kapat

21.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Neden İspanya'ya gidiyorlarmış?..

İspanya'nın her yıl nerdeyse bir Türkiye'yi turist diye ağırlıyor.. Hep merak ederdim, "Niye İspanya" diye..

Palma'da yanıtını aldım..

Bu ülkede turistin aradığı herşey var da ondan..

Ünlü anekdottur..

"Hamsinin 40 çeşit yemeği vardır" diyen Temel'e "Say" demişler..

"Reçel" diye başlamış.. "Yetti sayma" demişler..

Bir defa ucuz!..

Bakın, yol uçak parası dahil, Palma de Mallorca'da yapacağınız iki haftalık tatil, Antalya'dan daha ucuza gelir size.. Hele bir de, ayakkabıdan şapkaya, yani tepeden tırnağa gardrobunuzu da ordan düzenlerseniz, kara bile geçersiniz.. Benim gibi ekstradan puro meraklısı iseniz, gelecek yılın tatil parasını da tasarruf edersiniz..

Mallorca'da, bu dünyanın fevkalade ünlü tatil cennetinde, sokakta rastgele girdiğiniz bir tütün mağazasında, dünyanın en harika purolarını buluyorsunuz.. Fiatı, Yeşilköy freeshopının yarısından az..

Otel ucuz.. Sebze, meyvenin en harikası orda ve bol.. Yiyecekler, içecekler ucuz..

Mallorca'nın en güzel deniz kıyısı restoranlarından birinde, kalkan yediğiniz fiata, Ertekin size Ortaköyde bir kumru ile bir kola verir ancak..

Palma, Balear adalarının en büyüğü Mallorca'da (O da en büyük demek zaten). Balearların da başkenti. Barcelona'nın hemen karşısında.. Feribotla ordan, ya da doğrudan uçakla geliniyor. Bir hava alanı var, Yeni Yeşilköy'le yarışır.

Sizi sahildeki kente harika bir yol getiriyor.. Palma bir koyun kenarında.. Bütün sahil, oteller, pansiyonlar, restoranlar ve kafelerle dolu.. Kente girerken Domu görüyorsunuz.. Gotik ile arabeski birleştiren bir katedral.. Kemerli arap stili.. Emevilerden kalma çizgiler bunlar.. Sormadım ama, "Camiden dönmeyim" diye bağıran bir kilise bu..

Otelimiz koyun tam göbeğinde.. Akşam üzeri, güneş batarken girdik.. Hafif hafif esmerleşen bir mavi deniz ayaklarımızın altında.. Bacaklarımı balkonun korkuluklarına dayayıp bir yorgunluk ve keyif sigarı yaktım hemen..

Yusuf Duru'yu daha Türkiye'den ayarlamışım.. Hani o Bilbao'da bize parmaklarımızı yediren, odun fırınında pişmiş süt kuzusu var ya.. Ondan yiyeceğiz.. O restoran zincirinin bir ayağı da Mallorca'da..

Aylardır aş eriyorum sanki..

Yusuf bir gün evvel varmış Mallorca'ya. Gitmiş denemiş restoranı..

Eşi Melahat, oğlu Yusuf Jr., Ertekin, sığdık arabaya.. Ver elini lezzet!..

Başımıza neler geleceğini bilmiyoruz.. Siz de bilmiyorsunuz tabii.. O zaman yarına kadar bekleyeceğiz..

Bu trafik niye adam olmaz?..

"Peki ya tuz kokarsa.." demiş eskiler.. Aslında bu ülkede trafik yazısı yazmak, bu ülkede trafiğin düzelmesi için uğraşmak boşuna gayret.. Abesle iştigal..

Her bayram yollarda ölen, ya da sakat kalanların sayısına bir bakın.. Böyle bir rezilliği dünyanın hangi ülkesi, her bayram yaşıyor?..

Yani bu kazada yakınını kaybeden birisi, Bakanlar Kurulu'nu mahkemeye verip tazminat istese, yargıçlar ne karar verirdi acaba?..

"Her tatilde yollarda yüzlerce telefat verildiğini bile bile, aslında iki gün olan Kurban Bayramını (Diğer ikisi zaten tatildi) 9 günlük bir tatile çevirerek herkesi yollara teşvik etmeseydiniz babam (Annem, oğlum, kızım, eşim, kardeşim) hayatta olacaktı" gerekçesine "Hayır" diyecek hukuk anlayışı olabilir mi?..

Bakın Amerikalı bu davayı açar ve kazanırdı, hiç şüpheniz olmasın..

Şimdi niye bu faciaları yaşıyoruz?..

Çünkü bu ülkede trafik denetimi denen şey yok.. İflas etmiş.. Öyle etmiş ki, artan cezalar bile ürkütmüyor sürücüyü..

Adam İstanbul'dan yola çıkıp, Bodrum'a kadar enaz 100 trafik kuralını ihlal ederek gitse ve yol boyu tek polisi rastlamasa, ürker mi?..

Bu ülkede, en çağdışı ülkelerde bile rastlanmayan manzaralar var..

Kural polisin gözü önünde ihlal ediliyor.. Polisin umurunda değil..

Hatta.. İnanmayacaksınız.. Suçu polis teşvik ediyor.. İstanbul'da, emniyet şeritlerinin, özellikle trafik tıkanmalarında nasıl boş tutulması gerektiğini anlatan ben diyeyim yüz, siz deyin bin yazı çıktı, medyada..

Cankurtarana lazım olur, polise lazım olur, itfaiyeye lazım olur, yolu açacak çekme araçlarına lazım olur.. Olur oğlu olur.. Trafiğin en önemli kuralıdır bu yolun boş kalması..

Yazılar Ankara'ya ulaşıp başkentten emir gelince polis kahrederek işe çıkar ve ceza kestiğinden de özür diler:

"Hıncal Uluç diye biri ısrarla yazıyor, biz de ceza kesmek zorunda kalıyoruz, kusura bakmayın.."

Ama şimdi anlatacağım olay, hepsinin üzerine tüy dikti..

İnanmayacaksınız..

Ama her satırı doğru..

Ağabeyim Öcal'la, Basınköy'e gidiyoruz. 13 mart pazartesi.. Saat 20.00 falan.. Yeşilköy'ü geçince E-5'te bir rampa başlar.. Halkalı kavşağına kadar trafik yavaşlar.. Biz sıramızı bekleyerek gıdım gıdım gidiyoruz. Sağımızda emniyet şeridinden kaçan kaçana..

"Yahu burasının hep böyle olduğu biliniyor, niye polis önlem almaz" diye söyleniyordum ki, sağımda emniyet şeridine dalan kamyonla, 50 metre ötede, sağda park etmiş trafik arabasının mavi kırmızı flaşörlerini ayni anda gördüm.

İki trafik polisi arabanın yanında ayakta duruyor.. Tanker, iki polisin önünde hışım gibi geçti ve ben Ercan'a "Polislerin yanında dur" diye bağırdım.

Ağabeyim koluma yapışmış "Boş ver" diyor.. Veremem..

"Nasıl geçti bu tanker sizin önünüzde Emniyet şeridinden" dedim..

"Efendim trafik tıkandı, açmak için izin verdik" dedi..

"Ne diyorsun sen kardeşim" dedim.. "Emniyet şeridi asıl tıkanıklık anında boş kalsın diye yapılmış. Yol akıyorsa, bu şeride gerek yok ki zaten.."

"Efendim yığılma olunca, müdürümüz `Emniyet şeridini trafiğe açın' diye emir veriyor, biz de uyguluyoruz.."

Düşünebiliyor musunuz?..

Düşünebiliyor musunuz?..

Emniyet şeridinin niye yapıldığını, oranın boş tutulması kuralının niçin konduğunu bilmeyen bir trafik müdürünün İstanbul trafiğinden sorumlu olduğunu düşünebiliyor musunuz?..

Emir veriyor, "Emniyet şeridini de tıkayın" diye..

Ve bu emirden haberi olmayan, ama, emniyet şeridi ihlalinin, hem de polisin gözleri önünde yapıldığına şahit olan öteki taşıtlardaki yüzlerce, binlerce İstanbullu..

Bu ülkede polise saygı, bu ülkede polis korkusu kalır mı?..

***

Ey İstanbul ahalisi.. Bu kentte yığılma anında trafik kurallarını ihlal etmek serbesttir. Bu üstelik Trafik Müdürünün emridir. Gerzek gibi sıranızı beklemeyin, her türlü uyanıklığı yapın artık, tamam mı?..

Ceza kesen olursa, bu yazıyı çantanızdan çıkarıp polise gösterin, yeter..

***

Bir tarihte Viyana'dan Münih'e geliyoruz, Alp Yalman ile.. Yığılma olmuş.. Münih'e tam 30 kilometre var, yol adım adım gidiyor.. Biz de uçağa yetişeceğiz üstelik..

Emniyet şeridine baktık.. Bir araba oraya çıkmayı denesin.. İlaç için bir tek araba.. Herkes sırasına razı..

Bu arada Alman trafik radyosu durmadan Münih girişinde yığılma olduğunu anons ediyor..

Alp "Uçak kaçacak, emniyet şeridine dalalım mı" dedi..

"Dal da Türk olduğumuzu herkes anlasın" dedim..

Alman 30 kilometre gıkını çıkarmadan, kendi şeridinde, saatte 15 kilometre ile gidiyor.. Kurala saygı, insana saygı bu.. Bizim tanker 300 metrelik yığılmada, hem de polis flaşörlerini gördüğü halde hışım gibi emniyet şeridine dalmaktan çekinmiyor.. Polisin müdahele etmeyeceğinden emin.. Bu polisle mi, bu kafayla mı, İstanbul'da trafik düzeni sağlanacak?..

13 mart pazartesi.. Saat hemen hemen 20.00.. Halkapınar kavşağı önüğnde duran ve "Müdürün emri ile emniyet şeridini açtık" diyen polislerin arabasının plakası 34 AA 5462!..

İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, eğer yazılı bir açıklama gönderirse, burada yayınlarım siz de öğrenirsimiz bu çağdışı rezilliğin, bu kural ihlaline polis teşvikinin iç yüzünü..

Cezayı vatandaştan önce, görevini bile bilmeyen, yapmayan, polis önünde suç işleme özgürlüğü gibi bir kavramı milletin kafasına yerleştiren polise yazmaya başlamazsak, bu işin sonunu alamayız.. Bundan sonra vatandaştan önce, görevini yapmayan polislerin plakalarını okuyacaksınız köşemde..

İstanbul trafiğini düzenlemek için günde nerdeyse 20 saat çalışan bir yığın fedakar polisin emeğine tüküren bu "Çürük" elmaları her fırsatta teşhir edeceğim..

Cimboma Ceza!..
Galatasaray'a 1 milyon dolar verdi devlet Tanıtma Fonundan..

Ben olsam bir o kadar da ceza keserdim, turizmi engellediği için..

Dortmund'un işini orda bitirdiler, 1600 Alman rövanş için Türkiye'ye gelmekten vazgeçti..

Palma'nın işini orda bitirdiler. Bir o kadar İspanyol gelmekten caydı..

Şimdi peşine yüzlerce Türkü takıp gurbet ellere götür, bol döviz harcat..

Karşılığında, bu ülkeye gelecek yabancıların hevesini kır..

Varın zararı hesaplayın!..

SEVDİĞİM LAFLAR
'Biz konuşurken,yaşam elimizden

kayar gider.'

Çehov (Teşekkürler Mehmet)

BİZİM DUVAR
'Ek vergiler yüzünden vergi mükellefleri bu yıl vergi dairelerinden çıkamayacaklar dükkan camlarında sık sık şu yazıyı görmeye hazır olun "Vergi dairesine gittim" gelecem..'

Hakan&Utku

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır