kapat

21.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Arif farkı

Fatih Hocam'dan bir ricam var. Bu maçın birinci ve ikinci devrelerini sakin bir kafayla yeniden ve dikkatle izlesin. Arif farkını herhalde çok net olarak görecektir. Fark, sadece Arif'in futbolunda değil. Arif ile beraber G.Saray'ın değişen futbolunda...

İlk yarının yavaş, uyutan, bir tek hızlı hücum yapamayan ve topu hep geciktirerek oyuna soktuğu için Adanaspor'a toparlanma fırsatı veren futboluna baksın, bir de ikinci yarıdaki topu kaptığı anda şimşek gibi hücuma giren ve birbirinden güzel kontrataklarla Adanaspor'u darmadağın edip pozisyonları ve golleri bulan G.Saray'a baksın... Ve karar versin. Bir hoca olarak, Arif'i kazanması mı lazım, yoksa unutturması mı?

Arif, dün G.Saray'ın en hırslı ve en hızlı futbolcusuydu. Tek başına takımı ateşledi ve sanırız Milli Takım hocası Mustafa Denizli'nin de biraz içini rahatlattı.

Çulcu'dan çifte standart
Maçla ilgili ikinci notum hakem üzerine... Mustafa Çulcu; iyiniyetli olduğuna inanmayı çok isterdim. Hasan Şaş'a gösterdiği sarı kartta yerden göğe haklıydı. Belki de bu kartla G.Saray'a yardım da etti. Şaş bu kartı görmese, Arif oyuna girmeyebilirdi. Ama bu pozisyondan 5 dakika önce sahanın dışında yatarken yuvarlanarak, hem de yan hakemin tam önünde yuvarlanarak sahanın içine giren, oyunu durduran ve amacına ulaştıktan sonra ayağa kalkıp tazı gibi koşmaya başlayan Suray'ın cezası, "Sahanın kenarına çık. Sonra oyuna gir" değil, asıl orada sarı kart olmalıydı. Ve o zaman belki de maçın şekli değişecek, Suray'ın ikinci sarı kartı kırmızıya dönecekti. Aynı Çulcu, Hasan'a arkadan kırmızı kartlık müdaheleye faul bile çalmadı. Ve sarı kart bu pozisyonun arkasından geldi. Ondan sonra da seyircinin tepkisi yükselince oyunun kontrolunu da kaçırdı.

Hakan değil Terim suçlu
Üçüncü notum, Hakan Şükür üzerine... Çünkü maçın en tartışılacak adamlarından biri. İki enfes kafa golü; ondan sonra kaleciyle karşı karşıya saç baş yolduran, hatta artık tribünlerde gülüşmelere sebep olan gol kaçırmalar. Yıllardan beri, aynı şeyi söylüyorum ve yazıyorum. Hakan, kaleciyle karşı karşıya pozisyonda ne yapacağına bir türlü karar veremiyor; yapılacak en kötü şeyi yapıyorsa, bunun sorumlusu o takımın hocasıdır. Yıllardır, tekrar yaptırmayarak ve Hakan'a bu pozisyonları ezberlettirmeyerek kaçırdığı golleri seyretmekle yetinen kenar yönetimi bence Hakan'dan daha fazla sorumluluk taşıyor.

Son notum, G.Saray'ın hâlâ F.Bahçe kompleksinden kurtulamayan amigolarına ve onların işaretiyle G.Saray'a zafer şarkıları söyleyecekken, F.Bahçe marşı ile tatmin olan tribün korolarına... Bu amigolar ve bu korolar yüzünden, Ali Şen'in dünkü SABAH'taki sözleri adeta doğrulanıyor. Şen, maç günü çıkan yazısında, G.Saray'daki F.Bahçe ezilmişliğinden doğan kompleksin bitmeyeceğini yazıyordu. G.Saray tribünleri 12 saat sonra Ali Şen'in haklılığını kanıtlamak için ellerinden geleni yaptılar. Bu ayıp da onlara yeter.

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır