kapat

21.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Kumru sesleri

Masa masadır; üstü dümdüz, camlı, önü çekmeceli; lök gibi oturmuş. Duvar duvardır; beyaz badanalı; görünmez çivilerine resimler asılmış. Kapı kapıdır; tokmaklı, kilit delikli...

Masa duvar olmaz. Duvar, kapı tokmağı... Merdivenler daima basamak basamak; tavan daima baş üstünde... Bu değişmez ölçüler, bu değişmez katılık, bu değişmez darlık... Eller, masayı hissettiği yerde hürriyetsizdir. Duvarın içinden geçemezsin. Yürüyemezsin tavanda.

Sonra kelimeler, hürriyetsiz kelimeler. Kendi anlamlarıyla bağlı kelimeler. Düşünce, kelime ağlarının içinde çırpınır çırpınır, yırtamaz onları. Masanın, duvarın, kapının ve kelimelerin ortasında hapsolan insan, maddenin buutları ötesindeki gerçek insana doğru bir yıldız gibi kaymak ister...

Bu bir yok oluş, belki var oluştur.

Rüyaların zamansız, mekansız ve hacimsizliğindeki eriyişte açılan büyük hürriyet kapıları. Yersiz ve göksüz karanlığın içinde oynayan ışık... Hudutsuz siyahın derin yumuşaklığında oynar bu ışık...

Duvar, masa, kapı tokmağı ve kelimeler bu ışıktadır. Aşk bu ışıktadır, ölüm bu ışıktadır. Bütün katılardan soymak bu ışığı... Odalar, evler, şehirler küçüle küçüle gerilerde kalsın.

Gökle güneşin darlığından, terli bir gömlekten sıyrılır gibi sıyrılmak. Ve siyahın hafsala dışı hürriyetinde sadece kımıldayan bir ışık olmak.

Kumruların seslerinde kubbeler döner. Kubbelerin sesinde kumrular döner. Siyah hudutlanır, mavi başlar. Mavi hudutlanır, güneş başlar. Odalar, evler, şehirler büyüye büyüye geri gelirler.

Masa masadır; üstü dümdüz, camlı, önü çekmeceli; lök gibi oturmuş. Duvar duvardır; beyaz badanalı; görünmez çivilerine resimler asılmış. Kapı kapıdır; tokmaklı, kilit delikli... Gecede geceyle başlayan sefer, kendi siyah hürriyetinde devam eder. Ve siyahın içinde oynayan ışık, et giyinir, kemik giyinir, elbise giyinir, kendi hürriyetsiz, merdivenli, tavanlı, göklü, güneşli daracık dünyasına döner.

Bu kurtuluşun tadını bir defacık yudumlamak. Kelimelerin bittiği yerdeki manada konuşmak.

Nefes alan aşk, nefes veren ölüm, nefes veren aşk, nefes alan ölüm... Eller, ayaklar ve saçlar odalarda kalmışlar. Gözlerden kurtulan ışık, en büyük hürriyetinde... Sonra bitmeyen siyah, sonra biten siyah ve başlayan mavi...

Siyahla mavinin çizgisinde gözler, kendilerinden kurtulan ışığa sahip çıkarlar. Sonra mavi biter; güneşle saçlar, eller ve ayaklar gözlere sahip çıkarlar.

Kumruların sesinde kubbeler döner. Kaldırım taşları, yürüyenler... Selimiye Camii... Peykelerinde insanların yattığı sabahçı kahvesi. Şıkır şıkır camlı çay ocağıyla belediye parkı. Havuz kenarındaki küçük masa... Bir sigara, bir sigara daha...

Gecede geceyle başlayan seferin sonsuzluğundan bir anda Edirne'ye düşmüşüz.

Hangi itiş, hangi çekim getirdi bizi Edirne'ye... Otuz yılın arkasında burada dolaşan çocuk mu? Onun hürriyeti artık tamdır. Göksüz, güneşsiz ve eşyasız, bitmeyen bir hürriyette dolaşır o çocuk.

İki çaylık zaman kadar Edirne... Bir sigara, bir sigara daha... Edirne uyanmadan dönelim. Burada kalan çocuğa yarım saatçik merhaba...

Masa masadır; üstü dümdüz, camlı, önü çekmeceli; lök gibi oturmuş. Duvar duvardır; beyaz badanalı... Karanlıkta vücudundan soyunmuş ışığın macerasından habersiz, katı katı, dar dar dururlar. Eller masaya dayanır, gözler duvara dikilir. Pencerede güneş...

Geceleyin durup dururken Edirne'ye gitmek nerden aklımıza geldi... Bir sabah çayı için gidiş geliş beş yüz kilometre yol...

Enayilik.

Ama bu kelimelerin dilidir. Biz o sırada kelimelerin bittiği yerdeki dili konuşuyorduk.

Not: 38 yıl önce yazılmış bir yazı... "Milliyet" koleksiyonundan...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır