İngilizler övünürler: İngiltere'de hakimler var diye... Haklıdırlar, gerçekten İngiltere'de adalet var.
Bizde de var...
Meclis'in yapamadığını adalet yapar diye yola çıkan adalet arayıcıları bizim topraklarımızda, bizim yarım demokrasimizde de yetişiyor.
Adalet kâinatın ruhudur.
Adalet halkın gıdasıdır.
Adaletsiz ülke mezbahadır.
Cumhurbaşkanımız bizi koyun.
Ülkeyi mezbaha gibi düşünüyor. Fakat bizde de "adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin adaletli olmaları gerekir ve bunun için yılmadan, yıkılmadan çaba koymak gerekir..." diye yola çıkan adaletin iz sürücüleri var.
Üzülmeyin... Yılmayın...
Sinmeyin, içinize kapanmayın.
Adalet arayıcısı yola çıktı.
Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Soyaslan, harekete geçti. Yasal süre olan 1 ayın dolmasını bekliyor. Meclis'ten 25 dakika gibi süper bir hızla ve sadece 174 milletvekilinin oyuyla geçirilen ve Cumhurbaşkanı Demirel'in onayladığı yasanın iptali için adalete gidilecek.
8 kez iptal edildi.
Hiç kuşkunuz olmasın.
9'ncu kez de iptal edilecek.
Çünkü bizde de var...
Bizim adalet arayıcısı Prof Dr. Doğan Soyaslan da yılmıyor, sinmiyor, içine kapanıp vazgeçmiyor. Meclis Kıyak Emeklilik Yasası çıkartıyor. Adalet arayıcısı Profesör Soyaslan, harekete geçiyor, iptal ettiriyor. Meclis yeni bir Kıyak Emeklilik Yasası çıkartıyor, adalet arayıcısı profesör, yine iptal davası açıyor, kazanıyor.
1990'da...
1992'de...
1994'da...
1997'de...
1999'da...
Anayasa Mahkemesi'nin Kıyak Emeklilik adı verilen yasaların iptalinde hep adalet arayıcısı Prof Doğan Soyaslan'ın yılgınlığa düşmeyen takipçiliği, öncülüğü, yol göstericiliği var.
Soyaslan, dün bana;
"Yine dava açacağım" dedi.
Bizim adalet arayıcısı şunu yapıyor: Önce Emekli Sandığı Başkanı'na bir mektup göndererek, yaklaşık olarak şunları yazıyor: "Bir kanun herkes için eşittir. Eşit olması gerekir. Bir kişiye ya da bir gruba, sınıfa, zümreye ayrıcalık yapamaz. Oysa Meclis'ten çıkan ve sizin uyguladığınız Kıyak Emeklilik Yasası eşitliğe aykırıdır. 25-30 yıl hizmet sunmuş, 25-30 yıl kesenek primi ödemiş, 25-30 yıl mevkii, makam işgal etmiş memur emeklisi, öğretmen emeklisi, polis emeklisi, albay emeklisi, profesör emeklisi, ne iş yapmışsa onun emeklisi; 100 milyon lira ile 450 milyon lira arasında emekli aylığı alıyor. Fakat bir milletvekili emeklisi çıkartılan bir kanunla 740 milyon lira alıyor. Ayrıca temsil tazminatı adı altında 300 milyon lira daha alıyor ve maaşları 1 milyar lirayı geçiyor. Bu eşitliğe aykırıdır. Bu ödemeyi yapamazsınız derhal durdurun..."
Emekli Sandığı Başkanı...
Bu mektubu alınca...
Adalet arayıcısına...
Cevap veriyor: "Yapamayız, milletvekillerine kıyak emeklik maaş ödemesini durduramayız. Çünkü kanun çıkartılmış, Cumhurbaşkanı onaylamış. Biz kanuna uymak zorundayız" diyor. Fakat bizim Adalet arayıcısı Prof. Doğan Soyaslan, önce bir İdare Mahkemesi'nde yürütmeyi durdurma davası açıyor sonra da Anayasa Mahkemesi'nde bu kanunun iptal edilmesi için dilekçe veriyor... Ve Anayasa Mahkemesi de toplanıp, kıyak emekliliğin Anayasa'nın 10'ncu, 11'nci ve 153'ncü maddelerine yani eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı bularak kıyak emekliği iptal ediyor.
Fakat gerekçeli kararı...
Nedense geç yazıyor...
Gerekçeli kararı geç yazdığı için milletvekili emeklileri 4 bin 300 kişi ve 23 bin kişi olduğu söylenen onların dul eşleri, evlenmiş boşanmış yetim kızları adaletsiz yüksek maaşları almaya devam ediyorlar. Tam gerekçeli karar yayınlanacakken Meclis bir yeni Kıyak Emeklilik Yasası daha çıkartıyor. Cumhurbaşkanı da onu onaylıyor. Milletvekili emeklileri bu kez de bu yeni kanuna göre eşitsiz maaşlarını almaya devam ediyorlar.
Sonra yeni kanun...
Sonra yine iptal...
Sonra yine kanun ..
Sonra yine iptal...
8 kez kanun, 8 kez iptal...
Bu 9'ncu olacak.
Çünkü adaletsiz bir kanun. Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.
Susuyorlar!
Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesi, basında Kıyak Milletvekilliği Yasası diye isimlendirilen kanunu görüşüp, Anayasa'nın 10 ve 11. maddelerinde yazan eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı bularak iptal etiler. Fakat bu iptalin gerekçeli kararını yazıp, Resmi Gazete'ye yayınlansın diye göndermediler. Bu kadar zaman geçti. Niçin yazamadılar gerekçeyi? Bu kadar zaman içinde Anayasa Mahkemesi üyeleri, hiçbir kanun için mi gerekçeli karar yazmadılar? Yoksa birçok gerekçeli karar yazdılar fakat bu kıyak emekliliği iptal eden kararlarının gerekçesini mi yazmayı geciktirdiler? Niçin geciktirdiler? Susuyorlar, cevap vermiyorlar.
