Baba üfürüklüyorlar! Proje konuşmuyorlar!
Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel de boş durmuyor, gece-gündüz demeden çalışıyor. Dünya Bankası'nın desteği, IMF'nin katkısı, ABD'nin el vermesi, Avrupa Topluluğu'nun çıkma yapmasıyla yetinmiyor.
Bu program nasıl olsa tutacak.
Ocak ayında fiyatlar patladı.
Fakat enflasyon yıl sonunda inşaallah inecek diye oturup, beklemiyor.
Gazi Erçel, dünyanın en itibarsız parası haline gelen Türk Lirası'na Değer Kazandırma Programına kadın hareketinin de desteğini sağlamaya çalışıyor, "Şu Allah'ın belası halk düşmanı enflasyondan kurtulabilmek için kışın sivribiber almayıverin!" diye öneride bulunuyor.
Kadın hareketi!
Kılıçtan bile keskindir!
Bir omuz verse...
Enflasyonu keser atar!
Program hedefleri...
Yüzde yüz tutar...
Merkez Bankası Başkanı'nın yılbaşında yaptığı para programının özü biliyorsunuz şuydu: Dünyanın en değersiz parası haline getirilmiş olan Türk Lirası'nı dünyanın en değerli paralarından dolara bağlandı.
Ne kadar dolar!
O kadar lira!
Merkez Bankası, ne kadar dolar girerse piyasaya o kadar Türk Lirası verecek. Böylelikle Türk Lirası da itibar kazanmış olacak, reel faizlerin de aşağıya inmesiyle birlikte başta devlet daireleri, bakanlıklar, KİT'ler, birlikler, sosyal güvenlik kurumları, belediyeler olmak üzere holdingler, onlara bağlı büyük özel sektör şirketleri, KOBİ'ler, esnaflar ağır faiz yükünden kurtulacakları için sermayeleriyle kendilerini çevirecek duruma gelebilecekler.
Bu programın tutması için....
IMF bile heyecanlanıverdi...
Dayan Gazi, arkandayız...
Deyiverdiler...
***
Hoş bir rüzgar patlayıverdi...
Reel faizlerin düşerek Avrupa ülkelerinde olduğu gibi normal düzeye gelmesi halinde bizim enflasyon lobisi ile yüksek faize alışmış kesim; "Eyvah eski ballı faiz bitiyor..." diyerek dolara hücum ederek direnmeye kalkarsa, bu direnişi kırmak için IMF, 11 milyar dolar vereceğini açıkladı. Avrupa Birliği aktif destek niyetini gösterdi. Dünya Bankası da ilk elde 1.5 milyar dolarlık reform kredisi vermeyi ilan etti.
Bunlar manevi vitamin olmuştu.
Güneydoğu'da terör de bitiyordu.
Askeri harcamalar da azalacaktı.
SSK deliği de kapanıyordu.
Maaşlar, ücretler sınırlanmıştı.
Kiralar da çivilenmişti.
Fakat bütün bunlar yetmiyordu.
Devletin aşırı harcamalarını da mutlaka kısması gerekiyordu. Zarar eden işletmelerini kapatması, az kâr ettikleri için az vergi veren işletmelerini de daha yüksek kârlılıkta çalıştırsın, devlete daha fazla vergi versin diye özelleştirmesi de gerekiyordu.
***
Açık, şeffaf, dürüst...
Gıllıgışsız, güven veren...
Bir devlet anlayışı gelmeliydi...
Ayrıca özel sektörün de kofti, içi çürük şirketlerini sağlam diye yutturmasının da önlenmesi gerekiyordu. Bunun için de bütün şirketleri profesyonel yönetim bandına getirip oturtacak yasal düzenlemeler yapılmalıydı. Ayrıca özel sektörün şirketler arası para transferini yasaklayacak, sağlıklı şirketlerden kofti firmalara para aktarılmasını önleyecek düzenlemeler de getirilmeliydi.
Ve özel sektör
Alıştığı yüksek kârlardan...
Vazgeçmeliydi...
***
Gazi Erçel, uğraşıyor...
Kadınlardan da destek istiyor.
Sivri biber tekeli kırılmalı!..
Fakat iktidar olmuş partilerin Başkanları Ecevit, Bahçeli, Yılmaz, Türk Lirasına İtibar Kazandırma Programını unutmuş, baba üfürüklüyorlar.
Türkiye baba konuşuyor.
Fakat proje konuşmuyor.
Ecevit, Bahçeli, Yılmaz; "çok iyi bir rüzgar yakaladık, vergileri de köküne kadar artırdık, halk sesini çıkartmıyor, işçi, memur, emekli, esnaf da tepkisini içine gümüyor..." diye işi gücü bırakmış baba takipçiliği yapıyorlar.
Bu arada Dünya Bankası da, "Söz verdiniz fakat devlet bankalarını özelleştiremediniz" diyerek 1.5 milyar dolarlık kredi görüşmelerini kesmiş bulunuyor.
