Bektaşi'ye sormuşlar:
- Baba erenler, biliyor musun "tenasuh" nedir?
Bektaşi:
- Biliyorum, demiş, ruhun bir cisimden ötekine, bazı kere de insandan hayvana ve hayvandan insana geçmesidir. Özellikle de iktidarını korumak için her kılığa girebilen politikacıların, öldükten sonraki durumlarını da değerlendirmeye yarayan bir inançtır.
- Nasıl yani?
- Diyelim salt iktidar koltuğu hırsıyla, çeşit çeşit tutarsızlıklar içinde bugün söylediğinin, ertesi gün tersini de söyleyebilen ve her türlü kalıba girebilen bir politikacı öldü. "Tenasuh"a göre o politikacının ruhu, mezarının üstünde açılan bir çiçeğe geçecektir. Çiçeği kazara bir eşek yerse, politikacının ruhu eşeğe geçecektir. Eşek çiçeği hazmedip de, dışkı halinde çıkarınca, politikacının ruhu dışkıya geçecektir...
- Eee peki, sonra ne olacak?
- Ne olacağı var mı: eşeğin dışkısına rastlayan biri, kazara o politikacıyı sağlığında tanımışsa, durumu hemen çakacak ve şöyle diyecektir, "biçimden biçime girerek sonunda eşeğin bokuna döndü."
İncili Çavuşa sormuşlar:
- Açıkgöz bir politikacıyla, bir kamyon şoförü arasında ne fark vardır?
İncili Çavuş:
- Hiç bir fark yoktur demiş; açık göz bir politikacı da malı götürür, kamyon şoförü de...
Bekri Mustafa, elinde rakı şişesiyle, kuytu bir köşeye yanlamış, Tarçın Bey'le ülke sorunları üstünde yarenlik ediyormuş.
Tarçın Bey:
- Ne olacak bu memleketin hali, diyormuş.
Bekri Mustafa:
- Sen de bir fırt çekersen, düzelir, diyormuş.
- Muhterem Mustafa Bekri Beyefendi kusura bakmayın ama, memleketin halinin çok iyi olduğunu söyleyenlerin hepsi de mi birer fırt çekmiş durumda yani?
Bekri Mustafa:
- Yoo hayır, diyormuş, onların kendi durumları çok iyi olduğu için, memleketin durumuyla kendi durumlarını biribirine karıştırdıklarından ötürü öyle söylüyorlar, fırt çekmelerine gerek kalmıyor..
- Peki sizce hiç bir şey yapılamaz mı?
- Suları şifalı bir kaplıca belki bir işe yarar..
- Memleketi iyileştirmek için mi?
- Yoo hayır, tekerlekli sandalyeyle dolaşan kötürüm demokrasiyi iyileştirmek için...
Tarçın Bey:
- Bizim Karagöz onu denedi, demiş.
- Nasıl denedi?
- Tekerlekli sandalyedeki demokrasiyi Köyceğiz kaplıcalarına soktu.
- Peki ne oldu?
- Bendenize sorarsanız hiç bir şey olmadı ama, Karagöz iddia ediyor ki, tekerlekli sandalyenin lastikleri gıcır gıcır oldu.
Palyaçoya sormuşlar:
- Siyasete atılmaya niyetin var mı? Palyaço:
- Bazen düşünüyorum ama gözüm kesmiyor, demiş.
- Neden?
- Beni o kadar çok taklit ediyorlar ki, gerçek olduğumu kimse anlamaz, diye çekiniyorum.
Hacivat'a:
- Politik bir laf söyleyebilir misin, demişler.
- Söyleyebilirim, demiş; ezilence mi olsun, egemence mi olsun?
- Ezilence olsun...
- Ahhhhh....
- Ya egemencesi nasıl?
- Nah!