kapat

19.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CENGİZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


Artık iflâh etmez...

İş bu noktaya geldikten sonra Süleyman Demirel yeniden Cumhurbaşkanı seçilse bile, bu sadece Türkiye'nin 5 yıl yitirmesinden, toplumun biraz daha çürümesinden başka bir şeye yaramaz.

Baştan sakat bir girişim bu. Fiziki ömrünün sonbaharında, siyasi yaşamının emeklilik dönemindeki bir kişi için anayasa değiştirmeye kalkışmak bir siyasi sistem açısından bir "acz itirafı"dır. Bu nasıl 75 yaşını büyük törenlerle kutlamış ve kendine güvenli olduğu iddiasında bir cumhuriyettir ki, "internet çağı"nda parmağını bilgisayar tuşuna değdirmemiş 76 yaşındaki birinin Cumhurbaşkanlığını ille de uzatmak için binbir zorlamadan medet umuyor. Nüfusunun yüzde 65'i 30 yaşının altında bir ülkenin önündeki hayat” bir 5 yıl için, bu hüviyette birisini reva görüyor...

Süleyman Demirel öyle bir "tarih” değer" olurdu ki, ismi üzerinde bir konsansüs oluşmuş olur ve o yüzden yaşına bakılmaksızın, ülkenin başından eksik olmaması için anayasanın değiştirilmesi yoluna gidilirdi. Oysa, öyle bir manzara yok. Hükümeti oluşturan üç partinin milletvekillerinin büyük çoğunluğu onu istemiyor. DSP'lilerin büyük bölümü Bülent Ecevit'in sözünden çıkmamak uğruna kerhen "peki" diyorlar. MHP'liler, Devlet Bahçeli'nin verdiği söze kerhen uymaya çalışıyorlar. ANAP'lılar alenen istemiyorlar. Mesut Yılmaz, istermiş gibi yapıyor; istemediğini dünya âlem biliyor. Fazilet'liler haklı olarak istemiyorlar. DYP lideri Tansu Çiller, küçük ayak oyunları ile dans ediyor; Süleyman Demirel hakkındaki gerçek kanaatlerini onu bilen herkes biliyor.

Bir başka önemli husus, Cumhurbaşkanı seçiminde anayasa gereği, grup kararı alınamayacağı olgusu. Yani, Cumhurbaşkanı seçimi gizli ve her milletvekili "birey" olarak ve vicdanı ile başbaşa kalarak oy kullanıyor. 5+5 anayasa değişikliği geçse bile, -ki, bu deveye binbir hendek atlatılarak bir dizi zorlamayla belki olacak- Demirel'in Cumhurbaşkanı seçileceğinin garantisi yok.

İşte bu yüzden, bu noktaya gelindikten sonra Demirel'in seçilmesi, Türkiye'nin bir 5 yılının daha heba edilmesi anlamına gelecek. Çünkü Demirel'in "cumhur"un başkanı olamayacağı besbelli. Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi önerisi veya 5+5'in referanduma yani halkoylamasına gitmesinden veba görmüş gibi korkuluyor. Zira, Demirel adı ile halk kelimesinin yanyana gelmesinin mümkün olmadığı görülüyor.

Ortada bir anlamsız soru; bir de anlamsız iddia mevcut. Anlamsız soru, "Peki, kim olacak?" Bu soru, Süleyman Demirel'den başka bir ismi düşünmeyi imkânsızlaştırmak amacıyla soruluyor. Oysa, 65 milyon içinde olmayacak tek bir kişi varsa, o da Süleyman Demirel. Çünkü oldu. Tam 7 yıl yaptı. Yapmadığı görev de kalmadı ve 76 yaşında.

Anlamsız iddia ise, "istikrar bozulmasın diye Demirel". Saçma. Dış dünyada, Türkiye'deki istikrara en meraklı Amerika. Sebeplerin başında IMF reçetelerinin uygulanması geliyor. Ama bu Amerika, Demirel'in süresinin uzatılmasına hiç sıcak bakmıyor. Demirel, Amerika gezisini niye iptal etti sanıyorsunuz. Sebeplerinden biri, Amerika'nın geziye "yeşil ışık" yakmaması. İç politika açısından baktığınızda hükümetin devamı (yani yine istikrar için) Demirel ile devam gerekiyormuş... Saçma. Bu hükümeti Demirel mi kurdu? Ecevit-Yılmaz ekseni yıllardır var ve Demirel'in bunda hiçbir dahli yok. Bahçeli'yi bu eksene iltihaka Demirel mi ikna etti? Koca parti liderleri, arada Demirel olmadan birbirleriyle görüşüp, anlaşamıyorlar mı?

Bu konuda ihtilaf çıkarsa, hükümetin dağılmasından, dolayısıyla istikrarın bozulacağından korkuluyormuş. Saçma. Af kanunu konusunda çıkan ihtilâftan ve affı çıkaramamaktan ötürü, koalisyona son buldu mu ki, Demirel Cumhurbaşkanı olmaz ise hükümetin sonu gelsin... Ayrıca, hükümeti oluşturan üç partinin hükümette kalmaya devam sebepleri, Demirel ismi üzerinden çıkacak ihtilâftan çok daha baskın. Demirel seçilmez ise hükümet dağılmaz.

Tabii, işleri sündürmeden kolayca ve zerafetle halletmenin bir yolu var: Demirel'in kalkıp, Cumhurbaşkanlığına bir daha seçilmek istemediğini ilân etmesi. Sistemin zorlanması ve tıkanması böylece aşılır. Demirel, örnek bir jest yapmış olur. Böyle bir şey olur mu?

Saçmalama dediğinizi duyuyorum...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır