kapat

21.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Siyasi tercihle şube açma bitti
Şekerbank Genel Müdürü Hasan Basri Göktan, bankanın KİT olmaktan çıkıp modern bir bankaya dönüştüğünü belirterek, 'siyasi tercihle şube açma dönemi kapandı' dedi

Mali sistemin kapalı kutusu "Şekerbank" kapılarını SABAH'a açtı. yakın zamana kadar pancar çiftçisinin ve siyasetçilerin arka bahçesi olarak görülen Şekerbank, imaj yenileme atağına kalktı.

Şekerbank Genel Müdürü Hasan Basri Göktan, Şekerbank'ı bir KİT iştiraki olmaktan kurtardıklarını, kartvizitle iş yapma döneminin kapandığını söyledi.

1980'li yılların ortalarında "Yahya Demirel'e verilen kredi" ile gündeme gelen Şekekerban'ın bu gelenekten kurtulduğunu, Demirel olayının kendilerine pahalıya malolduğunu söyleyen Göktan, sorularımızı şöyle yanıtladı:

* Şekerbank'ın ismi biliniyor ama içi bilinmiyor. Bankayı biraz anlatır mısınız?

17 yıldır Şekerbank üst yönetiminde çalışıyorum. Bankanın siyaset sahnesine çekilmesinin, bankaya zarar verdiğini gördüm. 1990 öncesinde siyasi nedenlerle şube açılıyor, kredi veriliyorken bankacılıktan çok popülizm yapılıyordu. Bankayı banka yapmaya karar verdikten sonra biraz kapıları kapalı tutmayı tercih ettik. 100 milyar sermayeden 30 trilyon lira sermayeye ulaştık. Son dönemdeki iki büyük krize rağmen Şekerbank'ta sorun yaşanmadı. Bu biraz da içe kapanmanın sonucuydu. Verimsiz şubeleri kapattık. Bugün Şekerbank KİT iştiraki olmaktan çıktı, çok ortaklı banka kimliğine kavuştu.

* Yahya Demirel'e verilen 20 milyon dolarlık kredi işini nasıl çözdünüz?

Yahya Demirel olayı Şekerbank'a pahalıya malolmuştur. 1985-88 döneminde, yetkisiz kişilerin imzaları ile banka teminat mektupları verilmiş. 20 milyon dolarlık bu borcun 6 milyon dolarlık kısmını mahkemelerde kazandık. Kalan 14-15 milyon dolarlık kısmını ise ya mahkemeyi kaybettiğimiz için ya da uzlaşmayla ödemek zorunda kaldık.

Mali sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Gayet iyi görüyorum. Sepetteki çürük elmalar ayıklanmıştır. Bu operasyon zorunluydu ve iyi bir zamanlama ile yapıldı. Zaman zaman Türkiye'deki bankaların aktif büyüklüğünün, Avrupa'daki orta büyüklükte bir bankaya eşit olduğu söyleniyor. Bizde bankacılık 40, Avrupa'da 250 yıldır yapılıyor. Bankacılığı tek başına sürdüremeyenler ya birleşme çaresi arayacaklar ya da hisselerini daha fazla para verene satacaklar.

* Fon'daki bankalara talip misiniz?

Fon'daki bankalarla ilgilenebiliriz. Bu bankaları en çok parayı verene değil yönetebilenlere gayet cazip şartlarla verecekler. Bu konuyu hissedarlarımızla görüşmemiz lazım.

Mevduata sınırsız güvencenin kaldırılmasına taraf mısınız?

Mevduata yüzde 100 güvencenin kaldırılması gerekir. Bu güvence 1994 ortamında gerekliydi. Hastaya şok verildi. Hasta şoka olumlu cevap verdi. Ancak zamanla kaldırılması gerekirdi, kaldırılmadı. Mevduat güvencesi kaldırılmadan önce kamu bankaları sorunu da çözülmelidir. Aksi taktirde haksız rekabete yolaçılır.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'na nasıl bakıyorsunuz?

Özerk kurul, batılı anlamda bir sistem ve bir an önce kurulmasında fayda var. Bankacılık sisteminin, siyasetin dışına çıkarılmasında geç bile kalınmıştır. Siyaset işlemeyeceği için her şey piyasa koşullarında işleyecektir. Ancak bu Kurul siyasi bir Kurul olmamalıdır.

Off shore bankacılığa yönelik eleştirilere ne diyorsunuz?

Off shore, dünyada bir realitedir. Kanunlarımız da buna müsade etmiştir. Sistemi iyi denetlemeyip, açıklarını kapatmayıp, sadece şikayet etmek doğru değil. Bütün off shore'ları kötülemenin bir anlamı yok.

Okan MÜDERRİSOĞLU


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır