Emek ve sendika
Rauf Tamer'in klasikleşmiş ifadesiyle...
"O kafa", bir kere daha karşımıza çıkmış bulunuyor...
Biliyorsunuz...
Tüpraş hisseleri halka arzediliyor.
Şirket, küçük yatırımcıya açılıyor...
İsteyen Tüpraş işçisi, piyasa değerinin yüzde 29 aşağısına hisse alabilecek...
Devlet, Tüpraş işçisine imtiyaz tanıyor, ona şirketteki emeği karşılığında öncelik ve üstünlük tanıyor...
Ama Petrol-İş buna isyan ediyor...
Yoksa, işçiye rüşvet mi verilmeye çalışılıyormuş?..
İşte "o kafa!"
Bunun neresi rüşvet?..
Rüşvet, bir kanunsuzluk karşılığında ödenen bedeldir.
Devlet, işçilere kanunsuzluk mu teklif ediyor, bir indirim yapmakla?
Ya, işçinin yapacağı 5 bin dolarlık yatırım, 6 ay sonra 10 bin dolar olacaksa...
Sendika ne diyecek işçiye?..
Kusura bakma, geleceği görememişiz mi diyecek?..
Renault'un işçileri, birikimleriyle zora düşen firmayı kurtarıyorlar...
Mercedes'te ise işçiler yönetim kurulunda temsil ediliyorlar.
Çalıştığı firmada işçinin sermaye olarak da, gücünü ortaya koyduğu sayısız örnek var.
Ama bizdeki "solcu" kafaların bunu anlaması imkansız görünüyor...
Devlet tanıdığı imtiyazla "emeğe" saygı gösteriyor ama sendika "emeği" umursamıyor...
İşçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları!
Sürünmeye devam et!..
Ki "işçi" olduğun belli olsun!..
İşçi olmak, büyük bir "unvan"mış gibi...
Köpek savaşları
Ben seyretmiyorum, seyredenler anlattı.
Denizli'deki köpek savaşları'nı görenlerin kanı donmuş...
DYP'li Belediye Başkanı Ayhan Demirdöver, kaymakamdan "Köpek güzellik yarışması" yapacağım diye izin almış...
Sonra, 2 bin kişi önünde 150 kadar köpeği dövüşe sokmuş...
Kan gövdeyi götürmüş...
Bu vahşet bile insanı perişan etmeye yeter ama başka bir vahşet daha var...
Meğer bu belediye başkanı seçimlere girerken, Baklanlılara...
"Eğer beni seçerseniz, yasaklanmış olan köpek dövüşlerini serbest bırakacağım" diye söz vermiş...
Baklanlılar onu bu sebeple seçmişler...
Ben daha ne diyeyim?..
Siz deyin!..
Diyet
Alman diyeti haftada 6 kilo verdiriyormuş... Ghandi diyetinin üzerine diyet tanımam!..
Dayak
Kadın dövme konusunda Türkiye, dünya birincisiymiş...
O sebeple yaşam kalitesinde de sürünüyoruz...
Nevroz
Nevruz tartışması yine başladı. Şu nevruzu, her yıl nevroz'a dönüştürmesek ne olurdu?..
Motordaki su
Suyla çalışan motor, yüzünden geçen hafta Ankara'da bir cinayet işlendi... Ardından Konyalılar, "Suyla çalışan motoru biz icat ettik" dediler. Komik iddia!.. Suyun hidrojen ile oksijene ayrılması çok pahalı bir iş... Dünya motor devleri dururken, bizimkilerin suyla çalışan motor yapacağına ben asla inanmıyorum, görmeden de inanmam!..
Aday değilim
Mesut Yılmaz, "Demirel formülünde anlaşma sağlanmasa bile cumhurbaşkanlığına aday olmayacağım" diyor... Mesut Bey samimi olabilir... Ama ben biraz işkilleniyorum... Farzedelim Demirel formülü geçmedi. Sonra da bir kısım ANAP'lı Mesut Bey'i aday gösterdi... Mesut Bey, "Arkadaşlar öyle takdir etmiş" mi diyecek?..
Ayşenur Yazıcı, CNNTürk'ün spikerlerinden...
Hünerli bir ekran emekçisi...
Ama belli ki çok yoruluyor her akşam ekrana çıkmaktan...
Neden derseniz:
Bu hanım kardeşimiz, pazar günleri Milliyet'in ilavesinde bir de "makale" çırpıştırıyor.
Sanki her televizyoncunun yazı yazması şartmış gibi...
Pazar günü oturmuş...
Bizim Murat Birsel'in geçen yıl 28 Haziran'da Sabah'ta yazdığı makaleyi aynen döşenmiş...
"Bir Başağrısı Hikayesi" diye...
Virgülünü değiştirmeden...
Hayır, bu yazıyı Murat Birsel'den esinlendim, aldım, dese eyvallah!..
Ama sanki kendisi yazmış gibi yayınlayınca, çok ayıp kaçıyor...
Dedim ya, vakti yoksa, yazmasın ne gerek var?..
Türk düşünce dünyası çökecek değil ya...
Geçen gün köşesinde eski sevgilisine özel mektup döşenmişti, ona bir şey demedik...
Ama bu kadarı da fazla...