kapat

24.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Futbolumuzda Hakan Şükür olayı..

Başlığı yadırgamayın.. Hakan Şükür bir olaydır.. Hakkında kitap, kitaplar yazılacak bir olay..

Futbolu, yaşamı, aklınıza gelen herşeyi ile Hakan'ın yıllardır bu ülke medyasında nasıl manşetlere taşındığını hatırlarsanız eğer..

Biz bu olayın, bir köşesinden söz edeceğiz bugün..

Kaçırdığı gollerden..

Şu düşüncemiz hiç değişmedi..

Hakan Şükür, dünyanın halen futbol içinde yaşayan en büyük forvetlerinden biri, belki de, kendisinin de haberinin olduğunu sanmıyorum, birincisidir.

Hakan Şükür, Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden biri, belki gene kendi bile farkında değildir, birincisidir.

Hakan Şükür, futbol tarihinin yazdığı en komple golcülerden biri olduğu için, onun yerini tartışmıyorum bile..

Golcüler genelde sadece gol atan adamlardır. Hakan, gariptir, gol atma dışındaki herşeyi yapan bir büyük futbolcudur.

Gol atma dışında herşeyi yapan golcü..

Garip, ama doğru..

Bugünkü görüntü bu..

Hakan bu sezon eğer, sadece kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonları ve penaltıları gole çevirebilseydi, Tanju'nun rekorunu, ligin daha ilk yarısında kırardı.

Ama atamıyor.. Hakan kaleci ile karşı karşıya kaldığı zaman artık heyecanlanmıyorum bile.. Çünkü kaçıracağını biliyorum. Atarsa, şaşıyorum asıl..

Neden?..

Neden Hakan böyle?..

Bu soruyu kendi kendine sorma görevi aslında Fatih Terim'e düşüyor. Sorma ve çözüm bulma görevi..

Ama bakıyoruz, Terim, Hakan'ın taa Ümit Milli takımından beri, belki de on yıllık hocası, ama bir adım öteye götürememiş..

Neden götürememiş?..

Çünkü Terim, Hakan'a gerekli antrenmanı yaptırmıyor.

Golcülük, kalecilik gibidir, ayrı ve özel idman gerektirir.

Yıllar yıllar önce, Almanya'da bir futbol belgeseli izliyorum.. Müthiş golcü Uwe Seeler, kornerden gelen topa ön direkte seyrine doyulmaz bir rövöşata atıyor..

Ve iç spiker anlatıyor..

"Harika değil mi?.. Ama tesadüf değil.."

Sonra kameralar Bayern'in idmanına dönüyor.. Durmadan ön direğe korner atıyorlar ve Uwe durmadan sırtı dönük makas şut atıyor.. 5.. 10.. 100..

Sonra idmandaki görüntüyü, maçtaki golle üst üste bindiriyor ARD televizyonu..

Görüntüler kalıp gibi çakışıyor..

Yani..

Yani Uwe, topa bakıp düşünüp, ne yapacağına karar vermiyor.. O zamana kadar atı alan Üsküdar'ı geçer çünkü.. O topa bakıyor ve idmanda ezberlediği hareketi yapıyor.

Baba Gündüz Metin Oktay'ı, Derwall Denizli ekolü Tanju'yu öyle çalıştırırdı.

Peki Hakan ezberliyor mu, kaleci ile karşı karşıya iken ne yapacağını?..

Hayır..

Tam tersine şaşkınları oynuyor..

Alternatif çok.. Kaleciyi çalımlamak.. Sağından atmak.. Solundan atmak.. Altından atmak.. Üstünden atmak.. Etrafta biri varsa, asist yapmak..

Bu ihtimaller birer birer aklından geçerken, vakit de geçiyor tabii..

Bunun yanına bir de psikolojik baskıyı koyun..

Hakan golü gene kaçırırsa, herkesin kendisine bir daha öfkeleneceğini, öfkelenmekten çoktan vazgeçenlerin de güleceğini biliyor.. Pozisyon anında aklından geçen "Ya kaçırırsam.." oluyor ve kaçırıyor. Bu koşullarda atması mucize zaten..

Bu yıl 9 gol atmış Hakan.. Yedisi kafayla.. Çünkü pas havadan geldiği zaman kafa vurmaktan başka alternatifi yok.. Artık düşünmüyor bile.. Dünyanın en iyi kafa vuran adamlarından biri.. Vuruyor ve atıyor golü..

Hakan'ın topa iyi vuramadığı iddialarına gülüyorum.

Ben olsam, Galatasaray'ın frikikçisi Hakan olur.. Frikiklerde penaltı gibi kaçırma baskısı olmadığı için, harika goller atar.

Hakan'ın kanada gidip ortaya verdiği havadan ve yerden paslara bakın.. Nasıl adrese teslim.. Okan, Suat, Arif gibi kısa boylu adamlara attırdığı kafa gollerini düşünün.. Son maçta Arif'e yerden, Sergen'e havadan giden toplar "Gol" değil miydi?..

Hakan, sahada basmadık yer bırakmayan bir santfor. Hakan, dünyanın en iyi asist yapan forvetlerinden biri..

Hakan, hücum presi en iyi yapan ve yöneten forvet..

Hakan, dünyanın en büyük kafa vurucularından biri..

Hakan, dünyanın en çok pozisyona giren forvetlerinden biri..

Hakan, her maç en az iki kişi ile tutulan ve boş alana yaptığı deparlarla, bu iki kişiyi pozisyon dışı bırakıp, özellikle hücuma dönük oynayan orta saha oyuncularına gol koridoru açan bir tank.. Her maçta yediği tekmenin, itilme ve tutulmasının sayısı yok. Hakemler hakem olduğu gün, her maçta enaz iki kişiyi oyundan attırır, enaz iki penaltı aldırır. Rastgele bir Galatasaray maçını yan yana izleyelim, size göstereyim. Çünkü, bu yıl Fenerbahçe'ye abone olmuş Teleon, Hakan'a yapılanları ısrarla göstermiyor.

Şimdi, bana dünya santrforlarını sayın ve onlarda bu özelliklerin kaçı var, bir düşünün?..

Hakan'ın en büyük sorunu psikolojik.. Korkuyor.. Korktuğu zaman ilk toplara çıkmıyor. Rakibin arkasına saklanıyor.

Hakan, yerden, havadan ilk toplara çıktığı an her savunma adamını yakar..

Hakan kaleci ile karşı karşıya kaldığı anda da korkuyor.. "Ya gene kaçırırsam diye korkuyor" ve kaçırıyor.

Hakan niye gol vuruşu yerine bu kadar abartılı asisti tercih ediyor, hiç düşündünüz mü?. Sebeb, kaçırma korkusu.. Bu korku yüzünden giderek pozisyona girmekten de kaçmaya başlayacak. Pozisyona girmezsen kaçırmazsın ki..

Korkusunu önlemenin tek yolu, Uwe Seeler gibi ezberleyene dek özel çalışma yaptırmak..

Gol vuruşu piyanistliğe benzer. Hergün "Tekrarlar" yapmazsanız parmaklar durur.. Çalmayı ne kadar iyi bilerseniz bilin..

Isınma ve çift kale ile golcü çalışması olmaz. Çift kalede kaç pozisyon olur ki, golcü için.. Oysa altını çiziyorum bir daha.. Golcülük idmanda "Tekrar" bıkmadan usanmadan "Tekrar" ile kazanılır ve muhafaza edilir.

Hakan bu tekrarları yapmadığı için Dünyanın yaşayan en büyük golcüsü, gol atamıyor!..

Ben Hakan Şükür'ün yerinde olsam, artık hocamdan beklemem, kendi kaderimi kendi ellerime alırım..

Hakan Şükür, her idman sonunda, kalecilerden birinden rica etmeli. Hem ona da idman olur. Ve kaleci ile karşı karşıya pozisyonu enaz 50 kere, haftada 250-300 kere tekrar etmeli..

O zaman pozisyona girdiği anda düşünerek vakit kaybetmez ve korkarak ayaklarını titretmez.. Hareketini anında refleks olarak yapar ve golünü atar. Bu kadar basit!..

Bunu yaptığı ve karşı karşıya pozisyonları leblebi gibi attığı gün, Hakan'ın Dünya Borsasında fiatı, bugünün rayici ile 100 milyon dolardır!..

Ateş olmayan yerde..
Aziz Nesin'in hikayesi ünlü.. Ağa ile ırgat, yaylı araba ile kasabaya gidiyorlar. Yolun kenarında bir manda boku.. Ağa eğlenmek istiyor..

"Ulan, bu boktan iki lokma ye, bu işlemeli araba, gümüş koşumları ve atları ile senin.."

Hemen atlıyor ırgat yere.. İki lokma.. Araba onun..

Dönüşte ırgat pişman.. "İnsan bir araba için onurundan vaz geçer mi.. Ağa şimdi herkese anlatır köyde.."

Ağa daha da pişman.. Bir eğlence uğruna köyün en güzel, en pahalı arabası ırgata verilir mi?..

Tam sabah kahvaltısının yanından geçerken bu defa ırgat asılıyor..

"Ağa iki lokma da sen ye, araba gene senin.."

Ağa atlıyor aşağı.. İki lokma.. Ohh be..

Köy görünüyor uzaktan..

Uşak soruyor:

"Ağam yahu.. Biz bu sabah yola çıkarken bu araba senin değil miydi?.."

"Evet.."

"Şimdi dönüyoruz, araba gene senin.."

"Heee.."

"Öyleyse ağam biz bu boku niye yedik?.."

Bu hikayenin niye aklıma geldiğini söylememe gerek var mı?..

* * *

İzmir Göztepe caniplerinden ısrarlı e-mailler.. Lafımı bana yedireceklermiş..

Lafım neymiş.

"Göztepe küme düşmezse ben gazeteciliği bırakırım" demişim..

Nerde demişim, ya da yazmışım, göstersinler, hemen bırakayım mesleği..

Bunu yazanlar sadece iftira etmiyor, beni bir de dangalak sanıyorlar, ona kızıyorum. 40 yılın Hıncal'ı böyle aptal laf eder mi?.

Ben "Eğer bu korkak Jarabinsky'yi kovmazlarsa, Göztepe yakında küme düşme hattının içine girer" dedim..

Jarabinsky kovulduğu gün, Göztepe küme düşme hattının içindeydi.

Yerine gelen Celal Kıbrızlı'nın ilk açıklaması mı?..

"Jarabinsky korkağı, evinde 8-2, deplasmanda 9-1 oynatarak Göztepe'ye futbolu unutturmuş!.."

Eeee. Biz ne dedik, Göztepeliler..

Erken uyarıya, hem de kulaktan dolma yalan yanlışlarla sövenlerden şimdi "Özür" bekliyorum..

* * *

Halter Federasyonu Başkanı Savaş Ağaoğlu mert adammış.. Bab-ı Alinin yüzde 90'ı gözlerini sımsıkı yummuşken bile, iki üç eleştiri üzerine bastı istifayı.. Halter'e şimdi, Uğur Erdener örneği bir başkan gerek.. Çağdaş düşünce ve eğitimli, yabancı dil bilen, ve hiç bulaşmamış.. Hiç ama hiç bulaşmamış..

Eski başkanlardan hiç ama hiç biri akla dahi gelmemeli.

Fikret Ünlü olayı bizzat ve acilen ele almalı. Çünkü Olimpiyat yılındayız ve Halter bize Olimpiyat madalyası getirecek en önemli dal!..

Halterin huzur, güven ve disipline ihtiyacı var. Bunu ancak yepyeni bir isim sağlayabilir, Ünlü dostum!..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır