Liderlerin arkasında bir tabur kamera ile Cuma'ya gitmelerini, itiş kakış içindeki görüntülerin sonra da ekranlara nakledilmesini doğru bulmuyorum.
Neden liderler...
Sade vatandaşların yaptığı gibi evinden usulca çıkıp, en yakın camide Cuma namazını eda etmesin?..
Neden bunlar "haber" olsun?
Ekranlara taşınsın?..
Bir liderin CUMA NAMAZI kılması haber değil ki!..
Biliyorum, medya ister istemez takip ediyor lideri...
Ne olur ne olmaz diye...
Takip edince de, ortaya çıkan görüntüler, akşam ekranlarını dolduruyor...
Medya, liderleri takip etmekten vazgeçemez...
Ama bu cuma namazı haberleri yayınlanmayabilir...
İbadeti, haber diye düşünmekten vazgeçebiliriz.
Ben, "sade cuma"yı, "medyatik Cuma"ya tercih ediyorum...
Bir liderin; sırf lider diye attığı her adımın da haber olduğunu düşünmüyorum...
Kaldı ki bir liderin, ibadetini kameraya çektirmesi de hatadır...
Ülkemi seviyorum
Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış, derler...
Trilyonlar içinde yüzen Brunei sultanı Bolkihan, aç gözlü biraderi Jefri'yi mahkemeye şikayet etmiş, çok müsrif diye...
Bu Jefri denilen görmemiş, geçen yıl mücevher, yat, uçak ve otomobillere 2.7 milyar dolar harcamış...
Adamın 2 bin otomobili var, hangisine binecekse...
Ağabeyi para musluklarını kesince, iş mahkemelik olmuş...
Jefri'nin avukatları, müvekkilimiz ayda 60 bin dolarla geçinemez, 4 karısı, 35 çocuğu var, diye bağlanacak aylığa itiraz ediyorlar.
Mahkeme başkanı da Jefri'nin aylığını 500 bin dolara bağlıyor...
Zavallı Jefri şimdi çok üzgünmüş...
Ben ayda 500 bin dolarla nasıl geçinirim, diye ağlaşıyormuş...
Haberi okuyunca içimde şu duygu belirdi:
Başımızda bir sultan bulunmadığı için, ülkemizi, adaletimizi, meclisimizi, çağdaşlığımızı ve bunları borçlu olduğumuz Atatürk'ümüzü seviyorum...
Ya Brunei vatandaşı olsaydık, ne yapardık!..
"Fenerbahçe bir ara çok kötü gidiyordu. Bir konuşmamda, artık Fenerbahçe'yi tutmaktan vazgeçeceğimi söylemiştim. Birkaç gün sonra bir mektup aldım... Bu mektup bana çok dokunmuştu. O mektup sayesinde Fenarbahçe'yi bırakmaktan vazgeçtim."
Bu mektubu yazanın kim olduğu ben biliyorum.
Sizin de bilmeniz gerektiğini düşünüyorum.
O mektubu, cumhurbaşkanına yazan kişi, o dönemde Futbol Fedrasyonu Başkanı olan Kemal Ulusu idi...
Ve mektubunda mealen şöyle diyordu:
"Bir insan evini, işini, eşini değiştirebilir. Hatta, dinini, milliyetini ve ülkesini de değiştirebilir... Ama tuttuğu takımı asla değiştirmez. Bunun örneği dünyada görülmüş değildir."
Taraftarların kulağında bulunsun diye yazdım...