kapat

19.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ALİ ŞEN(alisen@sabah.com.tr )


Dünkü Belgrad bugünkü Sofya

Eskiden Belgrad şaşaalı, neşe dolu insanların yaşadığı eğlenceli bir şehirdi. Sofya ise mutsuz insanların, gülmeyi unutan, komünizmin gri rejiminde yaşayanların dolu olduğu bir şehirdi. Şimdi Belgrad ve Sofya yer değiştirmiş gibi görünüyorlar.

Dört gün evel Belgrad ve Sofya'yı ziyaret ettim. Yugoslavya dağıldıktan sonra bu Belgrad'ı ilk ziyaretim. İnanılmaz bir şehirdi Belgrad. Avrupalı şehirlerden farksız mutlu insanların yaşadığı bir şehirdi. 1521 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilen Belgrad 1868 yılına kadar yani 347 yıl Osmanlı egemenliğinde kaldı. 1929 yılında Yugoslavya başkenti olan Belgrad Tito'nun komünizm rejiminde de başkent olmayı sürdürdü. Yugoslavya güzel bir ülkeydi. Pek çok Batı Avrupa ülkesinden daha iyi şartlarla yaşayan mutlu insanların oluşturduğu bir ülkeydi. Altı cumhuriyet ve iki özerk bölgede, çok değişik milliyette insanlar ayrı din ve ayrı lisanlarla konuşan mutlu bir topluluktu.

Tito o zamanki iki süper güç arasında liderliğini sürdürebilen çok akıllı bir insandı. En önemli özelliği de Yugoslav halkının yüzde 95'inin orta direk olmasıydı. Tito felsefesinin en önemli tarafı da orta direk nüfusunun, yani bütün vatandaşların ferah, mutlu yaşamalarıydı.

YANLIŞ NEREDE?
Şimdiki Belgrad'ta yaşayan insanları gördüm ve çok üzüldüm. Yorgun yüzler, mutsuz insanlar, sokakta yürüyen korkak insanları gördüm. 78 gün süren bombalamadan dolayı sinirleri yıpranmış, intihar eden ve ruh hastanelerinin dolu olduğu bir Belgrad var. Çok entellektüel insanla konuştum. Eskiden tanıdığım akademisyen, yazar ve pek çok ünlü gazeteciyle konuştum. Hepsinin birleştiği bir nokta var. "Biz nerede yanlış yaptık? Niçin ülkeyi bölenlere müdahale etmedik? Neden katılımcı olmadık?" Ama artık geç. O güzel ülke bölünmüş, parçalanmış. Yirmialtı milyonluk Yugoslavya Kosova'nın da gitmesiyle sekiz milyona düşmüş. Belgrad'ta çok dengesiz bir ticari hayat var.

Belgrad'a bomba atan NATO üyesi olan Almanlar bugünkü Yugoslavya'nın en büyük ticari ortağı olmuşlar. İtalyanlar, Fransızlar ve İsviçreliler bugün Belgrad'ta yeni ticari hayatın temelini atıyorlar. Sadece Amerikalı ve İngilizler yok. Bugün Yugoslavya'nın temeli olan orta direk yok olmuş. Yüzde 95'i fukara, yüzde 5'i de zengin olan Avrupa'nın göbeğinde tuhaf bir ülke haline gelmiş Yugoslavya. Her türlü beyaz eşya ve otomobil ticaretini Almanlar yönetiyor. Tekstil İtalyanlar'ın elinde. Bugün dış ticaretin Batı ile köprüsünü de Makedonya üzerinden yapıyorlar. Bir taraftan ambargo var, diğer taraftan Belgrad'ı bombalayan ülkeler kendi koydukları ambargoyu delip ticaret yapıyorlar.

TİTO'NUN MİRASI
Tito, büyük bir miras bırakmıştı yeni liderlere. Ancak, yeni liderler kötü bir mirasyedi gibi hepsi patron olma sevdasına düştükleri için, bu ülkeyi yeyip bitirmişler. Sırplar, Hırvatlar, Slovenler, Makedonlar ve Boşnaklar.. Hepsinin bu dağılmada kusuru var. Sonbaharda seçim var. Halk tekrar Miloseviç'i seçecek gibi görünüyor. Amerikalılar'ın baskısını halk psikolojik olarak ters yönünden ele almış. Tıpkı Iraklılar'ın Amerikan baskısına rağmen Saddam'a sahip çıktıkları gibi.

Üç muhalif lider var. Birisi aşırı milliyetçi. Koşturica savaş esnasında tutamayacağı vaadlerde bulunmuş. Bu seçimi kesin kaybeder. 58 yaşında Sırp Hareket Partisi lideri Draskoviç eski desteğini kaybetmiş. En önemli muhalif lider Demokrat Parti Başkanı 48 yaşındaki Zoran Cincic. Ancak Miloseviç'in alacağı oyların çok az bir bölümünü alır. Defalarca yazdım Amerika ve Batı'nın Yugoslavya'ya müdahalesi hiç kimseyi mutlu etmedi. Yugoslavya'yı parçalayanlar bugün pişman ve mutsuz. Tarihteki yerlerini de bütün yanlışlıklarıyla mutlaka alacaklardır.

İKİ ŞEHİR
Bulgaristan katı komünizm rejimine en sıkı bağlı olan bir ülkeydi. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla demokrasiye sorunsuz ve kansız ve de en kolay geçen ülke oldu. Her iki ülkenin nüfusu sekiz milyon kadar. Sofya ve Belgrad'ın nüfusları da hemen hemen aynı. Her iki başkentte iki milyon insan yaşıyor. 1413 yılında Osmanlılar tarafından fethedilen Sofya 1908 de Bulgaristan'da bağımsızlığını ilan eden krallığın ortaya çıkmasıyla Osmanlı egemenliğinden çıktı.

Eskiden Belgrad şaşaalı, neşe dolu insanların yaşadığı çok eğlenceli bir şehirdi. Sofya ise eskiden mutsuz insanların, gülmeyi unutan insanların komünizmin gri rejiminde yaşayanların dolu olduğu bir şehirdi. Belgrad ve Sofya yer değiştirmiş.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır