Birkaç gün içinde Resmi Gazete'de yayınlanması beklenen Kira Yasası bazı yönleriyle eleştiriliyor ve uygulamada sorunlar yaratacağına işaret ediliyor. Yasanın yürürlük tarihinden itibaren geçerli sayılması kira kontratını önce yapmış veya yenilemiş kiracıları mağdur edecek. 1 gün veya 1 hafta farkla yasa kapsamına giremeyen kiracıların yargıya başvurması bekleniyor.
Hukukçular, kiracıların, gayrimenkul sahibiyle çıkacak bir ihtilafa karşı delil olarak; Yasa'nın uygulama tarihinden itibaren kira ödeme makbuzlarını veya banka dekontlarını saklamasını tavsiye ediyor.
Yazılı kira sözleşmesi olmayanların durumu çıkmaza giriyor. Şifai akit yapılmışsa tarih konusunda anlaşmazlıklar yaşanabilir. Anlaşmazlık mahkemeye intikal ettiğinde kiracıların veya gayrimenkul sahiplerinin şahitler bulması gerekiyor.
Uzun dönemli sözleşmelerde her yıl için artış miktarı belirlenmişse yasa kapsamında değerlendiriliyor.
Ev veya işyeri sahiplerinin "Ben kullanacağım" veya "Oğlumu evlendiriyorum, o oturacak" gibi maazeretlerle tahliye davası açabileceğine işaret eden hukukçular, yargının bu tahliyelere müsade etmeyeceğini belirtiliyorlar.
Emlak alım-satımı veya kiralanmasına ilişkin davalara bakan Avukat Nuri Karahan, "Kira Yasası'nın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin muhtemel olduğunu düşünüyor ve "Mahkeme, eşitlik ve hakkaniyet ilkesine aykırı bulduğu taktirde ki bulacaktır iptal edebilir" diyor.
Kira ve gayrimenkul alım-satımı konularıyla ilgilinen bir başka hukukçu Avukat Nihat Cuhruk ise Kira Yasası'nın düzenleniş biçiminde hata olmadığını ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal etmeyeceğini söyleyerek gerekçesini şöyle açıklıyor: "Çünkü kira 'kamu düzenine ilişkin bir husus' olarak kabul ediliyor."
Her iki avukat da yasayla ilgili bir yargı düzenlemesinin şart olduğunu söylüyorlar.