kapat

10.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Liderler daha neyi bekliyorsunuz?
Ekonomik programda göstergeler durumun iyileştiğini gösteriyor. Ancak liderlerin ağzından hâlâ moral verecek tek laf çıkmıyor

Ekonomi otomatik pilota bırakılmış izlenimini veriyor. Enflasyonu düşürme programının ardında koalisyon pratilerinin liderleri değil de Önal, Erçel ve Demiralp duruyor. Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz, Türkiye'nin son 30 yılda yakaladığı en büyük atılım fırsatının farkında değilmiş gibi davranıyor, ağızlarından moral aşılayacak tek cümle çıkmıyor.

İş dünyasının desteği de güçlü değilmiş gibi. İşsizliği azaltacak büyük yatırım projeleri henüz raflarından inmiş değil. Halkın yaklaşık üçte ikisi programa umutsuz olmasa da kuşku ile bakıyor.

Bu ortam göstergelere de yansıyor. Geçen Aralık ve Ocak aylarında artan sanayi üretimi, açıklanan kapasite kullanım oranına göre Şubat'ta bu atağını sürdüremedi. İhrcat bir artıyor, bir azalıyor. Oysa ekonominin ve enflasyonun kaderini belirleyecek faktörlerin bu yıl neredeyse tümü olumlu. İşte bu faktörlerdeki son durum:

* Enflasyon yüzde 30'lara inmeden hükümet krizi yaşanmaz.

* Faiz dışı fazla, bütçe açığı, Merkez Bankası iç varlıklar gibi makroekonomik performans kriterlerinde hedefler tutturuluyor.

* İç borçlanmada faiz oranı bir yıl öncesinde hayal edilemeyecek kadar düşük.

* Yatırım için en uygun döneme girdik. Kur politikası sermaye mallarını göreceli olarak ucuza mal etme imkanını sağlıyor. Kur sepetindeki artış oranı Nisan, Temmuz ve Ekim'de aşamalı olarak düşürülecek.

* IMF, son "Dünya Ekonomisinin Görünümü" raporunda dünya ülkelerindeki ortalama büyüme tahminini 0.7 puan yükseltti. Yüzde 4.2'lik oran son 10 yılın en yüksek oranı. Turizmciler ve ihracatçılar, markaj altındaki kurlardan kaybettiklerini artan talepten telafi edebilir. İşçi dövizleri de artabilir.

* Ham petrol fiyatlarının en az Ekim'e kadar 159 litrelik bir varil başına 25 dolayında kalacağı belli oldu.

* Dünya ülkelerinde bize de bulaşabilecek kriz tehlikesi şimdilik yok.

* İthal girdilerin maliyeti artık hızlı artmayacak. Pamuk dışında fiyatı hızlı artan bir hammadde yok. Firmalar, mal ve hizmetlerinin üretimini artırıp, hesaplı fiyatlarla piyasaya sürmek zorunda. Devir sürümden kazanma devri...

* Tarımsal üretim geçen yılın aksine bu yıl artış eğilimine girebilir. Zaten bugüne kadar sonu sıfır veya çift rakamla biten yılların yüzde 96'sında tarımsal üretim artış göstermişti.

* Yaptığımız hesaplara göre önümüzdeki beş ay içinde toplam enflasyon yüzde 5'i aşmayacak. Eskiden bir ayda bu düzeyde bir enflasyon normal karşılanırdı.

* İş dünyasındaki ve kamuoyundaki güvensizlik bulutları dağılmaya başladı gibi...

* Tüpraş'ın halka açılmasının tasarruf sahiplerinden, GSM ihalesinin yerli ve yabancı sermayeden ilgi görmesi morallerin düzelmeye başladığını düşündürüyor.

* Sekiz yıllık eğitim ve üniversite öğrencisi sayısındaki büyük artışlar meyvelerini önümüzdeki yıllarda vermeye başlayacak.

TARIMI YAZ REHAVETİ BEKLİYOR
Nisan ayından itibaren üç ay süre ile kur sepetindeki aylık değer artışı yüzde 1.7 olacak. TÜFE'de kira artışları yüzde 2.5 dolayında oturdu. Kur artışlarının düşük düzeyde kalması ve ham petrol fiyatlarının istikrar kazanması ulaştırma fiyatlarındaki yüksek oranlı artışları önleyecek. Rekabet koşulları ise ev eşyalarındaki artış oranının kur artış oranına yaklaşmasını sağlayacak. Giyimde yaz modelleri zamlı olarak piyasaya çıkacak. Temmuz-Ağustos'ta ise indirim var.

TEFE'de tarım sektöründeki geleneksel yaz rehaveti etkili olacak. Özel imalat sanayiinde Mart ayında görülen yüzde 2.5'luk oran ise moral verdi. Bu oranın da devalüasyon oranındaki gerilemeye paralel olarak yüzde 2'ye doğru düşmesi bekleniyor.

Biraz cesaret...
Üç dört aylık bir süre için bile olsa, ekonominin gündemin ilk sırasına oturtulması, tüm bankaların mevcut programı desteklemek üzere yurdu dolaşması, büyük bir atılımın başlamasına yetecek. Türkiye, en az beş altı yıl sürecek hızlı büyüme dönemini yakalamak üzere. Eğitimde, demografik değişkenlerde, sanayi ve bankacılıkta, atılım için gerekli "kritik ağırlık" düzeyine ulaşmamıza çok az kaldı. Sabah'ın ekonomi sayfalarında yazdığım yazıların başlıkları "Umuda Yolculuk" ve "Biraz Cesaret..."ti. O günden bu yana koşullar iyileşti. Umut daha yakında. Ama cesaret ve heyecan yine eksik.

Yüksek enflasyonun insanı sersemleten havası biraz dağıldığında, Türkiye'nin çehresi değişmeye başlayacak. Siyaset ve sosyal hayatın yüksek tansiyonu, her yeni iş imkanı ile, göstergelerdeki her iyileşme ile biraz daha düşecek. Demokrasiyi derinleştirmek, insanlara yaşanmaya değer bir hayat sunmak enflasyonun düştüğü ortamda daha kolay olacak. Gelir dağılımının iyileşmesi de enflasyonun düşmesine ve yatırımların patlamasına bağlı. Bu iyileşme, iktidara da muhalefete de gerçek işlevini kazandıracak.

FARUK TÜRKOĞLU


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır