Faşist baskı her kılığa bürünür...
Saddam da faşist, Talibanlar da...
Kaddafi de faşist, Pinoche de faşistti!..
Eskiden sosyal kılıklı Sovyet faşizmleri vardı...
Çavuşesku'lar, Jivkov'lar, Arnavut tiranları...
Hangi kılıkta olursa olsun faşist iktidarların ortak özelliği...
Değişik seslere izin vermemek!
Herkes susar, halklar habersiz kalır, o karanlık da faşizmi besler...
Peki, özgür basını ikide bir susturan RTÜK hangi sınıfa giriyor?
Faşistlerden ne farkı var?
Ama tv'ciler de bazen çok oluyorlar diyebilir, haklı da olabilirsiniz...
Ama işte bütün incelik burada...
Tv'nin yanında kumanda aleti yok mu?..
Beğenmedin mi, zap yap seyretme...
Daha da beğenmedin, faksla, mektupla, telefonla protesto et!..
Bundan iyi ceza mı olur, yanlış yapana?..
Kurul cezası, halkın vereceği cezadan daha mı caydırıcı sanki?..
Daha caydırıcı olmadığı gibi bir de utandırıcı!..
Hem halkı hem de gazeteciyi...
Size bir soru daha:
Evinizde, sizi dış dünyaya bağlayan pencereleri kim açıp kapatıyor?.. Tabii ki siz...
Peki bir yabancının pencerelerinize kumanda etmesini ister misiniz?
İşte tv'ler de halkın hayat pencereleri...
Onları kendimiz açıp, kendimiz kapatabilirken...
RTÜK'e ne gerek var?..
Haber kutsal, yorum hürdür.
Ve bu kural, halk için geçerli ve değerlidir...
Size bir soru daha:
Özel tv ve radyolara ceza yağdıran RTÜK, neden TRT'yi hiç kapatmadı.
Çünkü TRT, kendisi otosansür uyguluyor...
Peki, eskiye dönüp yine bir tek TRT'ye mahkum olmak ister misiniz?..
İstemezsiniz tabii...
Ama baksanıza RTÜK bizi TRT dönemine davet ediyor...
Birkaç avukat suç işliyor diye, binlerce avukat töhmet altında bırakılıyor...
Kendinizi dürüst bir avukat yerine koyun ve size suçlu muamelesi yapıldığını farzedin... Dayanabilir misiniz?..
Hikmet Sami Türk, "içeriye suç aleti sokuluyor" diyor...
Oluyorsa binde bir oluyor, bir...
Suç aletini içerde yakalayamadıktan sonra avukata hakaret niye?..
Ayrıca adımız gibi biliyoruz ki, içeriye giren suç aletlerinin yüzde 1'ini avukatlar sokuyorsa, gerisini cezaevi personeli sokuyor.
Personeline ve hükümlülere diş geçiremeyen bakan, avukatları cezalandırıyor.
Benim gözümde meselenin özü bu...
Bu kabil bir insan olduğu bence aşikar olan Jetpa'cı Fadıl Akgündüz'ü ne tanır ne ederim...
Tv'lerde görmüşlüğüm var... Adamın vücut dili, ayak üstünde yalan söylüyor...
Ne yapacaksınız, Allah da ona öyle bir vücut dili vermiş...
Ama o kalkmış, kurduğu avanta şebekesine "Allah"ı da ortak etmiş...
Almanya'da söğüşlediği ve daha da söğüşlemeyi düşündüğü gariban gurbetçilere gönderdiği mektupda...
"Jetpa bir cihat şirketidir. Allah da şirketimizin ortağıdır. Hiçbir güç bizi yıkamaz." diyor...
Allah tependen baksın e mi?..