kapat

24.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İLKER SARIER

Ecevit-Yılmaz

Cumhurbaşkanlığı meselesinde Ecevit'i sonunda patlattılar...

Başbakan, "gruba hakimiyet" konusunda Mesut Yılmaz'ın "liderliğini tartışmaya" açtı...

Ardından, Salih Yıldırım, genel başkanı Yılmaz adına konuştu:

"Gizli oya rağmen gruba hakimiyet anayasaya aykırıdır. Eski bir liderlik anlayışını gösterir."

Ecevit'e "eskimiş siyasetçi" demeye getirdi.

Oysa Ecevit şu noktada haklı...

Ortada bir siyasi karar varsa, grubu ikna etmek ve oylama gizli de olsa o kararı kovalamak esastır.

Karar çıkar veya çıkmaz, o ayrı...

Mantıken...

Oylamanın gizliliği siyasi kararlara daima engel olacaksa...

Bu ülkede anayasa değiştirmek imkansız olurdu.

Ya da hep darbelerle değişirdi...

Tersinden anlatayım:

Farzedin ki parlamento, bir gün, demokratik bir anayasa değişikliğine karar verdi. Protokol de imzalandı...

Sonra sen kendine "demokrat" süsü verip vicdanlara karışamam diyerek yan çizdin...

Anayasanın demokratlaştırılmasını engellemek, nasıl bir demokratlık olmuş oluyor?..

Şunu kabul ederim:

"gizli oy" varsa "kesin hakimiyetten" söz edilemez...

Ama siyasi kararlılık diye de bir kavram var...

Öyleyse pratikteki mesele, Mesut Bey'in siyasi kararlılığı meselesidir.

Bir diğer nokta da şu:

Mesut Yılmaz hem "Demirel" diyor hem grubum serbest diyor...

Kişisel görüşünü söylüyorsa bunu bilmek hakkımızdır.

Partisini bağlamıyorsa, bunu da bilmeliyiz...

Ama bu, siyasi partilerin bugüne kadar ki siyasi bütünlüğü ile ne kadar uyuşur orası tartışmalı...

Yılmaz'ın bir tek tezi tartışılmaz.

"Vicdanlar hürdür", doğru!..

Ama her nasılsa öteki vekiller esir vicdanlı olmuş oluyor...

Yılmaz, keşke ilk başta, benim görüşüm partimi bağlamaz diyerek protokole imza koymasaydı...

Pratiğe bakıldığında Ecevit haklı görünüyor...

Demirel, siyasi tartışmaya girmem diyor. Hayatta inanmam!.. Baba, meteorojiden söz etse, gene siyasidir!..

Adnancılar'dan şikayetçi olan 19 kişiden 14'ü şikayetini geri almış... Eyvah, yoksa hafızalarını mı kaybettiler?..

Ecevit'le Yılmaz'ın kavgasına en çok kim sevinir, bilin bakalım... Küçük bir ipucu, ismi T, soyadı Ç ile başlıyor...

"Resmi" turistler
Yabancı diplomatlar, sivil muhaliflerimizle görüşmeyi çok seviyorlar. Ama bunu resmi görevdeyken yapmaları ülkeye ayıp oluyor... Eğer ille de ziyaret yapacaklarsa, turist olarak gelsinler ülkemize, istedikleri kişilerle istedikleri kadar görüşsünler... Bir adam ya "resmi görevlidir" ya da turist...

Terör endüstrisi
Öyle bir hale geldik ki, taşın altından terörist çıkıyor. atv'de dün sabah Hakan Aygün'ün haberlerinde gördüm. İzmir'de dört uyanık, kalem şeklinde tabanca üretmiş... Kadınlara, şoförlere ve kuyumculara satmayı planlıyorlarmış... Kendileri işadamı ama ürettikleri kalemler terörist...

İran'dan dersler
İran Meclis'inde türban krizi çıktı. Merve krizine benziyor ama tam tersi. Seçilen kadın "Meclis'te türban takarım ama çarşaf giymem" diyor... Meclis ise çarşaf giymesinde israr ediyor... Kadın, türban'da israr ederek ileriyi temsil ediyor... İran'ın bulunduğu noktayı hesap edin...

Depreme alıştık gitti
Uzmanlar yine uyarıyorlar:

Depreme karşı binalarınızı güçlendirin...

Bir de, depremle yaşamaya alışın... diyorlar...

Bilmiyorlar ki, biz depreme çoktan alıştık...

Herhalde, deprem olduğunda, ah ben sana çok alışkınım, nerelerde kaldıydın, diyerek türkü söylemeye başlayacak şekilde alışmış olamayız...

Başka türlü alıştık...

Koca bir binanın güçlendirilmesi 200 bin dolardan başlıyor.

Peki... Koca apartmanlarda daha su parası, elektrik parası, kapıcı parası yüzünden anlaşamayan komşular, bu kadar parada nasıl anlaşacaklar?..

Mümkünatı var mı?..

O yüzden...

Türk usulü bir deprem alışkanlığı kendiliğinden oluştu.

Ne para kavgası ne bina takviyesi...

Şükür ki, sismograflara inat halâ "olmayan" depremle gül gibi geçinip gitmekteyiz de...

Uzman uyarılarından sinir sahibi olduk...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır