilerinin tutarı ise yaklaşık 6.6 katrilyonluk düzeyini bu süre boyunca korudu. Ocak sonundan itibaren hacim büyüklüğü ilk kez TL cinsi kredilerin lehine döndü.

DÖVİZ ANLAMSIZ
Bu durum piyasanın artık döviz değil, TL kredi talep ettiğini gösteriyor. Bunun nedeni faizde yaşanan tarihi düşüş. Eskiden yüzde 100'leri aşan maliyeti göğüsleyemeyen şirketler, şimdi döviz-TL makasının kapanması nedeniyle TL'yi tercih ediyor.

Bankacılar göre şu anda TL kredilerinin bileşik faizi yüzde 40-45 civarında. Döviz kredisinin faizi ise banka ve şirkete göre yüzde 10'la 20 arasında değişiyor. Kur artışı da göz önüne alındığında, döviz kredisi kullanmanın bir anlamı kalmıyor. Ayrıca döviz kredisinde ihracat bağantısı ayağının zorunlu olması, TL kullanımını öne çıkarıyor.

TL kredilerin faizleri bankalararası TL piyasasındaki seyre göre değişiyor. Bu oranlar, yüzde 35 olan bono faizlerinin biraz daha üzerinde. Dolayısıyla bono almaktansa, TL kredisi vermek, bankaların işine geliyor. Bankacılara göre piyasada bir talep artışı hissediliyor. Ancak ekonomik canlanma çok hızlanmadığı için doyurucu düzeye gelmiş değil.

TALEP ARTIŞI
Yatırım amaçlı talep yok. Şirketler daha çok operasyonel amaçlı kısa vadeli kredi talebinde bulunuyor. Ama bu talep, bonodan çıkan parayı tamamen karşılayabilecek nitelikte değil.

Hazine'nin ilk üç aylık iç borç geri ödeme ve borçlanma verilerine baktığımızda, karşımıza çıkan sonuç şu: Hazine tahvil gelirlerine ait "ek ve geçici" vergilerden sonra piyasada yaklaşık 2 katrilyon lira bırakmış. İtfadan az borçlanma durumu ikinci çeyrekte de devam edecek. Yine piyasaya yaklaşık 2 katrilyon lira bırakılacak. Tüpraş, POAŞ derken tutar belki daha da büyüyecek. İşte bankaların sorunu da burada başlayacak. Bankalar 1994 krizinden beri bir kenara attıkları müşterilerine kendilerini hatırlatmak için kırk takla atacak.

AKTİFE ORAN YÜZDE 34
BankacIlIk sektörünün verilerine göre 1990 yılında kredi toplamının aktif büyüklüğüne oranı yüzde 44 seviyesinde. Bu oran 1999 yılının 3. çeyreğinde yüzde 34'e inmiş durumda. Bu eksilen da kısmı şüphesiz bono veya repo porföyleri doldurdu.

Hazine'nin piyasalardan elini çekmeye başlaması, bu tabloyu şimdi ters döndürecek. Şirketlerin yanı sıra, düşen enflasyon ve güvenin sağlanmasıyla artacak bireysel talepler, kredi hacmini zaman içinde hiç görülmemiş boyutlara yükseltecek.

Türkiye'de toplam kredi hacminin GSMH'ye oranı yüzde 45 civarına bulunuyor. Gelişmiş ülke verileri bakıldığında oranın GSMH'nin iki katına kadar çıktığı gözleniyor.

ÜRETİM BAŞLADI
Cumartesİ günü açıklanan sanayi üretim endeksine göre Şubat ayında yüzde 6'lık bir artış kaydedildi. Üretim, Nisan ayı hariç 1999'un tamamında geçen yılın aynı dönemlerine göre geçen yılın aylarına göre gerilerken, Aralık'la birlikte dönüşün sinyali alındı. Aralık'ta yüzde 3.1 artan sanayi üretimi, Ocak'ta yüzde 4.2, Şubat'ta da yüzde 6 artış kaydetti. Bu artışta Ocak'ta yüzde 4.3, Şubat'ta da yüzde 6.7 oranında artan imalat sanayinin payı yüksek. Bu artış, kredi talebine de yavaş yavaş yansıyor. Özellikle üçüncü çeyrekte beklenen canlanma ile kredi talebinde hızlı bir artış olması bekleniyor.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır