|
Setteki her kadınla yattım
Anthony Quinn... 82 yaşında... 3 kez evlendi. 13 kez baba oldu. Hepsinden önemlisi sinemanın efsane kadınlarıyla birbirinden şehvetli aşklar yaşadı.
Beyazperdenin unutulmaz oyuncularından Anthony Quinn'in, kendi kalemiyle yaşamını anlattığı "One Man Tango - Tek Kişilik Tango" adlı kitap iki oscar ödüllü sanatçının aşk yaşamından ilginç kesitler sunuyor. Ünlü biyografi yazarı Daniel Paisner'in katkılarıyla yayıma hazırlanan "Tek Kişilik Tango" 1995 yılında ABD'de piyasaya çıktıktan sonra tüm dünyayla birlikte Türkiye'de de satışa sunuldu. Kitapta, Quinn'in anılarının yanısıra özel albümünden fotoğraflar da yer alıyor. Anthony Quinn, 3 kez evlendi; Katherine De Mille (1937-1963), Iolanda Quinn (1966-1997) ve şimdiki karısı Kathy Benvin (1997). Quinn, tam 13 kez baba oldu. En büyük heyecanı ise 79 ve 81 yaşında kucakladığı iki çocuğu Antonia ve Ryan'la yaşadı.
"ANNENİ SEVİYORUM"
Edie adında bir kızla tanıştı ancak onun annesi Sylvia'ya aşık oldu. Eddie'yle nişanlandı ama yürümedi ve ona annesine aşık olduğunu söyleyerek ayrıldı. Ancak Sylvia ile de ilişkisi yürümedi ve ayrıldı. Bir anda mimar olmak istediğini anlayan Quinn, Amerika'nın en önemli mimarlarından Frank Lloyd Wright'a gitti. Ancak Wright, Quinn'in konuşmasını beğenmedi ve kimsenin kendisini dinleyemeyeceği için iyi bir mimar olamayacağını söyledi. Quinn, bu kez bir tiyatro kursuna yazılarak konuşma ve oyun dersleri almaya başladı.
BiR ROLLE ŞÖHRET
Paramount film şirketi bir kızıldereliyi canlandıracak aktör arıyordu. Quinn bu role kabul edilmek için küçük bir numara yaptı ve bir Cheyenne (Çayen) yerlisi olduğunu iddia etti ve rolü kaptı. Böylelikle Paramount firmasıyla sözleşme imzalayan Quinn, artık Hollywood'a kabul edilmişti.
Film setinde yönetmen De Mille'in oyuncu kızı Katherine De Mille'le tanıştı. Katherine ve Quinn, 30 yıl sürecek birlikteliklerine adım atarak evlendi.
Hızlı çapkın Quinn, film setlerindeki maceralarını ise, "Her seferinde film çalışmaları yaptığımız yerlerdeki kadınlardan birine bağlanırdım. Durulmayan sadakat duygularım ve bitmeyen enerjim yüzünden her gece ya genç bir yıldız adayı ya da makyajcı bir kızla birlikte olurdum. Gecelerimi yalnız geçirmemek için hiç olmazsa oralı kadınlardan birini yatağıma alırdım" sözleriyle anlattı.
"ARTIK ZORBAYDIM"
Quinn, kariyerindeki en önemli filmlerden 1964'te Yunanistan'ın Aprilia adasında çevirdiği Zorba'nın çekimlerinde de unutamadığı bir ilişki yaşamış. Çekimler sırasında ayağı kırılan Quinn, Atina'daki bir hastaneye kendi yatıyla gitmek üzere yola çıkıyor. Yanında sevgilisi Pia Lindstrom, kaptan arkadaşı ve eşi var. Hepsi de sarhoş. Yolda fırtınaya yakalanıyorlar. Arkadaşına bakmak için güverteye çıktığında karısını görüyor. Koltuk değnekleriyle yavaşça kadının yanına gidiyor. "Büyüleyen bir görüntüsü vardı, çok pervasızdı ve şaşılacak kadar güzeldi. Bir şeyim olup olmadığını anlamak için bana baktı. Onu kendime çekerek dudaklarını dudaklarıma yapıştırıverdim. Kendimi kontrol edememiştim, ben onu kacaklayınca o da bana sarılıverdi" sözleriyle anlatıyor. Zorba karakterinden daha zorba biri olmaya başladığını söyleyen Quinn, "Üç ay, Zorba rolünü oynadıktan sonra artık ben ben değildim" diyor.
MARLYN'E GÖZ DİKTİ
Quinn, Marlyn Monroe ile bir ilişkisi olup olmadığını açıklamıyor. Ancak Monroe'ya olan ilgisini imalı bir dille şöyle anlatıyor: "Marilyn çok sevimliydi. Poposunun tüm çizgilerini ortaya çıkaran, bedenine sımsıkı oturmuş daracık giysiyleriyle dolaşıp duruyordu. Emin olduğumtek şey, şahane sarı yelesinin altındaki bir şeylerin değer kazanmaya başladığıydı".
Rita iyi bir fırsattı kaçırmak olmazdı
Quinn, Blood and Sand filminde büyük bir aşk yaşayacağı Rita Hayworth ile de tanıştı. Hayworth bir petrol milyoneriyle evliydi. Kocası ilişkiyi duyunca ilginç bir tepki verdi: "Neyin var senin? Bir yardımcı erkek oyuncuyla mı kırıştırıyorsun? Madem böyle bir ilişkiye giriyorsun, oldu olacak Tyrone Power'la kırıştırsaydın bari?...
Quinn, ateşli bir aşk yaşadığı Hayworth'la aralarında geçenleri şöyle anlatıyor: "Rita inanılmayacak kadar güzel bir kadındı. Parlak kırmızı saçları vardı. Filmde onun genç İspanyol sevgilisi rolündeydim. Mutluluğumuzu kimse engelleyemez görünüyordu. Birbirimizden uzak durmamız için hiçbir neden yoktu. O, iyi bir fırsattı, kaçırmak olmazdı. Aramızdaki bu duygusal ilişki çekim boyunca hiç aksamadı. İlişkimize duygusal ilişki demek biraz abartmak olur. Aramızdaki tek gerçek duygular bedensel arzulardı."
Derleyen: Bahadır ÖZDENER (HABER MERKEZİ)
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|